Mu'min Suresi 47. Ayet


Arapça

وَإِذْ يَتَحَاجُّونَ فِي النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفَاء لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ أَنتُم مُّغْنُونَ عَنَّا نَصِيبًا مِّنَ النَّارِ


Türkçe Okunuşu

Ve iz yetehâccûne fîn nâri fe yekûlud duafâu lillezînestekberû innâ kunnâ lekum tebean fe hel entum mugnûne annâ nasîben minen nâr(nâri).


Kelimeler

ve iz ve o zaman, olduğu zaman
yetehâccûne tartışırlar
fî en nâri ateşin içinde, ateşte
fe o zaman, böylece
yekûlu der, söyler
ed duafâu zayıflar, güçsüzler
li ellezîne istekberû kibirlenen kimselere
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
kunnâ biz olduk, biz idik,
lekum sizin için, size
tebean tâbî
fe o zaman, böylece
hel
entum sizi
mugnûne giderenler, uzaklaştıranlar
an-nâ bizden
nasîben nasip, pay
min den
en nâri ateş

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Resulüm, münkir ve münafıkların cehennemdeki münakaşasını hatırlat ki) Ateşin içinde, (asılsız iddialar öne sürüp) karşılıklı tartışırlarken; zayıf bırakılanlar (müstaz’aflar), büyüklenen (müstekbir) lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (tebaanız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?"
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve ateşte, birbirleriyle çekişmeye başladıkları zaman düşkünler, ululuk satanlara diyecekler ki: Gerçekten size uymuştuk, sizin adamlarınızdık biz, ateşin bir miktarını olsun defedebilir misiniz bizden?
Abdullah Parlıyan Meali Dünya hayatında Allah'tan gelen gerçekleri inkâr edenler, ahirette ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar büyüklük taslayanlara diyecekler ki: “Biz size uymuştuk, şimdi siz şu ateşten bize düşen payı, bizden savabilir misiniz?”
Ahmet Tekin Meali Kâfirler ateşin içinde birbirlerinden davacı olup, deliller getirerek tartışırlarken, zavallılar, büyüklük taslayan zorba iktidar sahiplerine: “Biz size uymuştuk. Şimdi siz, biraz olsun, bizi ateşten kurtarabilir misiniz?” derler.
Ahmet Varol Meali Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıflar büyüklük taslayanlara derler ki: "Doğrusu biz size uyanlardık. Şimdi, ateşten bir parçayı bizden savabilir misiniz?"
Ali Bulaç Meali Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: 'Gerçekten biz, size uymuş (teb'anız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?
Ali Fikri Yavuz Meali Hatırla o vakti ki, (kâfirlerin önderleri ile ayak takımları) ateşde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, büyüklük taslıyanlara (önderlerine) şöyle diyecekler: “- Biz (dünyada) size itaatkâr idik. Şimdi siz, bizden ateşin bir kısmını savabiliyor musunuz?”
Bahaeddin Sağlam Meali Düşün ki onlar, ateşte tartışacaklar. Zayıflar, büyüklenenler: “Biz size tabi idik. Siz bugün, bir miktar ateşi bizden giderebilir misiniz?” derler.
Bayraktar Bayraklı Meali Kâfirler, o gün ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara, “Biz size uymuştuk: Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz?” diyecekler.
Cemal Külünkoğlu Meali Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara: “(Dünyada iken) biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?” derler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslayanlara: "Doğrusu biz size uymuştuk, şimdi ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara, “Biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?” derler.
Diyanet Vakfı Meali (Kâfirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz? derler.
Edip Yüksel Meali Ateşte tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslamış olanlara, "Biz sizin izleyicileriniz idik, öyleyse bu ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Hele ateş içinde birbirlerini protesto ederlerken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara: "Hani bizler size tabi idik. Şimdi siz bizden bir ateş nöbetini savabiliyor musunuz?" derler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve hele ateş içinde biribirlerine (ıhticac) protesto ederlerken: o vakıt zuafa kısmı o büyüklük taslıyanlara diyorlardır: hani bizler sizin tebeanız idik, şimdi siz bizden bir ateş nevbetini savabiliyor musunuz?
Hasan Basri Çantay Meali (Kâfirler) ateşin içinde birbiriyle hüccetler göster (erek çekiş) irlerken zaîf olanlar o büyüklük taslayanlara «Biz, sizin tebeanızdık. Şimdi siz ateşden bir cüz'ünü olsun bizden savabilir misiniz?» der(ler).
Hayrat Neşriyat Meali O vakit (Cehennem ehli) ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar o büyüklük taslayanlara der ki: “Gerçekten biz (dünyada iken) size tâbi' olanlar idik. Şimdi siz ateşin birazını olsun, bizden def' edebilir kimseler misiniz?”
İlyas Yorulmaz Meali Ateş içerisinde birbirleriyle çekiştikleri zaman, dünyada iken zayıf durumda olanlar, büyük gördüklerine “Kayıtsız şartsız biz size tabi olmuştuk. Şimdi siz, ateşten bizim payımıza düşen azabı engelleyebilir misiniz? diye sorarlar.
Kadri Çelik Meali Ateşin içinde, karşılıklı tartışırlarken zayıf bırakılanlar, büyüklenenlere derler ki: “Gerçekten biz, size uymuş olan kimselerdik. Şimdi siz ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?”
Mahmut Kısa Meali O zaman zâlimler, cehennem ateşinde birbirleriyle tartışmaya başlayacaklar. Yeryüzünde ezilen, sömürülen ve güçsüz bırakılanlar, dünyada iken peşlerinden gittikleri ve bir vakitler büyüklük taslamış olan lider ve yönetici konumundaki kimselere sitem ederek diyecekler ki: “Biz hayatımız boyunca sizin izinizden hiç ayrılmamıştık. Şimdi ateşin bir kısmını olsun bizden uzaklaştırabilir misiniz?”
Mehmet Türk Meali Onlar, cehennemde karşılıklı tartışırlarken zayıflar, büyüklük taslayanlara: “Gerçekten biz, (dünyada) size uyuyorduk. Şimdi siz, bizden şu ateşin bir miktarını kaldırabiliyor musunuz?” derler.1*
Muhammed Esed Meali ONLAR, [hayatta iken hakikati inkar etmiş olanlar, içine atıldıkları öteki dünyanın] ateşi ortasında birbirleriyle tartışacaklar; ve zayıf olanlar küstahça böbürlenenlere: “Doğrusu biz sadece size uymuştuk: o halde, şu ateşten [bize düşen] payı hafifletebilir misiniz?” 32 diyeceklerdir.
Mustafa İslamoğlu Meali HANİ ateşin bağrında karşılıklı tartışırken onları (bir görmelisin): Nitekim zayıflar büyüklük taslayanlara, “Bizim sizin peşinize takıldığımız kesin; şu halde ateşin üzerimizdeki etkisini bir parça olsun hafifletemez misiniz?” diye yalvaracaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Hatırla o vakti ki, ateş içinde birbirleriyle muhasemede bulunurlar. O vakit zayıf olanlar, ululanmış bulunanlara derler ki: «Şüphe yok, biz size tâbi olmuş idik, şimdi siz bizi bir miktar ateşten kurtarabilir misiniz?»
Suat Yıldırım Meali Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken zayıflar, dünyada büyüklük taslayanlara: “Biz bunca zaman size tâbi olduk, bari ateş azabının bir kısmını olsun kaldırabilir misiniz? ”
Süleyman Ateş Meali Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara dediler ki: "Biz size uymuştuk. Şimdi siz, şu ateşin ufak bir parçasını bizden savabilir misiniz?"
Süleymaniye Vakfı Meali Ateşin içinde birbirlerine baskın gelmeye çalışırlarken, güçsüzler, büyük saydıkları kişilere şöyle derler: "Biz size uyan kimselerdik. Şimdi ateşin bir parçasını olsun bizden savarsınız değil mi?"
Şaban Piriş Meali -Ateşte tartışırlar. Zayıf bırakılanlar, büyüklük taslayanlara şöyle derler:-Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?
Ümit Şimşek Meali Ateşte çekişip dururlarken, güçsüz olanlar, büyüklük taslayanlara derler ki: “Biz size uymuştuk. Şimdi bizden ateşin birazını olsun savabiliyor musunuz?”
Yaşar Nuri Öztürk Meali O vakit onlar ateş içinde çekişir dururlar. Horlanan takım, böbürlenen takıma şöyle der: "Biz sizin uydularınız olmuştuk. Şimdi şu ateşin bir kısmını olsun bizden uzak tutabilir misiniz?"
M. Pickthall (English) And when they wrangle in the fire, the weak say unto those who were proud: Lo! we were a following unto you: will ye therefor rid us of a portion of the Fire?
Yusuf Ali (English) Behold, they will dispute with each other in the Fire!(4420) The weak ones (who followed) will say to those who had been arrogant, "We but followed you: Can ye then take (on yourselves) from us some share of the Fire?*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları