Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Dünyada iken Hakkı) İnkâr edenlere ve nankörlere ne oluyor ki, (şimdi şefaat ümidiyle) boyunlarını sana uzatıp koşmaktadırlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ne oluyor kafirlere ki sana doğru koşmadalar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Peygamber ve mü'minlerle alay edip onları küçümseyerek her zaman peygamberin etrafını saran inkârcılara hitab edilerek: “Şimdi gerçekleri örtbas edenlere ne oluyor ki, boyunlarını sana uzatıp koşuyorlar? |
Ahmet Tekin Meali |
İnkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin ne dertleri var da, hem senin söylediklerini duymak, hem de sana karşı koymak, seni yalanlamak, seninle alay etmek için boyunlarını uzatarak sana doğru koşuşturuyorlar, senin etrafında dolanıyorlar. |
Ahmet Varol Meali |
Şimdi o inkâr edenlere ne oluyor ki boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar. |
Ali Bulaç Meali |
Şimdi inkâr edenlere ne oluyor ki, boyunlarını sana uzatıp koşuyorlar. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Şimdi o kâfirlere ne oluyor ki, (seninle alay etmek için) boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar; |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ne oluyor o kâfirlere, sana koşuyorlar? |
Bayraktar Bayraklı Meali |
36,37. O kâfirlere ne oluyor ki, grup grup sağından ve solundan sana doğru koşuyorlar! |
Cemal Külünkoğlu Meali |
36,37. Şimdi bu inkârcılara ne oluyor ki sağdan, soldan bölükler halinde sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar? |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
36,37. İnkar edenlere ne oluyor, sana doğru sağdan soldan topluluklar halinde koşuşuyorlar? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
36,37. Şimdi, inkâr edenlere ne oluyor ki, boyunlarını uzatarak (alay etmek için) sağdan soldan gruplar hâlinde sana doğru koşuyorlar? |
Diyanet Vakfı Meali |
36, 37. (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, bölük bölük sağından ve solundan sana doğru koşuyorlar. |
Edip Yüksel Meali |
Peki şimdi inkarcılara ne oluyor da senin önünde koşuşuyorlar? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar: |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Şimdi nevar o küfredenlere ki sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
36,37. Şimdi, o küfredenlere ne oluyor ki senin sağ (ın) dan, sol (un) dan halka halka hep gözlerini sana doğru dikib bakmakdadırlar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
36,37. Öyle ise o inkâr edenlere ne oluyor ki, (onlar alay etmek üzere) ayrı ayrı fırkalar hâlinde, sağdan ve soldan sana doğru koşan kimselerdir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
İnkar edenlere ne oluyor ki, senin önünde korku içinde… |
Kadri Çelik Meali |
Şimdi küfre sapanlara ne oluyor da etrafında gözlerini sana doğru dikip bakıyorlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Şimdi, ey Müslüman; bu inkârcılara ne oluyor ki, ellerinde bir delil varmış gibi senin üzerine üzerine geliyor, saçma sapan iddialar öne sürerek sana doğruheyecanla koşuşuyorlar? |
Mehmet Türk Meali |
36,37. Şimdi kâfirlere ne oluyor ki, sana doğru sağdan soldan topluluklar halinde başlarını dikerek koşuşuyorlar.1* |
Muhammed Esed Meali |
O HALDE bu hakikati inkara şartlanmış olanlara ne oluyor ki senin önünde şaşkın vaziyette oraya buraya koşturuyorlar, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İNKÂRI hayat tarzı edinmiş olan şunlara ne oluyor ki, senden yana boyunlarını uzatarak |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık ne var o kâfir olanlara ki senin cihetine koşarlar. |
Suat Yıldırım Meali |
36, 37. O kâfirlere ne oluyor ki, seninle alay etmek maksadıyla sağdan soldan dağınık gruplar halinde, boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar. |
Süleyman Ateş Meali |
Nankörlere ne oluyor ki sana doğru koşuyorlar? |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sana doğru başlarını uzatan şu kafirlerin dertleri ne? |
Şaban Piriş Meali |
36,37. -Kafir olanlara ne oluyor ki; sağdan soldan, bölük pörçük uzaklaşıyorlar? |
Ümit Şimşek Meali |
O kâfirlere ne oluyor ki sana doğru koşuyorlar, |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O nankörlere ne oluyor ki, sana doğru, o yandan, bu yandan boyunlarını uzatarak geliyorlar; |
M. Pickthall (English) |
What aileth those who disbelieve, that they keep staring toward thee (O Muhammad), open eyed, |
Yusuf Ali (English) |
Now what is the matter with the Unbelievers that they rush madly before thee-(5698)* |