Sebe Suresi 19. Ayet


Arapça

فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ


Türkçe Okunuşu

Fe kâlû rabbenâ bâidbeyne esfârinâ ve zalemû enfusehum fe cealnâhum ehâdîse ve mezzaknâhum kulle mumezzak(mumezzakın), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
kâlû dediler
rabbe-nâ Rabbimiz
bâid uzak kıl
beyne arasında
esfâri-nâ seferlerimiz
ve zalemû ve zulmettiler, haksızlık ettiler
enfuse-hum kendileri
fe o zaman, böylece
cealnâ-hum onları kıldık
ehâdîse efsane, nakledilen olaylar
ve mezzaknâ-hum ve onları parçaladık, dağıttık
kulle bütünüyle,hepsi, tamamen
mumezzakın parçalanmış olarak, parça parça
inne muhakkak
fî zâlike bunda
le mutlaka, elbette, muhakkak
âyâtin âyetler
li kulli hepsi için, herbiri için vardır
sabbârin sabredenler
şekûrin şükredenler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Onlar ise: “Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır, bunları uzaklaştır) ” dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Rabbimiz dediler, gidip geleceğimiz yerlerin aralarını uzaklaştır ve kendilerine zulmettiler, derken onları masala çevirdik, paramparça ettik onları; şüphe yok ki bunda, adamakıllı sabreden ve iyiden iyiye şükreden her kişiye deliller var elbet.
Abdullah Parlıyan Meali Onlar ise, bu bereket, güven ve rahatlığı anlayamadılar da: “Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzdaki konakları, birbirinden uzaklaştır” dediler ve böylece kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, bu yüzden dillerde dolaşan, destanlara çevirdik ve darmadağın ettik. Kuşkusuz bunda, sıkıntılara göğüs geren ve Allah'a gönülden şükredenler için, alınacak dersler vardır.
Ahmet Tekin Meali Bunun üzerine onlar: “Ey Rabbimiz! Seyahatlerimizde, öğle vakti ve akşamleyin konakladığımız yerler arasındaki mesafeyi uzat” dediler. Kendilerine, birbirlerine yazık ettiler. Biz de onları ibret verici kıssalar haline getirdik. Onları darmadağın ettik. Bunda, çok sabrederek mücadeleye devam eden, çok şükreden herkes için ibretler, uyarılar vardır.*
Ahmet Varol Meali Ama onlar: "Rabbimiz! Yolculuklarımızın mesafelerini uzaklaştır" dediler ve kendi kendilerine haksızlık ettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve kendilerini darmadağın ettik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve çokça şükreden herkes için ibretler vardır.
Ali Bulaç Meali Onlar ise: 'Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
Ali Fikri Yavuz Meali Buna karşı onlar: “-Ey Rabbimiz! (çok kâr yapabilmemiz için bulunduğumuz bu şehirle, mal getirdiğimiz o bereketli şehir arasındaki mesafeyi), seferlerimizin arasını uzaklaştır.” dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları, (kendilerinden sonra gelenlerin dillerinde dolaşan) masallara çevirdik ; ve kendilerini (başka yerlere göç suretiyle) darma dağınık ettik. Şübhesiz ki bunda, çok şükreden her sabırlı için ibretler vardır.
Bahaeddin Sağlam Meali Fakat onlar: “Ey Rabbimiz! Bizi birbirimizden uzaklaştır” dediler, kendilerine zulmettiler. Biz de onları, (tarihi) efsanelere çevirdik ve onları paramparça ettik. Şüphesiz bunlarda, sabredip şükredenler için önemli belgeler vardır.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlar, “Ey Rabbimiz! Bizim yolculuk mesafelerimizi uzat!” dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları dillerde dolaşır sözler haline getirdik. Onları tamamen darmadağın ettik. Şüphesiz bunlarda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için dersler vardır.
Cemal Külünkoğlu Meali Fakat onlar (İsyankâr bir eda ile): “Ey Rabbimiz! (çok kâr edebilmemiz için bulunduğumuz şehirle, mal getirdiğimiz o şehir arasındaki mesafeyi), seferlerimizin arasını uzaklaştır” dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, (kendilerinden sonra gelenlerin dillerinde dolaşan) masallara çevirdik ve kendilerini (başka yerlere göç suretiyle) dağıttık. Muhakkak ki bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Ama onlar: "Rabbimiz! Yolculuklarımızın mesafesini uzak kıl" deyip kendilerine yazık ettiler. Biz de onları efsane yapıverdik, darmadağın ettik. Doğrusu bunlarda, pek sabreden ve çok şükreden kimseler için dersler vardır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar ise, “Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzun konakları arasını uzaklaştır” dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları ibret kıssalarına çevirdik ve kendilerini darmadağın ettik. Şüphesiz ki bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Diyanet Vakfı Meali Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Edip Yüksel Meali "Rabbimiz, seferlerimizin arası uzaklaştı," diyerek kendilerine zulmettiler. Sonunda onları darmadağın edip tarihe gömdük. Her sabırlı ve şükreden kişi için bunda dersler vardır.*
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Buna karşı onlar: "Ey Rabbimiz! Seferlerimizin arasını uzaklaştır" dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve tamamen didik didik dağıttık. Şüphesiz ki bunda çok şükredecek her sabırlı için elbette ibretler vardır.
Elmalılı Meali (Orjinal) Buna karşı onlar «ya rabbenâ, seferlerimizin arasını uzaklaştır» dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve temamen didik didik dağıttık, şübhesiz ki bunda çok şükredecek her sabırlı için elbette âyetler var
Hasan Basri Çantay Meali Onlar ise (buna karşı). «Ey Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaşdır» demişler, kendilerine yazık etmişlerdi. İşte biz de onları masallara çeviriverdik. Onları darma dağınık etdik. Şübhesiz ki bunda çok sabır (ve) çok şükreden herkes için elbette ibretler vardır.
Hayrat Neşriyat Meali Fakat (onlar:) “Rabbimiz! Seferlerimizin (yolculuk yaptığımız şehirlerin) arasını uzaklaştır!” dediler ve kendilerine zulmettiler; nihâyet onları efsânelere çevirdik ve onları tamâmen parçalanmış olarak darmadağın ettik. Şübhesiz ki bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için nice ibretler vardır.
İlyas Yorulmaz Meali Dediler ki “Rabbimiz! Bizim seyahat ettiğimiz yollarımızdan, o helak olmuş toplumları uzak tut” (Onları görmek istemiyoruz) diyerek kendi nefislerine zulmettiler. Bizde onları darmadağınık bir hale getirip cezalandırmak suretiyle, onları efsane haline getirdik. Bu olaylarda, sabredip şükredenler için alınacak ibret sahneleri var.
Kadri Çelik Meali Bunun üzerine onlar ise, “Rabbimiz, yolculuklarımızın arasını aç” dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsane kıldık (dillere düşürdük) ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
Mahmut Kısa Meali Fakat onlar, aralarında zulüm ve haksızlığı yaygınlaştırarak, lisan-ı hal ile âdetâ, “Ey Rabb’imiz, yol güzergâhı üzerinde bulunan konaklarımız arasındaki mesafeyi uzat. Artık mesafeler çok kısa kalıyor. Şimdiki haliyle bunu herkes yapabilir. Biz güçlü, kuvvetli, her türlü imkana sahip insanlarız. Daha uzun mesafelere, daha büyük işlere lâyığız!” diyerek şımardılar. Büyüklük tasladılar. Kendilerine yazık ettiler. Biz de onları paramparça edip Arabistan’ın dört bir yanına dağıtarak, bir zamanlar dillere destan Sebe ülkesini, artık unutulmuş bir efsaneye dönüştürdük. Hiç kuşkusuz bunda, musîbetler karşısında isyan etmeyip sabreden ve nîmetler karşısında şımarmayıp şükreden kimseler için nice ibret dersleri vardır.
Mehmet Türk Meali Ama onlar: “Ey Rabbimiz! Yolculuklarımızın arasını uzaklaştır.”1 diyerek kendi kendilerine zulmettiler. Biz de onları ibret kıssaları haline getirdik ve onları darmadağın ettik. Şüphesiz bunda, çok sabreden2 ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.*
Muhammed Esed Meali Buna rağmen onlar, “Rabbimiz seyahat menzillerimiz arasındaki mesafeyi uzattı!” dediler. 27 Ve böylece kendi kendilerine zulmetmiş oldular. Biz de bunun üzerine onları [geçmişin] efsane[lerinden biri]si haline döndürdük ve darmadağın ettik. 28 Kuşkusuz bunda, sıkıntılara göğüs geren ve [Allah'a] gönülden şükredenler için alınacak dersler vardır.
Mustafa İslamoğlu Meali Buna rağmen onlar “Rabbimiz! Sefer menzillerimiz arasındaki mesafeyi uzat!” de(meye getir)diler[3839] ve böylece kendilerine zulmetmiş oldular. Bunun üzerine Biz de onları, geçmişin efsanelerine döndürdük ve paramparça edip dağıttık.[3840] Hiç şüphesiz bütün bunlarda, derin bir şükran duygusuyla (O’na kullukta) direnen herkes için mutlaka alınacak dersler vardır.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Fakat onlar: «Rabbimiz! Bizim seferlerimiz arasını uzaklaştır» dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları dillere destan ettik ve onları büsbütün parçalamakla parçaladık. Şüphe yok ki, bunda herbir sabreden, şükreyleyen için elbette ibretler vardır.
Suat Yıldırım Meali Fakat onlar: “Ya Rabbena, seferlerimizin arasını uzaklaştır (şehirlerimiz birbirine çok yakın, bunların arasını uzat, daha uzun mesafelere gidelim, ülkemizi genişlet) diye dua ettiler ve böylece kendilerine yazık ettiler. Biz de onları dillere destan olan, hayret ve ibretle bahsedilen masal haline getirdik, başka yerlere göç etmeleri suretiyle darmadağın ettik. Bunda elbette çok sabırlı, çok şükürlü olan kimselerin alacakları hayli ibretler vardır. [28, 581; 16, 112]*
Süleyman Ateş Meali Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır (şehirlerimiz birbirine çok yakın, bunlarını arasını uzat da daha uzun mesafelere gidelim) dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik, onları darmadağın ettik. Şüphesiz bunda, sabreden, şükreden herkes için ibretler vardır.
Süleymaniye Vakfı Meali Ama onlar, kendilerini yanlış işlere soktukları halde “Sahi Rabbimiz, yolculuklarımızın arasını daha da uzat” diye dua ediyorlardı. Biz de onları darmadağın ederek sırf hikayeleri anlatılan kişiler haline getirdik. Bunda, çok sabreden ve çok şükreden kimseler için dersler vardır.
Şaban Piriş Meali - Rabbimiz, yolculuklarımızın mesafesini uzaklaştır, dediler. Kendi kendilerine zulmettiler. Biz de onları efsane haline getirdik, darmadağın ettik. İşte bunda her sabırlı ve şükür eden kimse için bir ibret vardır.
Ümit Şimşek Meali Fakat onlar “Rabbimiz, konaklarımızın arasını uzat” dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları darmadağın edip dillere düşürdük. Çok sabredip çok şükretmesini bilen herbir kul için bunda ibretler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz de onları efsaneler haline getirdik; hepsini darmadağın ettik. İşte bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler vardır.
M. Pickthall (English) But they said: Our Lord! Make the stage between our journeys longer. And they wronged themselves, therefore We made them bywords (in the land) and scattered them abroad, a total scattering. Lo! herein verily are portents for each steadfast, grateful (heart).
Yusuf Ali (English) But they said:(3817) "Our Lord! Place longer distances between our journey- stages":(3818) but they wronged themselves (therein). At length We made them as a tale (that is told),(3819) and We dispersed them all in scattered fragments. Verily in this are Signs for every (soul that is) patiently constant and grateful.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları