Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Onların (Hakk’tan sapan ve bâtıla sığınan münafıkların) çoğunluğu zanndan (ve boş kuruntudan) başkasına uymamaktadır. Gerçekten zan ise, Hakk’tan hiçbir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilip durmaktadır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onların çoğu, ancak zanna kapılmışlardır. Şüphe yok ki zan, gerçek karşısında hiçbir şeye yaramaz. Şüphe yok ki Allah, onlar ne yapıyorlarsa hepsini bilir. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onların çoğu, sadece zanna uymaktadırlar. Oysa zan hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutamaz. Gerçek şu ki, Allah onların yaptıklarını bütünüyle bilmektedir. |
Ahmet Tekin Meali |
Onların çoğu sadece zanla, tahminle karar verdikleri şeylere uyarlar. Halbuki zan, hiçbir şekilde hakkın, Allah'tan gelen vahyin, ilmin yerini tutmaz. Allah onların sergilemeye devam ettikleri davranışlarını biliyor. |
Ahmet Varol Meali |
Onların çoğu zandan başka bir şeye uymamaktadır. Zan ise gerçek açısından bir şey kazandırmaz. Allah onların yaptıklarını bilmektedir. |
Ali Bulaç Meali |
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Kâfirlerin çoğu, sırf kuru bir zan ardında gider. Fakat zan, gerçekten hiç bir şey ifade etmez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını tamamen bilmektedir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlar, zandan başka hiçbir şeye uymuyorlar. Hâlbuki zan, gerçekten hiçbir şeyi kazandırmaz. Muhakkak Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilendir. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilendir. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onların çoğu sadece zanna (asılsız bilgiye/kuruntuya) dayanırlar. Oysa zan, hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutmaz. Hiç şüphesiz Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilendir. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Onların çoğu zanna uyarlar; gerçekte ise zan, hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Allah, yaptıklarını şüphesiz bilir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.* |
Edip Yüksel Meali |
Onların çoğu, ancak zanna uyarlar. Zan ise gerçeğin yerini tutamaz. ALLAH onların yaptıklarını Bilendir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Maamafih ekserisi sırf bir zan ardında gider' fakat zan, hakdan hiç bir şey ifade etmez, her halde Allah, onların ne yaptıklarını bilib duruyor |
Hasan Basri Çantay Meali |
Onların çoğu (kupkuru bir) zandan başkasına tâbi' olmaz. Hakıykatde zan ise hakdan hiç bir şey'in yerini tutmaz. Şübhesiz ki Allah, onlar ne işlerlerse kemaliyle bilendir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hâlbuki onların çoğu, zandan başka bir şeye tâbi' olmaz. Elbette zan, haktan(ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz! Şübhesiz ki Allah, onlar ne yaparlarsa hakkıyla bilendir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onların çoğu kesin doğru olmayan şeylere (zanna) tabi oluyorlar. Halbuki zan, kesin doğruların yanında hiçbir şey ifade etmez. Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir. |
Kadri Çelik Meali |
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir. |
Mahmut Kısa Meali |
Onların çoğu, hiçbir dayanağı olmayan kuruntu ve zandan başka bir şeye uymazlar. Oysa zan, ne kadar gösterişli ve yaldızlı olursa olsun, hiçbir zaman hakîkat bilgisinin yerini tutamaz. Hiç kuşkusuz Allah, onların yapıp ettikleri her şeyi en ince ayrıntısıyla bilmektedir vecezalarını da mutlaka verecektir. Bu durumda yapmanız gereken, bütün bu zanlardan, önyargılardan sıyrılarak Allah’ın kitabına yönelmek ve onu ciddî bir incelemeye tâbi tutmaktır. Bunun sonucunda, bizzat siz de göreceksiniz ki: |
Mehmet Türk Meali |
Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz.1 Hâlbuki zan, Hak’tan hiçbir şeyin yerini tutmaz. Muhakkak ki, onların ne yaptıklarını Allah çok iyi bilir.* |
Muhammed Esed Meali |
Onların çoğu sadece zanna uymaktadırlar. Oysa, zan hiçbir şekilde hakkın yerini tutamaz. 58 Gerçek şu ki, Allah onların yaptıklarını bütünüyle bilmektedir. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bir de onların çoğu, başka değil sadece zannın peşine takılırlar. Şu da bir gerçek ki, hiçbir zan hak ve hakikat adına hiçbir değer ifade etmez. Elbette Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onların ekserisi zandan başka bir şeye tâbi olmaz. Zan ise şüphe yok ki, hiçbir şey ile haktan müstağni kılamaz. Allah Teâlâ ise muhakkak ki, ne yaptıklarını tamamıyla bilicidir. |
Suat Yıldırım Meali |
Onların çoğu sadece zanna uyarlar. Halbuki zan asla gerçeğin yerini tutamaz. Allah onların bütün yaptıklarını hakkıyla bilir. |
Süleyman Ateş Meali |
Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymuyorlar. Zan ise gerçekten hiçbir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allah, onların ne yaptıklarını bilir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onların çoğu, sadece kendi varsayımlarının peşine takılırlar. Varsayım, hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutmaz. Allah, onların ne yaptıklarını bilir. |
Şaban Piriş Meali |
Onların çoğu sadece zanna uyarlar. Gerçekte zan hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Şüphesiz ki Allah, onların ne yaptıklarını bilendir. |
Ümit Şimşek Meali |
Onların çoğu bir zanna kapılmıştır, o kadar. Zan ise asla gerçeğin yerini tutmaz. Onların neler işleyip durduğunu hiç şüphesiz Allah biliyor. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onların çoğu sanıdan başka bir şeyin ardınca gitmiyor. Doğrusu da şu ki sanı, haktan hiçbir şey ifade etmez. Allah, onların yaptıklarını iyice bilmektedir. |
M. Pickthall (English) |
Most of them follow naught but conjecture. Assuredly conjecture can by no means take the place of truth. Lo! Allah is Aware of what they do. |
Yusuf Ali (English) |
But most of them follow nothing but fancy: truly fancy can be of no avail against truth. Verily Allah is well aware of all that they do. |