Sebe Suresi 34. Ayet


Arapça

وَمَا أَرْسَلْنَا فِي قَرْيَةٍ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَا إِنَّا بِمَا أُرْسِلْتُم بِهِ كَافِرُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve mâ erselnâ fî karyetin min nezîrin illâ kâle mutrefûhâ innâ bimâ ursiltum bihî kâfirûn(kâfirûne).


Kelimeler

ve mâ erselnâ ve biz göndermedik
içinde, vardır
karyetin ülke, şehir, kasaba
min nezîrin (nezirlerden) bir nezir
illâ ancak, sadece
kâle dedi
mutrefû-hâ onun refah içinde olanları, ileri gelenleri
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
bimâ şey ile
ursiltum siz gönderildiniz
bi-hi onunla
kâfirûne inkâr edenler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Biz hangi ülkeye bir uyarıcı (elçi) gönderdikse, mutlaka oranın “refah içinde şımaran önde gelenleri”: "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve hiçbir şehre korkutuculardan birini göndermedik ki oradaki nimete, mala sahib olanlar, şüphe yok ki biz, size gönderilen şeyleri inkar ediyoruz demesinler.
Abdullah Parlıyan Meali Biz her ne zaman, bir ülkenin toplumuna bir uyarıcı gönderdiysek, o toplumun varlıkla şımarmış kimseleri: “Doğrusu biz, sizinle gönderilen şeyleri tanımıyoruz, reddediyoruz!” demişlerdir.
Ahmet Tekin Meali Biz herhangi bir memlekete özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı gönderdiğimizde, o memleketin refah ile şımartılmış ileri gelenleri mutlaka: “Sizin tebliğ ile görevlendirildiğiniz dini biz kabul etmiyoruz, inkâr ediyoruz” demişlerdir.*
Ahmet Varol Meali Biz hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek muhakkak oranın varlıklıları: "Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz" dediler.
Ali Bulaç Meali Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın 'refah içinde şımaran önde gelenleri': 'Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz' demişlerdir.
Ali Fikri Yavuz Meali Biz herhangi bir memlekete azabla korkutucu bir peygamber gönderdikse, muhakkak o memleketin ileri gelen refah düşkünleri: “- Biz, sizin gönderdiğiniz şeyleri (Allah'ın emirlerini) inkâr edenleriz.” dediler. (Ey Rasûlüm, onun için sen, kavminden bir kısım elebaşlar iman etmedi diye üzülme.)
Bahaeddin Sağlam Meali Biz, hiçbir şehre hiçbir uyarıcı peygamber göndermeyiz illa ki, oranın şımarık başkanları: “Biz, sizin getirdiğiniz mesajları kabul etmiyoruz.” demiş olmasınlar.
Bayraktar Bayraklı Meali Biz, herhangi bir ülkeye bir uyarıcı gönderdiğimizde mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri, “Biz, size gönderilmiş şeyi inkâr ediyoruz” demişlerdir.[453]*
Cemal Külünkoğlu Meali Biz, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarık zenginleri: “Biz, sizin gönderdiğiniz şeyleri (Allah'ın emirlerini) inkâr edenleriz.” dediler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Doğrusu uyarıcı göndermiş olduğumuz her kentin varlıklı kimseleri, "Biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" dediler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Biz, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarık zenginleri, “Biz, sizinle gönderileni inkâr ediyoruz” demişlerdir.
Diyanet Vakfı Meali Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkâr ediyoruz, demişlerdir.
Edip Yüksel Meali Bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderirsek, elitleri, "Sizin kendisiyle gönderildiğiniz mesajı reddediyoruz," dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Biz herhangi bir memlekete tehlikeyi haber veren bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın refah ile şımartılmış olanları: "Biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanımayız." dediler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Biz her hangi bir memlekette (bir nezîr) tehlikeyi haber veren bir Resul gönderdikse her halde onun refah ile şımartılmış olanları dediler ki: «biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanıyamayız»
Hasan Basri Çantay Meali Biz hiçbir memlekete gelecek tehlikeleri haber verici bir peygamber göndermedik, ille oranın refah erbabı: «Biz, sizin gönderdiğiniz şeylere küfr edicileriz» dediler.
Hayrat Neşriyat Meali Hem hiçbir memlekete (kendilerine Allah'ın azâbından haber veren) bir korkutucu(peygamber) göndermedik ki, mutlaka oranın ni'met içinde (şımarmış) olanları: “Gerçekten biz kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr edenleriz” demiş olmasın!
İlyas Yorulmaz Meali Biz, bir şehrin ileri gelenleri “Biz size gönderilmiş olanı inkar edip kabul etmiyoruz” dedikten sonra, onlara uyarıcı göndermişizdir.
Kadri Çelik Meali Biz hangi ülkeye, bir uyarıp korkutucu gönderdiysek, mutlaka oranın refah içinde şımaran önde gelenleri, “Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz” demişlerdir.
Mahmut Kısa Meali Zaten, Biz ne zaman bir memlekete uyarıcı bir Peygamber veya dâvetçi gönderdiysek, o ülkenin zenginliklerini ellerinde bulunduran, lüks ve refah içinde yüzen ve her türlü ahlâksızlık ve sefahate dalmış olan kesimi, alışageldikleri yaşantının sona ereceği endişesiyle, İslâm dâvetçilerine, “Şunu peşinen söyleyelim, biz sizin getirdiğiniz mesajı inkâr ediyoruz!” demişlerdir.
Mehmet Türk Meali Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarmış elebaşları, ona mutlaka: “Gerçekten biz sizinle gönderilen mesajları inkâr ediyoruz.” dediler.
Muhammed Esed Meali Nitekim, ne zaman bir topluma uyarıcı gönderdiysek, toplumun sefahata dalmış olan kesimi, 45 “[Sahip olduğunuzu iddia ettiğiniz] mesajınızın hak olduğunu inkar ediyoruz!” derler;
Mustafa İslamoğlu Meali Ve ne zaman Biz bir topluma uyarıcı göndermişsek, oranın refah içinde şımarmış seçkinleri “Sizinle gönderilen şeyin ısrarlı inkârcısıyız” derler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve hiçbir beldeye bir korkutucu zât göndermedik ki, illâ onun refah içinde yaşayanları dediler ki: «Biz şüphe yok ki, kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar edicileriz.»
Suat Yıldırım Meali Uyarmak üzere Peygamber gönderdiğimiz hiçbir belde yoktur kionların ileri gelen, varlıklı ve şımarık olanları: “Biz sizinle gönderilen şeyleri reddediyoruz, bunu böyle bilesiniz! ” demiş olmasınlar.
Süleyman Ateş Meali Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıkla şımarmış kimseleri: "Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkar ediyoruz" dediler.
Süleymaniye Vakfı Meali Bir yere elçi gönderdiğimizde onların şımartılmış takımı şunu söyler: "Biz sizinle gönderilen şeyleri görmek istemiyoruz".
Şaban Piriş Meali Bir ülkeye uyarıcı göndermedik ki oranın varlıklıları:-Biz, sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz demiş olmasınlar.
Ümit Şimşek Meali Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdiysek, oranın refah içinde şımarmış ileri gelenleri, “Sizinle gönderileni biz inkâr ediyoruz” dediler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Biz, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, onun servet ve refahla şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz, sizin elçilik yaptığınız şeyi inkâr ediyoruz!"
M. Pickthall (English) And We sent not unto any township a warner, but its pampered ones declared: Lo! we are disbelievers in that which ye bring unto Us.
Yusuf Ali (English) Never did We send a warner to a population, but the wealthy ones among them(3841) said: "We believe not in the (Message) with which ye have been sent."*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları