Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Nihayet Biz onu (Karun’u) da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir taraftarı olmamış (olanlar da fayda vermemişti) . Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Derken onu da, sarayını da yere geçirdik, Allah'tan başka ona yardım edecek bir topluluğa sahip değildi ve kendisinin de kendisine bir yardımı dokunamadı.* |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve sonunda Kârûn'u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O'na Allah'a karşı yardım edecek bir kimse bulunmadı. Kendisinin de, kendisine bir yardımı dokunamadı. |
Ahmet Tekin Meali |
Nihayet, onu da, konağını, hazinelerini ve yurdunu da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'ın dışında, kulları durumundakilerden, kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi. |
Ahmet Varol Meali |
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi. |
Ali Bulaç Meali |
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nihayet Karûn'u, hem de sarayı ile yere geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek bir cemaatı yoktu onun. Allah'ın azabından kendini kurtarıcılardan da olmadı. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Nihayet Biz, onu da evini de yere batırdık. Allah’tan başka, ona yardım edecek bir cemaati olmadı. Kendi kendine de yardım edemedi. (Kendi imkânları da ona bir fayda vermedi.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek yandaşları da yoktu; o, kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Sonunda (yaptıkları yüzünden) biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek bir topluluk da olmadı (ve olamazdı da). O, kendisini kurtarabilecek durumda da değildi. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sonunda, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah’a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi! |
Diyanet Vakfı Meali |
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi. |
Edip Yüksel Meali |
Onu eviyle birlikte yerin dibine geçirdik. ALLAH'ın dışında kendisine yardım edecek bir bölüğü yoktu; kazananlardan olmadı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Derken biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek taraftarları olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Derken biz onu hem de sarayı ile yere geçiriverdik o vakıt Allaha karşı yardımına gelecek tarafdarları da olmadı, kendini kurtaracaklardan da değildi |
Hasan Basri Çantay Meali |
Nihayet biz onu da, sarayını da yere geçiriverdik. Artık Allaha karşı kendisine yardım edecek hiçbir cemâati da yokdu onun. Bizzat kendisini müdâfaa edebileceklerden de değildi o. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Nihâyet, onu da sarayını da yere geçiriverdik;(2) artık Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluk da olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Karun'u ve evini yerin dibine batırdığımızda ona, Allah dan başka yardım eden hiçbir gurup olmadı. Zaten Karun da kendi kendine yardım edecek durumda değildi. |
Kadri Çelik Meali |
Sonunda onu da konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi. |
Mahmut Kısa Meali |
Karun, bir süre daha lüks ve refah içinde hayat sürdü fakat sonunda, hem kendisini hem de o görkemli sarayını helâk edip yerin dibine geçirdik! Öyle ki, ne o güçlü kuvvetli orduları ve adamları onu Allah’a karşı koruyabildi, ne de kendi kendini bu acıklı sondan kurtarabildi! |
Mehmet Türk Meali |
Sonunda Biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Onun Allah’ın dışında kendisine yardım edebilecek kimsesi olmadığı gibi o, kendisini (bile) kurtarabileceklerden değildi. |
Muhammed Esed Meali |
Ve sonunda onu da, evini barkını da yere batırdık: öyle ki, Allah'a karşı hiçbir şey, hiç kimse onun yardımına yetişmedi; 91 pek tabii, kendi kendine yardım edebilecek durumda da değildi. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Nihayet onu da, evini barkını da yerin dibine geçirdik.[3458] Artık Allah’a karşı kendisine yardım edecek bir topluluk da yoktu; kendisi de, yardımı hak edenlerden biri olmadı.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Derken onu konağı ile beraber yere geçirdik. Ve ona Allah'dan başka yardım eder bir cemaat bulunmadı ve kendisine yardım edeceklerden olmadı. |
Suat Yıldırım Meali |
Derken Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçiriverdik. Ne yardımcıları Allah'a karşı kendisine yardım edip, onu kurtarabildi, ne de kendi kendisini savunabildi. Krş. KM, Sayılar, 16 |
Süleyman Ateş Meali |
Nihayet onu da, evini barkını da yere batırdık. Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini (savunup) kurtaranlardan da değildi. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Nihayet onu, yeriyle yurduyla birlikte batırdık. Allah’tan başka ona yardımcı olacak bir ekip ortaya çıkmadı. Herhangi bir yardım da görmedi. |
Şaban Piriş Meali |
Karun'u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O'na, Allah'a karşı yardım edecek kimse de yoktu. Kendi kendini de kurtaramadı. |
Ümit Şimşek Meali |
Sonra Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık ne Allah'a karşı ona yardım eden bir topluluk vardı, ne de o kendisine yardım edecek haldeydi. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Nihayet, Karun'u da sarayını da yere geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi. |
M. Pickthall (English) |
So We caused the earth to swallow him and his dwelling place. Then he had no host to help him against Allah, nor was he of those who can save themselves. |
Yusuf Ali (English) |
Then We caused the earth(3411) to swallow up him and his house; and he had not (the least little) party to help him against Allah, nor could he defend himself.* |