Zumer Suresi 49. Ayet


Arapça

فَإِذَا مَسَّ الْإِنسَانَ ضُرٌّ دَعَانَا ثُمَّ إِذَا خَوَّلْنَاهُ نِعْمَةً مِّنَّا قَالَ إِنَّمَا أُوتِيتُهُ عَلَى عِلْمٍ بَلْ هِيَ فِتْنَةٌ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe izâ messel insâne durrun deânâ, summe izâ havvelnâhu ni’meten minnâ kâle innemâ ûtîtuhu alâ ilm(ilmin), bel hiye fitnetun ve lâkinne ekserehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
izâ olduğu zaman
messe isabet etti, dokundu
el insâne insana
durrun zarar
deâ-nâ bize dua etti
summe sonra
izâ olduğu zaman
havvelnâ-hu ona verdik, ona lütfettik (gönderdik)
ni'meten nimet
min-nâ bizden
kâle dedi
innemâ ancak, sadece
ûtîtu-hu o verildi
alâ ilmin bir ilim üzere
bel hayır, bilâkis
hiye o
fitnetun bir fitne, bir imtihan
ve lâkinne ve lâkin, fakat
eksere-hum onların çoğu
lâ ya'lemûne bilmiyorlar, bilmezler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali İnsana bir zarar dokunduğu (ve çaresiz kaldığı zaman, hemen) Bize yalvarır. Sonra (sıkıntılarını giderip) ona katımızdan bir nimet verdik mi “Bu bana (kendi) bilgim (ve becerim) sayesinde verilmiştir” (diyerek nankörlüğe kaymaktadır) . Doğrusu bu (nimetler de musibetler de insanı denemek için bir) imtihandır; fakat çokları (gerçeği) bilmediklerinden (İslami şuur eksikliğinden gaflete dalmaktadır).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali İnsana bir zarar geldi mi bizi çağırır, sonra katımızdan bir nimet verdik mi ona, der ki: Bana bu nimet, bilgim yüzünden verilmiştir; hayır, o bir sınamadır ve fakat çoğu bilmez.
Abdullah Parlıyan Meali İşte böyle, insanın başına bir bela geldiğinde, bize yardım için yalvarır, fakat ona tarafımızdan bir iyilikte bulunduğumuz zaman kendi kendine, bütün bunlar bana bilgim yüzünden verilmiştir der. Hayır, o nimet ve başa gelenlerin hepsi bir imtihandır, fakat onların çoğu bu imtihan gerçeğini bilmezler.
Ahmet Tekin Meali İnsanın başına bir felâket, bir sıkıntı geldiği, ekonomik darboğaza düştüğü zaman bize kulluk ve ibadet eder, yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, “Bu, bana yalnızca ticarî bilgimden, maharetimden dolayı verildi” der. Doğrusu bu ağır bir imtihandır. Fakat onların çokları bunu bilmezler.*
Ahmet Varol Meali İnsana bir darlık dokunduğunda bize dua eder. Sonra ona kendi katımızdan bir nimet verdiğimizde: "Bu bana ancak bir bilgi dolayısıyla verildi" der. Hayır, o bir imtihandır. Ancak onların çoğu bilmiyorlar.
Ali Bulaç Meali İnsana bir zarar dokunduğu zaman, bize dua eder; sonra tarafımızdan ona bir nimet ihsan ettiğimizde, der ki: 'Bu, bana ancak bir bilgi(m) dolayısıyla verildi.' Hayır; bu bir fitne (kendisini bir deneme)dir. Ancak çoğu bilmiyorlar.
Ali Fikri Yavuz Meali (Nankör) insana bir zarar dokundu mu, bize yalvarır; sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdik mi: “-Bu, bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir.” der. Doğrusu bu bir imtihandır; fakat çokları bilmezler.
Bahaeddin Sağlam Meali İşte insana bir zarar dokunduğu zaman, Bize yalvarır. Sonra kendi katımızdan ona bir nimet ikram ettiğimizde, “Ben bunu ancak kendi bilgimle elde ettim” der. Hâlbuki o nimet, onun için bir imtihandır. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Bayraktar Bayraklı Meali İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimizde, “Bu bana yalnızca bilgimden dolayı verilmiştir” der. Hayır, o bir sınavdır. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Cemal Külünkoğlu Meali İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet (bolluk ve mevki) verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o (verilen nimetlerin hepsi) bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) İnsanın başına bir sıkıntı gelince Bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimiz zaman: "Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir" der. Hayır; o bir imtihandır, fakat çokları bilmezler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler.
Diyanet Vakfı Meali İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra, kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, «Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir» der. Hayır o, bir imtihandır, fakat çokları bilmezler.
Edip Yüksel Meali İnsana bir kötülük dokunduğu zaman bizi çağırır; ancak ona bir nimet verdiğimiz zaman ise: "Bu, bana bilgimden dolayı verilmiştir," der. Aslında o bir testtir, ne var ki çokları bilmez
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Fakat insana bir sıkıntı dokunuverince bize yalvarır, sonra kendisine tarafımızdan bir nimet bahşettiğimiz zaman da: "O bana bir bilgi üzerine verildi." der. Belki bu bir imtihandır, fakat pek çokları bilmezler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Fakat insana bir sıkıntı dokunuverince bize yalvarır, sonra kendisine tarafımızdan bir ni'met bahşediverdiğimiz zaman da o bana bir bilgi üzerine verildi der, belki o bir fitnedir velâkin pek çokları bilmezler
Hasan Basri Çantay Meali İnsana bir zarar dokunduğu zaman bizi çağırır (yalvarır). Sonra kendisine bizden bir ni'met verdiğimiz vakit «Bu, bana ancak bilgi (m) den dolayı verilmişdir» der. Hayır bu, bir imtihandır. Lâkin onların çoğu bilmezler.
Hayrat Neşriyat Meali Fakat insana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır; sonra kendisine tarafımızdan bir ni'met verdiğimiz zaman: “(Bu) bana ancak (bendeki) bir bilgi sâyesinde verildi”(1) der. Hayır! O (kendilerine verdiğimiz ni'metler) bir imtihandır; fakat onların çoğu bilmezler.*
İlyas Yorulmaz Meali İnsana bir zarar dokunduğunda, bize yalvarır. O zararı bizden bir nimete çevirdiğimizde “Bu nimetler benim bilgimin karşılığında verilmiştir” der. Hayır, o nimetler onun için bir denemedir. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.
Kadri Çelik Meali İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize dua eder; sonra tarafımızdan ona bir nimet ihsan ettiğimizde der ki: “Bu, bana ancak (sahip olduğum) bir bilgi dolayısıyla verildi.” Hayır! Bu bir denemedir. Ancak onların çoğu bilmiyorlar.
Mahmut Kısa Meali İnsanoğlu herhangi bir belâ veya sıkıntıyla yüz yüze gelince, Bize içtenlikle yalvarıp yakarır fakat bu sıkıntının ardından ona Kendi katımızdan bir nîmet tattırdığımızda, “Bu servet bana,üstün yeteneklerim ve engin bilgim sayesinde verilmiştir ve bu da, benim doğru yolda olduğumu açıkça gösteren bir işarettir! O hâlde, mal benim, mülk benim; dilediğim gibi harcarım!” der. Hayır; aslında bu nîmetlerin verilmesi bir imtihândır fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Mehmet Türk Meali İnsana bir zarar dokunduğu zaman, hemen Bize duâ eder, sonra (Biz) tarafımızdan ona bir nîmet ihsan edince de: “Bu (nîmet) bana ancak bendeki bilgi sayesinde verildi.”1 der. Hâlbuki bu bir imtihandır, ama onların çoğu bilmiyorlar.*
Muhammed Esed Meali İŞTE [böyle:] İnsanın başına bir bela geldiğinde bize yardım için yalvarır; fakat ona katımızdan bir iyilikte bulunduğumuz zaman, [kendi kendine,] “[Bütün] bunlar bana [benim kendi] hikmetimden 55 dolayı verilmiştir!” der. Hayır! Bu [rahmetin verilmesi] bir imtihandır, ama çoğu onu anlamaz.
Mustafa İslamoğlu Meali İŞBU nedenle, ne zaman insanın başına bir zarar gelse Bize yalvarır; daha sonra kendisi katımızdan bir nimete kavuşsa “Bu servete ben sadece ve sadece kendi bilgim ve becerim sayesinde ulaştım” der;[4148] ama hayır, aksine o bir sınav aracıdır: ne var ki onların çoğu bunu dahi kavrayamamaktadır.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Fakat insana bir zarar dokunduğu vakit Bize dua eder. Sonra ona tarafımızdan bir nîmet verdiğimiz vakit de: «Bana o, şüphe yok ki bir bilgi üzerine verilmiştir» der. Belki o, bir imtihandır. Fakat onların birçokları bilmezler.
Suat Yıldırım Meali İnsanın başı derde girdi mi Biz'e yalvarır, ama sonra ona tarafımızdan nimet verince: “Ben bilgi ve becerim sayesinde bu serveti elde ettim” der. Hayır! Bu bir imtihandır, ama çokları bunu anlamazlar. [28, 76-78; 34, 35]*
Süleyman Ateş Meali İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize du'a eder. Sonra, ona bizden bir ni'met verdiğimiz vakit; "Bu, (benim) bilgi(m) sayesinde bana verildi" der. Hayır, o bir imtihandır, fakat çokları bilmiyorlar.
Süleymaniye Vakfı Meali İnsanın başı sıkışınca bize yalvarır. Sonra iyilik yaparak ona bir fırsat versek “Bu, bana bendeki bir ilme karşılık verildi” der. Oysa fırsat verilmesi bir fitnedir [*] (kendilerini yakan bir imtihandır) ama çoğu bunu bilmez.*
Şaban Piriş Meali İnsana bir zarar dokundu mu hemen bize dua eder. Onu bizden bir rahmet ile değiştirdiğimiz zaman da:-Bu bana, bilgim dolayısıyla verilmiştir der. Oysa o bir imtihandır. Fakat çokları bilmez.
Ümit Şimşek Meali İnsan bir sıkıntıya düştüğünde Bize yakarır. Ona tarafımızdan bir nimet tattırdığımızda ise “Bilgim sayesinde bu benim oldu” deyiverir. Oysa o bir sınamadır; fakat çokları bunu bilmez.
Yaşar Nuri Öztürk Meali İnsana bir zorluk/zarar dokunduğunda bize yalvarır-yakarır; sonra ona bizden bir nimet lütfettiğimizde şöyle der: "Bu bir ilim sayesinde verildi bana!" Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların çokları bilmiyorlar.
M. Pickthall (English) Now when hurt toucheth a man he crieth unto Us, and afterward when We have granted him a boon from Us, he saith: Only by force of knowledge I obtained it. Nay, but it is a test. But most of them know not.
Yusuf Ali (English) Now, when trouble touches man, he cries to Us:(4318) But when We bestow a favour upon him(4319) as from Ourselves, he says, "This has been given to me because of a certain knowledge (I have)!"(4320) Nay, but this is but a trial, but most of them understand not!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları