Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Onlar, (hakkıyla) iman edenler ve (Allah’tan) korkup (kötülükten sakınan, takva sahibi) olan kimselerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar öyle kişilerdir ki inanmışlardır ve çekinir onlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar iman edip, sonra yollarını Allah ve kitabıyla bulmaya çalışanlardır. |
Ahmet Tekin Meali |
Onlar iman edip Allah'a sığınıp, emirlerine yapışmaya, günahlardan arınıp, azaptan korunmaya, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranmaya, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olmaya devam edenlerdir. |
Ahmet Varol Meali |
Onlar iman edip de Allah'a karşı gelmekten sakınanlardır. |
Ali Bulaç Meali |
Onlar iman edenler ve (Allah'tan) sakınanlardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Veliler, o kimselerdir ki, Allah'a iman edip emirlerine aykırı hareket etmekten sakınırlar. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
62, 63. İşte Allah’ın dostlarına ne (gelecek) korkusu, ne de (geçmişin) üzüntüsü vardır. Onlar ki (Allah’a ve ahirete) inanırlar ve sakınarak kendilerini korurlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar iman edip takvâya erişmişlerdir. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlar Allah'a iman eden ve O'na karşı hep bilinçli ve duyarlı olanlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Onlar Allah'a inanmış ve O'na karşı gelmekten sakınmışlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
Onlar, iman edip de takvâya ermiş olanlardır.* |
Edip Yüksel Meali |
Onlar ki, inandılar ve erdemli davrandılar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Onlar ki Allaha iyman etmişlerdir ve hep takvâ ile korunur dururlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
Onlar îman edib takvaaya ermiş olanlardır. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Onlar, îmân edip (günahlardan) sakınmakta olan kimselerdir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
(Çünkü onlar) İman etmişler ve gereği gibi Rablerinden (azaba uğramamak için) korunmuşlardır. |
Kadri Çelik Meali |
Onlar, iman etmiş ve takvaya ermiş kimselerdir. |
Mahmut Kısa Meali |
Onlar, Allah’ın ayetlerine yürekten iman eden ve bu imanın gereğini yerine getiren, yani dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakınan kimselerdir. İşte bunun içindir ki: |
Mehmet Türk Meali |
Onlar, (Allah’a gerçekten) inanan ve Ondan (hakkıyla) sakınan kimselerdir. |
Muhammed Esed Meali |
Onlar, imana erişip Allah'a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar imanda sebat gösteren ve sorumluluk bilincine sahip olan kimselerdir.[1645]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onlar ki, imân etmişlerdir ve ittika eder olmuşlardır. |
Suat Yıldırım Meali |
Velîler o kimselerdir ki O'na iman edip, emirlerine aykırı hareketlerden sakınırlar. |
Süleyman Ateş Meali |
Onlar ki, inandılar ve korunurlardı. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlar inanıp güvenen ve çekinerek korunan kimselerdir. |
Şaban Piriş Meali |
Onlar Allah'a inanmış ve O'na karşı gelmekten sakınmışlardır. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar iman etmiş ve takvâya(11) sarılmışlardır.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır. |
M. Pickthall (English) |
Those who believe and keep their duty (to Allah), |
Yusuf Ali (English) |
Those who believe and (constantly) guard against evil;- |