Ankebût Suresi 53. Ayet


Arapça

وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَوْلَا أَجَلٌ مُّسَمًّى لَجَاءهُمُ الْعَذَابُ وَلَيَأْتِيَنَّهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve yesta’cilûneke bil azâb(azâbi), ve lev lâ ecelun musemmen le câehumul azâb(azâbu), ve le ye’tiyennehum bagteten ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).


Kelimeler

ve yesta'cilûne-ke ve senden acele (acil) istiyorlar
bi el azâbi azabı
ve lev lâ ve eğer olmasaydı
ecelun bir zaman, ömür
musemmen isimlendirilmiş, belirlenmiş
le mutlaka, elbette, muhakkak
câe-hum onlara geldi
el azâbu azap
ve le ye'tiyenne-hum ve mutlaka onlara gelecek
bagteten aniden, ansızın
ve hum ve onlar
lâ yeş'urûne (şuurunda) bilincinde olmazlar,

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Hakka ve halka hıyanet edenler, va’ad edilen) Azabı(n gelmesi hususunda) Senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer ki adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap çoktan gelip çatmıştı. Fakat kendileri şuurunda olmadan, (azap ve yıkım) mutlaka apansız gelip onları bulacaktır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve senden, azabın çarçabuk gelmesini isterler ve muayyen bir zamanı olmasaydı azap, gelip çatardı onlara ve azap, onlara apansız gelecek ve onların haberleri bile olmayacak.
Abdullah Parlıyan Meali Senden azabın hemen inmesini isterler. Eğer belirlenmiş bir vakti olmasaydı, azap onlara hemen gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada, o azap kendilerine ansızın gelecektir.
Ahmet Tekin Meali Senden, küstahça azâbı çabucak getirmeni istiyorlar. Eğer tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Onlar farkında olmadan elbette ansızın gelecektir.*
Ahmet Varol Meali Senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara azap gelirdi. Fakat onlar farkında değillerken o, kendilerine ansızın gelecektir.
Ali Bulaç Meali Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.
Ali Fikri Yavuz Meali (Ey Rasûlüm, kâfirler, başımıza taş yağdır diye) senden azabın acele inmesini istiyorlar. Eğer belli bir vakit olmasaydı, o azab, onlara, muhakkak gelmişti. Elbette o, ansızın kendilerine gelecektir; onların (bu azabın gelişinden) haberleri olmıyacaktır.
Bahaeddin Sağlam Meali Senden acilen azabın gelmesini istiyorlar. Eğer tayin edilmiş bir süre olmasaydı, azap onlara gelecekti. Ve onlar farkına varmadan, aniden azap onlara gelecektir.
Bayraktar Bayraklı Meali Senden, azabı çabucak getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, o azap kesinlikle onlara gelirdi. Fakat onlar farkında değilken azap ansızın kendilerine geliverecektir.
Cemal Külünkoğlu Meali Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. Eğer önceden belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Fakat hiç farkında olmadıkları bir sırada elbette o (azap), ansızın kendilerine gelecektir.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Senden azabı acele bekliyorlar. Eğer süre belirtilmiş olmasaydı azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkına varmadan başlarına ansızın gelecektir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette gelecektir.
Diyanet Vakfı Meali Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.
Edip Yüksel Meali Azabı getirmen için sana meydan okuyorlar! Belirlemiş olduğumuz bir zaman olmasaydı, o azap onlara gelecekti. Onlara ansızın, haberleri olmadan gelecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azab elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat yine de, hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine mutlaka gelecektir.
Elmalılı Meali (Orjinal) Bir de senden acele azâb istiyorlar, eğer müsemmâ bir ecel olmasa idi o azab onlara muhakkak gelmişti ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmıyarak ansızın gelecek
Hasan Basri Çantay Meali Senden azâbı çarçabuk (getirmeni) isterler. Eğer muayyen bir vakit olmasaydı o, elbette onlara gelib çatmışdı bile. (Bununla beraber) o, kendileri farkında olmayarak, onlara ansızın gelecekdir muhakkak.
Hayrat Neşriyat Meali Bir de senden azâbı acele istiyorlar. Hâlbuki belirlenmiş bir müddet olmasaydı, o azab onlara mutlaka gelirdi. Ve şübhesiz ki (o istedikleri azab), kendilerine haberleri olmadan ansızın gelecektir.
İlyas Yorulmaz Meali Senden azabın gelmesini acele olarak istiyorlar. Azap için zaman belirlenmemiş olsaydı, azap onlara mutlaka gelmişti. Ama onlar .habersizken aniden o azap başlarına gelecek.
Kadri Çelik Meali Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap gelmiş olurdu. Fakat kendileri farkında olmadan o (azap), onlara kuşkusuz ansızın geliverecektir.
Mahmut Kısa Meali İşledikleri bunca günaha rağmen, hâlâ başlarına taşlar yağmadığını gören ve bundan cesaret alan zâlimler, sana karşı küstahça meydan okuyor ve senden, bir an önce azâbı getirip kendilerini cezalandırmanı istiyorlar. Oysa Allah, tövbe edip doğru yola gelmeleri için onlara mühlet veriyor. Eğer ilâhî hikmet uyarınca, zâlimlerin yargılanması için belirli bir süre belirlenmemiş olmasaydı, bu küstahça davranışlarından dolayı, hak ettikleriazap çoktan başlarına çökmüş olurdu. Şimdilik onlara biraz daha mühlet verilecektir, fakat günü gelince, o alay edip durdukları azap, hiç beklemedikleri bir anda, onları ansızın yakalayacaktır!
Mehmet Türk Meali (Ey Muhammed!) Senden azabı hemen getirmeni istiyorlar. Eğer (Allah tarafından) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara (şu ana kadar) kesinlikle gelirdi. (Eğer böyle giderlerse) o bekledikleri azap, farkına varmadıkları bir anda, onlara ansızın gelecektir.
Muhammed Esed Meali Şimdi onlar, [Allah'ın] azabını çabuklaştırman için sana meydan okuyorlar; 51 eğer [bunun için Allah tarafından] belli bir vade konulmuş olmasaydı azap elbette başlarına hemen gelirdi! Ama o âniden kopup gelecek ve hiçbiri de farkında olmayacak.
Mustafa İslamoğlu Meali Ve onlar, sana (meydan okuyarak) azabı çabuklaştırmanı istiyorlar;[3540] eğer belirlenmiş (yasaya uygun) bir süreci olmamış olsaydı,[3541] azap onların başına derhal gelirdi: yine de o, onlar hiç farkında değilken ansızın mutlaka çıkagelecek.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve senden azabı alelacele isterler. Eğer muayyen bir akit olmasa idi elbette onlara azap geliverirdi. Ve muhakkak ki, onlara kendileri farkında olmaksızın gelecektir.
Suat Yıldırım Meali Senden çarçabuk başlarına azabı getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vâdesi olmasaydı azap onlara muhakkak gelmişti bile! Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine ansızın gelecektir. [8, 32]
Süleyman Ateş Meali Senden azabı çabuk istiyorlar. Eğer (azab için) belirtilmiş bir süre olmasaydı, onlara hemen azab gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o, kendilerine ansızın gelecektir.
Süleymaniye Vakfı Meali Senden azabı çabuklaştırmanı istiyorlar; o belirlenmiş ecel[*] olmasaydı hemen gelirdi. O azap onlara, beklenmedik bir anda ve fark edemedikleri bir şekilde gelecektir.*
Şaban Piriş Meali Senden acele azap istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara hemen azap gelirdi. Azap onlara haberleri olmadıkları bir sırada ansızın gelecektir.
Ümit Şimşek Meali Senden azabın çabuklaştırılmasını istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vakti olmasaydı, azap hemen başlarına gelirdi. Zaten o, farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Azabı senden çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok.
M. Pickthall (English) They bid thee hasten on the doom (of Allah). And if a term had not been appointed, the doom would assuredly have come unto them (ere now). And verily it will come upon them suddenly when they perceive not.
Yusuf Ali (English) They ask thee to hasten on the Punishment(3485) (for them): had it not been for a term (of respite) appointed, the Punishment would certainly have come to them: and it will certainly reach them,- of a sudden, while they perceive not!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları