Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(İslami hüküm ve hakikatler işlerine gelmeyen inkârcılar ve münafıklar) Dediler ki: “Eğer Seninle birlikte (aynen ve alenen) hidayete uyacak olursak; yerimizden ve yurdumuzdan (bâtıl ve zalim düzen içindeki saygın konumumuzdan) çekilip kopartılıveririz (makam ve menfaatimizden mahrum ediliriz). ”Oysa Biz onları, Kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün aktarılıp toplandığı, güvenli bir harem'de (Mekke ve Medine’de) yerleşik kılmış değil miydik? Fakat onların çoğu bilmeyen (cahiller ve gafillerdir). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve dediler ki: Seninle beraber doğru yola uyarsak yerimizden, yurdumuzdan oluruz, bizi çıkarıverirler buradan. Biz onları, her çeşit yiyeceklerin, meyvelerin getirilip toplandığı emin bir haremde yerleştirmedik mi, onlara katımızdan rızık olarak vermedik mi bunları ve fakat çoğu bilmez. |
Abdullah Parlıyan Meali |
“Seninle beraber doğru yolu tutacak olsak, bizi ülkemizden koparıp atarlar” diyorlar. Oysa biz onları, katımızdan rızık olarak, her türlü ürünün getirilip toplandığı mukaddes Harem'de yerleştirmedik mi? Ne var ki, çokları bunun farkında değil. |
Ahmet Tekin Meali |
Onlar:
“Biz, seninle beraber, doğru, hak yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız.” dediler. Biz onları, dokunulmazlığı olan kutsal, güvenli bir yere, Mekke-i Mükerreme'ye yerleştirmedik mi? Onları itibarlı hale, iktidara getirmedik mi? Kendi katımızdan rızık olarak, her ülkenin ürünleri toplanıp oraya getirilmiyor mu? Fakat onların çoğu bunu bilmezler. |
Ahmet Varol Meali |
Dediler ki: "Seninle birlikte doğru yola girersek yurdumuzdan atılırız." Onları, tarafımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplandığı güvenli bir Harem'e [5] yerleştirmedik mi? Ancak onların çoğu bilmiyorlar.* |
Ali Bulaç Meali |
Dediler ki: 'Eğer seninle birlikte hidayete uyacak olursak, yerimizden (yurdumuzdan ve konumumuzdan) çekilip-kopartılırız.' Oysa biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün aktarılıp toplandığı, güvenli bir harem'de yerleşik kılmadık mı? Fakat onların çoğu bilmiyorlar. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Kureyş'liler) dediler ki: “- (Doğrusun amma), eğer biz doğru yola (dinine) uyar, seninle beraber olursak yerimizden (Mekke'den) kovuluruz.” Tarafımızdan bir rızık olarak, onları, çeşitli bir çok mahsüllerin gelib toplanacağı emin bir Harem'de (içinde Beytullah olan hürmete değer bir yerde) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu (bunların Allah katından bir rızık olduğunu) bilmezler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve: “Eğer seninle beraber gösterdiğin yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız.” dediler. Hâlbuki Biz onlara güvenli, saygın bir bölgeyi (Mekke’de Kâbe çevresini) sağlamadık mı? Kendi katımızdan bir rızık olarak, bütün meyvelerden oraya celbedilmiyor mu? [Evet, böyledir.] Fakat çokları bilmez, cahil kişilerdir. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
“Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız” dediler. “Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Onlar:) “Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız” dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her türlü ürünün toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu (verilen bu nimetin kıymetini) bilmezler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Seninle beraber doğru yolda gidersek, yurdumuzdan ediliriz" dediler. Onları katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün toplandığı güvenli ve kutlu bir yere yerleştirmedik mi? Ama çoğu bilmezler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar, “Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız” dediler. Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler. |
Diyanet Vakfı Meali |
«Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız» dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler. |
Edip Yüksel Meali |
Dediler ki, "Senin hidayetine uysak yurdumuzdan ediliriz. Onları, katımızdan her çeşit ürünün rızık olarak toplanıp götürüldüğü güvenli ve kutsal bir bölgeye yerleştirmedik mi? Ne var ki çokları bilmez. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız" dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekkei Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bir de, doğrusun amma biz o doğru yolu tutar seninle beraber olursak derhal yerimizden yurdumuzdan olur çarpılırız dediler, ya biz onlara darül'emân bir haremi mekân kılmadık da mı? Ona ledünnümüzden rızkolarak her şeyin semaralı toplanacak ve lâkin ekserîsi bilmezler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Dediler ki: «Biz, eğer senin maiyyetinde doğru yolu (tutub) uyarsak derhal yerimizden (yurdumuzdan olub) kapılırız». Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak her şey'in mahsullerinin gelib toplanacağı korkusuz bir haremde yerleşdirmedik mi? Fakat onların çoğu (bu hakıykatı) bilmezler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Bir de; “(biz) seninle berâber hidâyete tâbi' olursak, yurdumuzdan hemen çıkarılırız” dediler. Hâlbuki onları, katımızdan bir rızık olarak herşeyin mahsûllerinin(toplanıp) ona getirildiği, emîn bir hareme (Mekke'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu(üzerlerindeki ni'metimizi) bilmezler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar “Seninle birlikte doğru yola girersek topraklarımızdan atılırız” dediler. Peki bir takım uyulması gerekli yasakların olduğu güvenli bu topraklara sizi biz yerleştirmedik mi? Katımızdan rızık olarak her türlü meyveler oraya toplanılmadı mı? Fakat onların çoğu bunları bilmiyorlar. |
Kadri Çelik Meali |
Dediler ki: “Eğer seninle birlikte hidayete uyacak olursak, yerimizden çekilip kopartılırız.” Oysa biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün aktarılıp toplandığı güvenli bir Harem'de (Mekke-i Mükerreme'de) yerleşik kılmadık mı? Fakat onların çoğu bilmiyorlar.* |
Mahmut Kısa Meali |
Ey şanlı Elçi! Hak dini reddeden bazı soydaşların ve hemşerilerin, buna gerekçe olarak diyorlar ki: “Ey Muhammed! Aslında güzel şeyler söylüyorsun, fakat eğer seninle birlikte bu yola girecek olursak, İslâm’a sıcak bakmayan dost ve müttefiklerimizin desteğini kaybeder, bunun sonucunda dayerimizden yurdumuzdan sürülüp atılırız!”
Oysa Biz onları, katımızdan rızk olarak her çeşit ürünün getirilip toplandığı güvenli ve kutsal bir yer olan Mekke’ye yerleştirmedik mi? Ne var ki, onların çoğu, bütün nîmetlerin Allah’ın elinde olduğunu ve dolayısıyla, üstünlük ve başarıya ancak O’na kulluk etmekle ulaşılabileceğini bilmezler.Peki, bilmezlerse ne olur: |
Mehmet Türk Meali |
(Onlar): “Biz seninle beraber hak yola uyarsak, (o zaman) yurdumuzdan kovuluruz.” dediler. Onları, kendi katımızdan bir rızık olarak, her şeyin kazancının toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke’ye) Biz yerleştirmedik mi? Fakat onların pek çoğu bunu bilmiyorlar.1* |
Muhammed Esed Meali |
“Seninle aynı yolu izleyecek olursak kendi toprağımızdan koparıp atarlar bizi” diyorlar. 57 Oysa, Katımızdan rızık olarak her türlü ürünün getirilip toplandığı, koruyucu örf altında güvenli bir yere yerleştirmedik mi onları? 58 Ne var ki, çokları [bunun] farkında değil. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bir de, “Eğer seninle birlikte doğru yola girersek, yurdumuzdan yuvamızdan koparılırız” dediler.[3434] Onları, sayemizde her türlü ürünün gelip rızık olarak kendisinde toplandığı kutsal bir dokunulmazlığa sahip güvenli bir yere Biz yerleştirmedik mi? Ne ki onların çoğu bunun bilincinde bile değil.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve dediler ki: «Eğer seninle beraber hüdaya (İslâm'a) tâbi olursak yerimizden hemen çıkarılırız. Biz onlar için bir emniyetli Harem'i metin bir mekân kılmadık mı ki, her şeyin semereleri Bizim tarafızdan bir rızk olmak üzere onun için toplanır. Fakatonların ekserisi bilmezler.» |
Suat Yıldırım Meali |
“Doğru söylüyorsun, ama biz sana tâbi olup o doğru yolu tutarsak, yerimizden yurdumuzdan olur, burada barınamayız” dediler. Oysa tarafımızdan bir rahmet olarak Biz, onları her türlü ürünün getirilip toplandığı, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Ne var ki onların çoğu bu nimetin kadrini bilmezler. * |
Süleyman Ateş Meali |
Dediler ki: "Biz seninle beraber doğru yola gelirsek yurdumuzdan atılırız." Biz onlara kendi katımızdan bir rızık olarak, her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir mekan vermedikmi? Fakat çokları bilmezler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Size diyorlar ki; “Eğer doğru yola, seninle birlikte biz de girsek, yerimizden, yurdumuzdan ediliriz.” Dokunulmaz ve güvenli olan bir bölgeye (Mekke’ye) onları biz yerleştirmedik mi? Oraya her yerden her türlü ürün; ayrıca katımızdan da bir rızık getirilir. Ancak, onların pek çoğu bunu bilmez. |
Şaban Piriş Meali |
-Eğer, seninle birlikte doğru yolu tutacak olursak, ülkemizden sürülürüz, dediler. Oysa biz, onları katımızdan rızık olarak verdiğimiz ürünlerin gelip toplandığı emin ve saygın bir yere yerleştirmedik mi? Fakat, onların çoğu bilmezler. |
Ümit Şimşek Meali |
“Seninle birlikte doğru yolu tutacak olursak yerimizden, yurdumuzdan oluruz” dediler. Her çeşit ürünün tarafımızdan bir rızık olarak gelip toplandığı güvenli ve hürmetli bir beldeye(7) onları yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu, bunların Allah'tan geldiğini bilmiyor.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Dediler ki: "Eğer seninle birlikte yol alırsak, yerimizden, yurdumuzdan oluruz." Biz onları, katımızdan rızık olarak gelen tüm ürünlerin derlenip toplandığı güvenli, saygıdeğer bir mekâna yerleştirmedik mi? Ama onların çokları bilmiyorlar. |
M. Pickthall (English) |
And they say: If we were to follow the Guidance with thee we should be torn out of our land. Have We not established for them a sure sanctuary, whereunto the produce of all things is brought (in trade), a provision from Our presence? But most of them know not. |
Yusuf Ali (English) |
They say: "If we were to follow the guidance with thee, we should be snatched away(3389) from our land." Have We not established for them a secure sanctuary, to which are brought as tribute fruits of all kinds,- a provision from Ourselves? but most of them understand not.* |