Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Oysa daha önce Onu (Kur’an’ı ve Resulüllah’ı) kesinlikle inkâr ediyorlardı; ve onlar uzak bir yerden (asılsız ihtimallerle tahmin yürütüyor) gayba (görünmeyen karanlıklara taş) atıp duruyorlardı (İslam’a dil uzatıyorlardı). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve gerçekten de önce ona kafir olmuşlardı ve uzak bir yerdeyken gizli şeye dair dillerine geleni söylüyorlardı. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Halbuki daha önce, dünyada Allah'ı, peygamberi, kitabı inkâr etmişlerdi, insan kavrayışının ötesindeki bazı şeylere yani cennet, cehennem, mahşer ve hesaba dil uzatıyorlardı. |
Ahmet Tekin Meali |
Halbuki, daha önce, hakkı inkârda ısrar etmişlerdi. Uzak bir yerden gaybla, duyu ve bilgi alanı ötesiyle ilgili tahmin yürütüyorlar, mesnetsiz ileri-geri konuşuyorlardı.* |
Ahmet Varol Meali |
Daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı. [4]* |
Ali Bulaç Meali |
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı). |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Halbuki daha önce (dünyada) O'nu= Hz. Peygamberi inkâr etmişlerdi; ve bilmedikleri şeye haktan uzak olarak lâf atıp duruyorlardı; (Peygamber için sihirbazdır, şairdir, kâhindir diyorlardı). |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Çünkü daha önce (ona yakın iken,) onu inkâr etmişlerdi. Çok uzak bir yerden, (tahminlerle) gayba taş atıyorlardı. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar, bu duruma düşmeden önce inkâr etmişler, bilmeden uzaktan taş atmışlardı. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Hâlbuki daha önce onu inkâr etmişlerdi. O zaman insan kavrayışının ötesindeki (ahiret) hakkında uzaktan laf atıp tutuyorlardı. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Oysa onu daha önce inkar etmişler, uzak bir yer olan dünyadan görünmeyene dil uzatmışlardı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. |
Diyanet Vakfı Meali |
Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. |
Edip Yüksel Meali |
Halbuki daha önce onu yalanlamışlardı. Bilgileri olmayan konularda uzaktan atıp tutuyorlardı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Halbuki daha önce (dünyada) O'nu inkâr etmişlerdi. Uzak yerden gayba taş atıyorlardı. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Halbuki evvel ona küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı |
Hasan Basri Çantay Meali |
Halbuki daha evvel ona küfretmişlerdi. Uzak bir yerden gaybe atıb tutuyorlardı. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hâlbuki daha önce onu gerçekten inkâr etmişlerdi. Ve uzak bir yerden gayba (taş)atıyor (bilmeden ileri geri konuşuyor)lardı. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Halbuki daha önceden Allah'ı inkar edip, hiçbir bilgileri olmadığı halde, gayb (dirilme ve hesap günü) hakkında yalanlamalarda bulunuyorlardı. |
Kadri Çelik Meali |
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; onlar uzak bir yerden (dünyadan) gayb (ahiret) hakkında atıp tutuyorlardı (yalanlıyorlardı). |
Mahmut Kısa Meali |
Oysa daha önce fırsat varken onu inkâr etmişlerdi! Tâ uzaklardan, nasıl da âhiret hakkında câhilce atıp tutuyorlardı! |
Mehmet Türk Meali |
Oysa daha önce onlar, o (âhireti) inkâr ediyorlar ve uzaktan ğayba dil uzatıyorlardı. |
Muhammed Esed Meali |
Halbuki önceleri hakikati inkara kalkışmışlar ve insan kavrayışının ötesindeki bazı şeylere uzaktan dil uzatmışlardı. 65 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Oysa ki onlar daha önceden inkâr etmişler ve (dünya gibi) uzak bir noktadan (âhiret gibi) idraki aşan bir gerçeğe dil uzatmışlardı. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Halbuki, O'nu evvelce inkar etmişlerdi ve gayba uzak bir yerden taş atıyorlardı. |
Suat Yıldırım Meali |
Halbuki daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı! [18, 22; 45, 32] |
Süleyman Ateş Meali |
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak yerden görülmeyene taş atıyorlardı.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Oysa daha önce görmezlikten gelerek[1] uzakça bir yerden karanlığa taş atıyorlardı[2].* |
Şaban Piriş Meali |
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden atıp tutuyorlardı. |
Ümit Şimşek Meali |
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; o zaman gayb âlemi hakkında uzaktan uzağa atıp tutuyorlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Daha önce inkâr etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak yerden. |
M. Pickthall (English) |
When they disbelieved in it of yore. They aim at the unseen from afar off. |
Yusuf Ali (English) |
Seeing that they did reject Faith (entirely) before, and that they (continually) cast(3865) (slanders) on the unseen from a position far off?* |