Ahzâb Suresi 36. Ayet


Arapça

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُّبِينًا


Türkçe Okunuşu

Ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin izâ kadallâhu ve resûluhu emren en yekûne lehumul hıyeretu min emrihim, ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe kad dalle dalâlen mubînâ(mubînen).


Kelimeler

ve mâ ve şey
kâne oldu
li mu'minin mü'min bir erkek için
ve lâ ve olmaz, olmasın
mu'minetin mü'min
izâ kada allâhu Allah hükmettiği zaman
ve resûlu-hû ve onun resûlü
emren emir, iş
en yekûne olmak, olması
lehum onlarındır, onlar için vardır
el hıyeretu seçme, tercih
min emri-him onların emrinden, onların işlerinden
ve men ve kim
ya'sıllâhe Allah'a asi olmak, itaat etmemek
ve resûle-hu ve O'nun Resûlü, elçisi
fe o zaman, böylece
kad oldu, olmuştu
dalle saptı
dalâlen dalâlet
mubînen açıkça, apaçık

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği (bir konuda karar verdiği) zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için, artık o işlerinde kendi isteklerine (ve beklentilerine) göre (başka görüşleri) seçme ve tercih hakkı yoktur, olamaz! Kim Allah'a ve Resulü’ne isyan ederse (Ayet ve hadislerin açık hükümlerini çiğner ve kendi keyfince te’vil edip tersine çevirirse), işte gerçekten o, apaçık bir sapkınlıkla sapmıştır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Allah ve Resulü, bir işe hükmetti mi erkek olsun, kadın olsun, hiçbir inananın, o işi istediği gibi yapmakta muhayyer olmasına imkan yoktur ve kim, Allah'a ve Peygamberine isyan ederse gerçekten de apaçık bir sapıklığa düşmüş, sapıtıp gitmiştir.*
Abdullah Parlıyan Meali Allah ve elçisi, bir konuda hüküm verdikten sonra, artık inanmış bir erkek ve kadının, kendi işlerinde tercih hakları yoktur. Ama böyle bir hakkı kendilerinde görerek, Allah'a ve elçisine isyan eden kimse, apaçık bir sapıklıkla sapıtmış olur.
Ahmet Tekin Meali Allah ve Rasulü bir planı icraya karar verdiği zaman, Kur'ân ve sünnetteki emirler, hükümler söz konusu olunca, mü'min bir erkeğin ve mü'min bir kadının, şahsî düşünce ve kararlarına dayalı başka tercihlerini dikkate almaları mümkün değildir. Kim Allah'a ve Rasulüne bağlılığı ve saygıyı terkeder, emirlerine itaat etmez, savsaklar ve rızalarını gözetmez, Kur'ân'ı ve sünneti uygulamazsa, kesinkes başına buyruk hareket ederek açıkça hak yoldan uzaklaşmış, dalâleti, bozuk düzeni, helâki, ahmaklığı tercih etmiştir.*
Ahmet Varol Meali Allah ve Peygamberi bir işe hükmettiğinde artık mü'min bir erkeğin ve mü'min bir kadının işlerinde kendi isteklerine göre bir seçim hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Peygamberine karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığın içine düşmüştür.*
Ali Bulaç Meali Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.
Ali Fikri Yavuz Meali Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir erkekle mümin bir kadın için, kendi işlerinden dolayı Allah'ın ve Peygamberin hükmüne aykırı olanı seçmek hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlüne isyan ederse, muhakkak açık bir sapıklık etmiş olur. (Hz. Peygamber (s.a.v.) halası kızı Zeyneb'i azadlısı ve oğulluğu bulunan Zeyd ile nikâhlamak istemişti. Bunlardan her ikisi de muvafakat etmemişlerdi. Bunun üzerine, bu âyeti kerime nâzil oldu ve onlar da evlendiler).
Bahaeddin Sağlam Meali Allah ve Resulü bir işi emrettikleri zaman, mümin erkek ve kadınların kendi isteklerine göre hareket etmeleri, onlara yakışmaz. Kim Allah ve Resulüne karşı isyan ederse, o apaçık bir sapıklığa düşmüş demektir.
Bayraktar Bayraklı Meali Allah ve Peygamberi bir işi emrettiğinde, hiçbir inanmış erkek ve kadının o işte tercih hakkı yoktur. Kim, Allah'ın ve Peygamberinin emrine aykırı hareket ederse, kesinlikle apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
Cemal Külünkoğlu Meali Allah ve Resulü bir iş hakkında hüküm verdiği zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendiişleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Allah ve Peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.
Diyanet Vakfı Meali Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
Edip Yüksel Meali ALLAH ve elçisi bir işte hüküm verdiği zaman, hiçbir inanan erkek ve kadın o işte seçim hakkına sahip değildir. Kim ALLAH'a ve elçisine isyan ederse açık bir biçimde sapmış olur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âşi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.
Elmalılı Meali (Orjinal) Bununla beraber gerek bir mü'min için ve gerek bir mü'mine, Allah ve Resulü bir işe huküm verdiği zaman o işlerinden ihtiyar kendilerinin olmak olamaz, ve her kim Allah ve Resulüne âsıy olursa açık bir sapıklık etmiş olur
Hasan Basri Çantay Meali Allah ve peygamberi bir işe hüküm etdiği zaman gerek mü'min olan bir erkek, gerek mü'min olan bir kadın için (ona aykırı olacak) işlerinde kendilerine muhayyerlik yokdur. Kim Allaha ve Resulüne isyan ederse muhakkak ki o, apaçık bir sapıklıkla yolunu sapıtmışdır.
Hayrat Neşriyat Meali Hem Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, artık ne mü'min bir erkek, ne de mü'min bir kadın için (o hükme muhâlif) işlerinde kendilerine (başka bir yolu) seçme hakkı yoktur! Ve her kim Allah'a ve Resûlüne isyân ederse, artık muhakkak ki apaçık bir sapıklık ile dalâlete düşmüş olur.
İlyas Yorulmaz Meali İnanan bir erkek ve inanan bir kadın için, Allah ve O nun Elçisi bir işte hüküm verdiğinde, artık onun için (o hükme teslim olmaktan başka) o işinde seçim hakkı yoktur. Kim Allah ve elçisine isyan ederse, açıkça sapıtmış olur.
Kadri Çelik Meali Allah ve resulü bir işe hükmettiği zaman, mümin olan bir erkek ve mümin olan bir kadın için o işte (kendi isteklerine göre) seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve resulüne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapıtmıştır.*
Mahmut Kısa Meali Allah ve dolayısıyla, O’nun emirlerini sizlere ulaştıran Elçisi herhangi bir konuda kesin ve bağlayıcı bir hüküm vermişse, artık inanan bir erkek ve kadının, kendi görüşüne dayanarak aksi yönde bir tercihte bulunması kesinlikle söz konusu olamaz! Şunu iyi bilin ki, her kim kendisinde böyle bir hak görerek Allah’a ve Elçisine başkaldıracak olursa, muhakkak apaçık bir sapıklığa düşmüş demektir! Hz. Muhammed (s) Peygamber olmadan yıllar önce eşi Hatice, kabîle savaşlarında esir edilen çocuk yaşta bir köleyi ona hediye etmişti. Muhammed, Zeyd adındaki bu genç köleyi alır almaz özgürlüğüne kavuşturdu ve ona öz evladı gibi davrandı. Yıllar sonra Zeyd’in babası, kaçırılıp köle yapılan çocuğunun izini süre süre Mekke’ye kadar gelerek, ücretini ödemek şartıyla çocuğunu Muhammed’den istedi. O da kararı Zeyd’e bıraktı; eğer gitmek isterse hiçbir ücret istemeden onu ailesine vereceğini söyledi. Fakat Zeyd, Muhammed’i babasına tercih ederek onun yanında kaldı. Muhammed (s) de onu evlat edinerek yanına aldı. Muhammed’e Peygamberlik verildiğinde, ona ilk inananlardan biri de, Zeyd olmuştu. Müslümanlar Medîne’ye hicret ettikten sonra Peygamber, halasının kızı Zeyneb ile azatlı kölesi Zeyd’i evlendirmek istedi. Zeyneb, önce bunu kabul etmek istemediyse de, Peygamberi kıramayıp Zeyd ile evlendi. Fakat bu evlilik, eşler arasındaki uyumsuzluk sebebiyle sağlıklı yürüyemedi. Bu arada Allah, bu evliliğin sona ereceğini ve ardından, —başka bir geleneği daha yıkmak için— Peygamberin Zeyneb ile evleneceğini ona vahiy yoluyla bildirmişti. Fakat bu emir Peygambere o kadar ağır gelmişti ki, eşini boşamak için kendisine danışmaya gelen evlatlığı Zeyd’e, her defasında bunu yapmamasını söyleyerek işi geciktirmeye çalışıyordu. Çünkü kâfirlerin bunu fırsat bilip İslâm aleyhinde propaganda yapacakları endişesi bir yana, Müslümanların bile bu evliliği yadırgayacağından korkuyordu. O günkü geleneklere göre, bir kişinin evlatlığı aynen öz evladı gibi kabul ediliyor, bu yüzden de evlatlığın boşadığı kadınla evlenmek çirkin bir davranış olarak görülüyordu. Oysa Allah, helâli haram kılan bu geleneği kökünden kaldırmak istiyordu. Bunun için Peygambere, evlatlığının boşadığı bu kadınla evlenmesini —Kur’an hâricinde bir vahiy ile— emretti:
Mehmet Türk Meali Allah ve Rasûlü bir işe karar verdiği zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadının o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.1 Kim Allah’a ve Rasûlü’ne isyan ederse, şüphesiz o, apaçık bir şekilde sapıtmıştır.*
Muhammed Esed Meali Allah ve Elçisi bir konuda hüküm verdikten sonra 40 artık inanmış bir erkek ve kadının kendileriyle ilgili konularda tercih serbestisi 41 yoktur: [bu, hakkı kendinde görerek] Allah'a ve Elçisi'ne isyan eden kimse, apaçık bir sapkınlığa düşmüş olur.
Mustafa İslamoğlu Meali Allah ve Rasulü bir konuda hüküm verdiği zaman, inanan bir erkek ve kadının kendi işlerinde kişisel tercihlerine göre hareket etmeleri düşünülemez:[3757] zira kim Allah ve Rasulü’ne isyan ederse, işte o apaçık bir sapıklığa gömülmüş olur.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve bir mü'min ve bir mü'mine için sahih değildir ki, Allah ve Resûlü bir işe hükmettiği vakit onlar için kendi işlerinden dolayı (O hükm-ü ilâhîye karşı) bir muhayyerlik olsun. Ve her kim Allah'a ve Peygamberine isyan ederse artık apaçık bir sapıklık ile sapıtmış olur.
Suat Yıldırım Meali Allah ve Resulü herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş olur. [4, 65; 24, 63]
Süleyman Ateş Meali Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
Süleymaniye Vakfı Meali “Allah ve Resulü bir işi kesinleştirince artık inanmış bir erkeğin ve kadının, kendi işlerinde seçme hakkı kalmaz. Kim, Allah'a ve Resulüne başkaldırırsa apaçık bir şekilde sapmış olur
Şaban Piriş Meali Allah ve elçisi bir konuda hüküm verdiği zaman mü'min erkek ve mü'min kadının, artık dilediği gibi davranma hakkı yoktur. Kim Allah'a ve elçisine karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
Ümit Şimşek Meali Allah ve Resulü bir işte hüküm verdiği zaman, ne bir mü'min erkeğin, ne de bir mü'min kadının, o işte başka bir seçeneği olmaz. Allah'a ve Resulüne isyan eden ise apaçık bir sapıklığa düşmüştür.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Allah ve resulü bir işte hüküm verdiklerinde, inanmış bir erkekle inanmış bir kadının, işlerini kendi isteklerine göre belirleme hakları yoktur. Allah'a ve resulüne isyan eden, açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir.
M. Pickthall (English) And it becometh not a believing man or a believing woman, when Allah and His messenger have decided and affair (for them), that they should (after that) claim any say in their affair; and whoso is rebellious to Allah and His messenger, be verily goeth astray in error manifest.
Yusuf Ali (English) It is not fitting for a Believer, man or woman, when a matter has been decided by Allah and His Messenger to have any option about their decision:(3721) if any one disobeys Allah and His Messenger, he is indeed on a clearly wrong Path.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları