Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Bu durumda mecburen) "Biz O’na (Allah’a ve Kur’an’ına) iman ettik" derler; ancak onlara böyle uzak bir yerden (ve çok geç kalınmış bir halde hidayete) el uzatmaları (ve iman nimetine kavuşmaları artık) nerede? (Çünkü son pişmanlık faydasızdır.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve diyecekler ki: İnandık ona, fakat bu uzak bir yerde nereden imana kavuşacaklar, ondan faydalanacaklar? |
Abdullah Parlıyan Meali |
İş işten geçtikten sonra o gün: “Biz O'na iman ettik” derler; ama uzak yerden, yani dünyaya tekrar dönüp kurtuluşa ermeleri onlar için ne mümkün. |
Ahmet Tekin Meali |
İş işten geçtikten sonra:
“Ona iman ettik” demişlerdir. Uzak bir yerden, ulaşılması mümkün olmayan bir yerden imana el uzatmak, ona kavuşmak, onlar için ne mümkün!* |
Ahmet Varol Meali |
"Ona inandık" derler. Ama onlar için, uzak bir yerden [3] (imana) ulaşmak nerede?* |
Ali Bulaç Meali |
'Biz O'na iman ettik' derler; ancak onlara uzak bir yerden (ahiretten imana) el uzatmak nerede? |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ve azabı gördükleri zaman): “-Biz O'na= Hz. Muhammed'e (s.a.v.) iman ettik.” demektedirler; fakat uzak bir yerden (ahiretten) tevbe etmek nerede? |
Bahaeddin Sağlam Meali |
52. Telaşa düştükleri zamanı bir görseydin! Onlara kurtuluş olmayacaktır. Ve yakın bir yerden yakalanacaklardır. (O gün) “O Kur’ana inandık” derler. Fakat çok uzak bir yerden nasıl ona ulaşacaklardır?! |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar o zaman, “Gerçeğe inandık” derler. Uzak bir yerden ona nasıl ulaşacaklar? |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Azabı gördükleri zaman:) “Biz O'na (Peygamber'e) inandık” derler. Ama iyice uzağında kaldıkları (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imanı nasıl yakalayacaklar? |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
51,52. Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur, cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman, "Allah'a inandık" derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasıl kolayca ulaşırlar? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
(Azabı görünce), “ona inandık derler” ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan)[446] iman elde etmek nasıl mümkün olur?* |
Diyanet Vakfı Meali |
(İş işten geçtikten sonra:) «Ona inandık» demişlerdir, ama uzak yerden (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imana kavuşmak onlar için nasıl mümkün olur? |
Edip Yüksel Meali |
"Ona inandık," derler. Uzak bir yerden ona nasıl ulaşabilirler? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ve: "O'na iman ettik" demektedirler. Fakat onlar için (âhiret gibi) uzak bir yerden (imana) el sunmak (ulaşabilmek) nerede? |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve «iyman ettik ona» demektedirler, fakat onlara uzak yerden el sunmak nerede? |
Hasan Basri Çantay Meali |
«Ona îman etdik» demişlerdir. Fakat onlar için (dünyâye) uzak (kalmış) bir yerden (tevbeye) el sunmak nerede?. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Artık (iş işten geçtikten sonra): “Ona (Muhammed'e) îmân ettik” demişlerdir. Fakat uzak bir yerden (âhiret âleminden, dünyada olması gereken îmânı) elde etmek, onlar için nasıl (mümkün) olur? |
İlyas Yorulmaz Meali |
“O na (Allah'a) iman ettik” dediler. Fakat kurtulmaları çok uzak olduğu halde, onların nasıl bir kurtuluş ümitleri olabilir ki? |
Kadri Çelik Meali |
“Biz ona (Kur'an'a) iman ettik” derler; ancak onu uzak bir yerden (berzahtan dünyaya) nasıl uzanıp alacaklar ki? |
Mahmut Kısa Meali |
İşte o zaman, “Biz şimdi ona inandık!” diye yalvaracaklar fakatbu kadar uzak bir mesafeden nasıl dünyaya ellerini uzatıp imanı alabilecekler? Kaçan fırsat bir daha ele geçer mi hiç? |
Mehmet Türk Meali |
(İşte o zaman onlar): “Biz O (Allah’a) îman ettik” derler. Ancak onlar o uzak yer (olan âhiretten dünyaya dönüp de) îmana nasıl ulaşacaklar?1* |
Muhammed Esed Meali |
ve [görsen, nasıl] “Biz [şimdi] ona inandık!” diye yalvarırlar!” Fakat nasıl bu kadar uzaktan 64 [kurtuluşa] ere[ceklerini ümit ede]bilirler? |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İşte onlar (o zaman) “Biz ona inandık!” diye haykırırlar.[3870] Ama bunca uzak mesafeden (kurtuluşa) zahmetsizce ulaşmak[3871] nasıl ve nereden mümkün olacak?* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve demiş olurlar ki, ona imân ettik. Fakat onlara uzak bir yerden el sunmak nerede? |
Suat Yıldırım Meali |
İş işten geçtikten sonra “Peygambere inandık. ” demektedirler; ama uzak yerden, ta dünyadan imanı nasıl alabilsinler? [32, 12]* |
Süleyman Ateş Meali |
Ona inandık demektedirler, ama uzak yerden (ta dünyadan imanı) nasıl alabilsinler?* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
“Tamam biz ona inandık" derler ama, o kadar uzaklaşmışken ona nereden ulaşacaklar? |
Şaban Piriş Meali |
-Ona inandık, derler. Bu kadar uzak yerden ona nasıl ulaşılır?( İnanmak neye yarar?) |
Ümit Şimşek Meali |
“Ona iman ettik” demektedirler. Ama o kadar uzaktan imana el atmak ne mümkün?(6)* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Ona inandık!" dediler. Ama nasıl mümkün olur onlar için imana ulaşmak o uzak yerden! |
M. Pickthall (English) |
And say: We (now) believe therein. But how can they reach (faith) from afar off, |
Yusuf Ali (English) |
And they will say, "We do believe (now) in the (Truth)"; but how(3864) could they receive (Faith) from a position (so far off,-* |