Ahzâb Suresi 49. Ayet


Arapça

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نَكَحْتُمُ الْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِن قَبْلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمْ عَلَيْهِنَّ مِنْ عِدَّةٍ تَعْتَدُّونَهَا فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا


Türkçe Okunuşu

Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nekahtumul mu’minâti summe tallaktumûhunne min kabli en temessûhunne fe mâ lekum aleyhinne min iddetin ta’teddûnehâ, fe mettiûhunne ve serrihûhunne serâhan cemîlâ(cemîlen).


Kelimeler

yâ eyyuhâ ey
ellezîne ki onlar
âmenû îmân ettiler
izâ nekahtum siz nikâhladığınız zaman
el mu'minâti mü'min kadınlar
summe sonra
tallaktumû-hunne (hunne) (hum) onları boşarsınız onlar (kadınlar için) onlar (erkekler için)
min kabli önceden, daha önce
en temessû-hunne onlara dokunmanız
fe o zaman, böylece
mâ lekum sizin için yoktur
aleyhinne onların üzerinde
min den
iddetin iddet, müddet
ta'teddûne-hâ sizin ondan sayacağınız (müddet)
fe o zaman, böylece
mettiû-hunne onları metalandırın (mehirlerini verin)
ve serrihû-hunne ve onları serbest bırakın (boşayın)
serâhan bırakma
cemîlen güzel

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Ey iman edenler, mü'min kadınları nikâhlayıp da, sonra (anlaşamayacağınızı anlayıp) onlara dokunmadan (zifaf olmadan önce) boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. (Ama) Bu durumda (uygun bir tavırla) onları yararlandırın (yeterli miktar mut’alarını: Tanışma ve dayanışma paylarını verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları boşayıverin.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ey inananlar, inanan kadınları nikahladıktan sonra onlara dokunmadan boşarsanız onlar için sayacağınız bir bekleme müddeti yoktur; onlara geçinecek bir şey verin ve güzellikle bırakın.
Abdullah Parlıyan Meali Ey inananlar! Mü'min kadınları nikahlayıp sonra ilişkide bulunmadan boşarsanız, onları iddet müddetince bekletmeniz gerekmez. O halde onlara bağışta bulunarak, onları memnun edin ve onları zarar ve eziyet vermeksizin serbest bırakın.
Ahmet Tekin Meali Ey iman edenler, mü'min kadınları nikâhladığınız zaman, henüz zifafa girmeden onları boşar, boşanma kararı alırsanız, onları, mahkemeye, hakemlere veya âlimlere hesaplatacağınız bir iddet süresince bekletmeye hakkınız yoktur. Onları hemen dünyalık vererek, ihtiyaçlarını karşılayarak güzel bir şekilde serbest bırakın.*
Ahmet Varol Meali Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlar da sonra kendilerine dokunmadan boşarsanız sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Onlara geçimlik birşeyler verin ve kendilerini güzel bir tarzda salıverin.
Ali Bulaç Meali Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir tarzda onları salıverin.
Ali Fikri Yavuz Meali Ey müminler! Mümin hanımları nikâh edip de, sonra kendilerine dokunmadan (onlarla başbaşa kalmadan) onları boşarsanız, artık üzerlerine sayıp duracağınız bir iddet (üç hayız müddeti kadar bir bekleyiş) size yoktur; (hemen başka bir kocaya varabilirler). Bu takdirde onlara, hemen nikâh haklarını verip kendilerini güzel bir şekilde boşayın.
Bahaeddin Sağlam Meali Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhladığınız, sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman, onlar üzerinde tamamlanmasını bekleyeceğiniz bir iddet hakkınız yoktur. Artık onları faydalandırın ve güzel bir şekilde salıverin.
Bayraktar Bayraklı Meali Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp sonra kendileriyle cinsel ilşkiye girmeden onları boşarsanız, artık onlar üzerinde sizin sayıp duracağınız bir iddet bekletme hakkınız yoktur. Onlara bir miktar yardımda bulununuz ve onları güzellikle serbest bırakınız![443]*
Cemal Külünkoğlu Meali Ey inananlar! Mü'min kadınları nikâhlayıp da, henüz dokunmadan onları boşarsanız, onları iddet müddetince beklemeniz gerekmez. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Ey inananlar! Mümin kadınlarla nikahlanıp, onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Ey iman edenler! Mü’min kadınları nikâhlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel ilişkide bulunmadan) kendilerini boşadığınızda, onlar üzerinde sizin sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda onlara mut’a[440] verin ve kendilerini güzel bir şekilde bırakın.*
Diyanet Vakfı Meali Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın.  *
Edip Yüksel Meali Ey inananlar, inanan kadınları nikahladıktan sonra, onlarla cinsel ilişkiye girmeden boşarsanız, (bir başkasıyla evlenmelerinden önce) onların size bir bekleme süresi borcu yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman, sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Derhal müt'alarını (mehirleri belirlenmediği takdirde yararlanacakları bir mal) verip onları güzel bir şekilde salıverin.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ey o bütün iyman edenler! Mü'minleri nikâh ettiğiniz, sonra onlara dokunmadan talâk verdiğiniz vakıt üzerlerinde sayacağınız bir ıddet hakkınız yoktur, derhal müt'alarını verib onları güzel bir surette salıverin
Hasan Basri Çantay Meali Ey îman edenler, mü'min kadınları nikâhlayıb da sonra, kendilerine dokunmadan, onları boşadığınız zaman sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yokdur. O suretde onları fâidelendirib kendilerini güzel bir şekilde salıverin.
Hayrat Neşriyat Meali Ey îmân edenler! Mü'min kadınları nikâh eder de sonra kendilerine dokunmanızdan önce onları boşarsanız, bu durumda sizin için onların üzerinde sayacağınız bir iddet (süresi bekletme hakkınız) yoktur. Hemen onları (mehirlerinin yarısıyla) faydalandırın ve onları güzelce bir bırakmayla (incitmeden) güzellikle salıverin!
İlyas Yorulmaz Meali Ey İman edenler! İnanan kadınlarla evlendiğinizde, onlarla evlilik ilişkisine girmeden boşarsanız, kadınlar için belirlenen iddet günlerini (dört ay on günü) saymanıza gerek yoktur. O kadınları güzel bir biçimde (haklarını çiğnemeden, eziyet etmeden) bırakın.
Kadri Çelik Meali Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık onları (yetecek miktarda) yararlandırın ve onları güzel bir salıverişle salıverin.
Mahmut Kısa Meali Ey iman edenler! Mümin veya Kitap Ehlinden olan bir kadınla evlenir, fakat henüz kendisine dokunmadan —yani gerdeğe girmeden— onu boşarsanız, evlilik o anda bitmiş olur. Artık kadın serbesttir, dilerse bir başkasıyla evlenir, dilerse yeni bir nikah ve mehir ile eski kocasına geri döner (2. Bakara: 228-232). Bu kadın, —gerdeğe girmiş kadınların aksine— bir başkasıyla evlenmeden önce üç ay hâli beklemek zorunda değildir ve sizin de ondan bunu istemeye hakkınız yoktur. Bu durumda, evlilik bedeli olan mehir belirlenmiş ise, ona mehrin yarısını verin. Belirlenmemiş ise, maddî gücünüz ölçüsünde, onu teselli edici hediyelerle faydalandırın ve kendisini üzmeden, rencide etmeden ve yeni bir yuva kurmasını engelleme hırsına kapılmadan güzelce bırakın. Gerdeğe girdikten sonra boşadığınız kadınlara gelince; mehir belirlenmiş ise mehrin tamamını, belirlenmemiş ise ‘mehr-i misil: ortalama bir mehir’ verin. Bütün bu hükümler, Peygamber dışındaki müminler için geçerlidir. Peygambere gelince:
Mehmet Türk Meali Ey îman edenler! Müslüman kadınları nikâhlayıp sonra henüz zifafa girmeden1 onları boşarsanız bu durumda sizin onların iddet beklemelerini isteme hakkınız yoktur.2 Bir de onlara bir miktar mal verin3 ve onları güzellikle serbest bırakın.*
Muhammed Esed Meali SİZ EY imana ermiş olanlar! Mümin kadınlarla evlenir ve fakat onlara dokunmadan boşarsanız, onlar adına bir iddet dönemi hesaplamaya ve (onlardan bunu) beklemeye hakkınız yoktur; 55 o halde [hemen] ihtiyaçlarını karşılayın ve en güzel şekilde bırakın. 56
Mustafa İslamoğlu Meali SİZ ey iman edenler! Mü’min kadınları nikâhlar da onları gerdeğe girmeden önce boşarsanız, onlara karşı iddet hesaplama hakkınız yoktur; şu halde derhal onlara dünyalıklarını verin ve kendilerini güzellikle salıverin.[3771]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ey imân etmiş olanlar! İmân sahibesi olan kadınları nikâh ettiriniz, sonra da onları daha kendilerine temas etmeden evvel boşadığınız vakit, artık sizin için onların üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. O halde onları fâidelendiriniz ve onları güzelce bir sûrette salıveriniz.
Suat Yıldırım Meali Ey müminler! Mümin kadınlarla nikâh akdi yapıp da onlara dokunmadan kendilerini boşayacak olursanız, onların iddet beklemelerini isteme hakkınız yoktur. Bu durumda bağışlayacağınız hediyelerle onları memnun ederek güzel bir şekilde boşayın. [2, 228. 236-237]*
Süleyman Ateş Meali Ey inananlar, inanan kadınları nikahlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (biraz geçimlik verip memnun edin) ve onları güzellike serbest bırakın.*
Süleymaniye Vakfı Meali Ey iman etmiş kişiler! Mümin kadınlarla nikahlanır da ilişkiye girmeden boşarsanız onların, sizden dolayı iddet beklemeleri gerekmez. Onlara yararlanacakları bir şey verin ve onları güzellikle serbest bırakın.
Şaban Piriş Meali -Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp, sonra da onlarla ilişkiye girmeden boşadığınız zaman, onlara iddet saymanıza gerek yoktur. Onlara geçimliklerini verin ve onları güzel bir şekilde bırakın.
Ümit Şimşek Meali Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikâhladıktan sonra kendilerine dokunmadan boşadığınız takdirde, onlar için saymanız gereken bir iddet yoktur. Yalnız onları gönül alacak birşeylerle faydalandırın ve güzellikle boşayın.(17)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir iddet boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın.
M. Pickthall (English) O ye who believe! If ye wed believing women and divorce them before ye have touched them, then there is no period that ye should reckon. But content them and release them handsomely.
Yusuf Ali (English) O ye who believe! When ye marry believing women, and then divorce them before ye have touched them, no period of ´Iddah(3738) have ye to count in respect of them: so give them a present.(3739) And set them free in a handsome manner.(3740)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları