Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri işte böyle kurtarırız; (zira) mü’minleri kurtarmamız (ve zafere ulaştırmamız) Bizim üzerimize bir haktır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Sonra peygamberlerimizi ve inananları böylece kurtarırız biz ve inananları kurtarmak, bir haktır bize. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Çünkü bu konudaki değişmeyen uygulama şudur: Hakkı inkâr edip, ayetlerimizi yalanlamaya kalkışanların felaketlerini hazırlarız ve buna karşılık elçilerimizi ve iman edenleri kurtarırız, mü'minleri de azap geldiğinde kurtarmak üzerimize bir haktır. |
Ahmet Tekin Meali |
Hakkı inkâr edip, ayetlerimizi yalanlamaya kalkışanların felâketlerini hazırlarız. Sonra Rasulümüzü, görevlilerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Geçmişte rasullerimizi, elçilerimizi, iman edenleri kurtardığımız gibi, bu bizim kesinlikle gerçekleştireceğimiz bir taahhüttür. Muhammed'e iman eden şuurlu ve kâmil mü'minleri de kurtaracağız. |
Ahmet Varol Meali |
Sonuçta peygamberlerimizi ve iman etmiş olanları böyle kurtarırız. Mü'minleri kurtarmak üzerimize bir haktır. |
Ali Bulaç Meali |
Sonra biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü'minleri kurtarmamız bizim üzerimize bir haktır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Sonra kâfirlere azap inince, Peygamberlerimizi ve Onlara iman edenleri kurtarıyorduk. İşte böylece, müminleri de, üzerimizde bir hak olarak, (müşrikler azab çektiği zaman), kurtaracağız. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
(Biz her topluma elçiler göndeririz.) Sonra onları ve onlarla beraber inananları kurtarırız. Onlar gibi ey müminler! Sizi de üzerimize bir borç olarak kurtarırız. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sonra biz, peygamberlerimizi ve aynı şekilde iman edenleri kurtarırız. İnananları kurtarmamız, üzerimize bir haktır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Sonra (azap gelince) peygamberlerimizi ve inananları kurtarırız. (Ey Muhammed!) Böylece üzerimize düşen bir borç olarak mü'minleri kurtarırız. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sonra Biz, peygamberlerimizi ve inananları böylece kurtarırız, inananları (verdiğimiz söz gereğince) kurtarmamız Bize haktır.* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Sonra resûllerimizi ve iman edenleri kurtarırız. (Ey Muhammed!) Aynı şekilde üzerimize bir hak olarak, inananları da kurtaracağız. |
Diyanet Vakfı Meali |
Biz, sonra peygamberlerimizi ve aynı şekilde iman edenleri kurtarırız. İnananları üzerimize bir borç olarak kurtaracağız. |
Edip Yüksel Meali |
Sonunda elçilerimizi ve inananları kurtarırız. Evet, inananları kurtarmak bizim değişmez bir yasamızdır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. İşte biz böyleyiz. Müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir görevdir. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Sonra Resullerimizi ve iyman edenleri kurtarırız, biz böyle uhdemizde bir hakk olarak mü'minleri kurtarırız |
Hasan Basri Çantay Meali |
Nihayet biz resullerimizi ve îman edenleri selâmete erdiririz. (Müşriklere azâb çatdığı zaman) böylece mü'minleri de, üstümüzde bir hak olarak, kurtaracağız. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Sonra peygamberlerimizi ve îmân edenleri kurtarırız. İşte böyle, mü'minleri kurtarmak üzerimize bir haktır. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Sonra bizde, elçilerimizi ve onunla beraber iman edenleri kurtardık. İnananları kurtarmak bizim üzerimize bir hak (zorunluluk) dur. |
Kadri Çelik Meali |
Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız ve böylece müminleri kurtarmamız da üzerimize düşen bir haktır. |
Mahmut Kısa Meali |
Bu bekleyiş esnasında, müminlerle kâfirler arasında büyük bir mücadele yaşanır. Biz de zalimlere biraz mühlet veririz ve nihayet o azap günü geldiğinde zalimleri helâk eder, elçilerimizi veiman edenleri kurtarırız.Uhdemizde bir hak olarak, ilahi adalet gereğince, hak uğrunda sabırla mücadele eden müminleri işte böyle kurtarırız. |
Mehmet Türk Meali |
Sonunda (nasıl olsa) Biz Peygamberlerimizi ve îman edenleri kurtarırız. Zâten inananları böylece kurtarmamız bizim üzerimize bir borçtur. |
Muhammed Esed Meali |
[Çünkü bu konudaki değişmeyen uygulama şudur: hakkı inkar edip ayetlerimizi yalanlamaya kalkışanların felaketlerini hazırlarız;] ve buna karşılık elçilerimizi ve imana erişenleri kurtarırız. 125 İşte bize hak olan, böylece inananları kurtarmamızdır. 126 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Sonuçta, elçilerimizi (ötekilerin başına gelecek her belâdan) kurtarırız; aynı şekilde iman eden kimseleri de (kurtarırız): İşin gerçeği, mü’minleri kurtarmak Bize düşen bir haktır.[1675]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Sonra Biz peygamberlerimizi ve imân etmiş olanları kurtarırız. Böylece Bizim üzerimize bir haktır ki, mü'minleri necâta erdiririz. |
Suat Yıldırım Meali |
Sonra Biz, resûllerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Böylece müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir borçtur. |
Süleyman Ateş Meali |
Sonunda elçilerimizi ve inananları kurtarırız. İşte böyle, üzerimize bir borç olarak mü'minleri kurtarırız. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sonra elçilerimizi ve inanıp güvenenleri kurtarırız. Bu hep böyledir. İnanıp güvenenleri kurtarmak boynumuzun borcudur. |
Şaban Piriş Meali |
Sonra biz Peygamberlerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız. İman edenleri verdiğimiz söz gereğince kurtarmamız bize haktır. |
Ümit Şimşek Meali |
Azap onlara geldiğinde, Biz peygamberleri ve iman edenleri kurtarırız. Mü'minleri böylece kurtarmak üzerimize bir borç olmuştur. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız. |
M. Pickthall (English) |
Then shall We save Our messengers and the believers, in like manner (as of old). It is incumbent upon Us to save believers. |
Yusuf Ali (English) |
In the end We deliver Our messengers and those who believe: Thus is it fitting on Our part that We should deliver those who believe! |