Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Hayır öyle değil! Doğrusu Biz onları bildikleri şeyden (basit bir meniden) yarattık (bir ömür boyu nice imkân ve fırsatlar tanıdık, ama imana ve itaate yanaşmamışlardır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Fakat imkanı yok; şüphe yok ki biz, onları, onların da bildikleri şeyden yarattık. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Asla biz o inkârcıları da inananları da bildikleri basit bir çamurdan veya bir damla sudan yarattık ama yaratılışta birlik cennete girmeyi sağlamıyor. İman ve Allah'a teslimiyet gerekiyor. |
Ahmet Tekin Meali |
Yok öyle yağma! Biz onları, iyi bildikleri şeylerden yarattık, boşuna kibirlenmesinler.* |
Ahmet Varol Meali |
Hayır. Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Ali Bulaç Meali |
Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Hayır, öyle şey yok. Biz; onları bildikleri şeyden (nutfeden) yarattık; (insanın aslı olan bu maddenin, iman olmaksızın ne değeri olabilir? Bununla yoğrulup da iman nuru ile aydınlığa çıkmıyan kimse, cennete girmeyi nasıl isteyebilir?) |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Hayır, asla! Biz onları, onların bildiği meniden yarattık. (Onların Cennet layık olmadıklarını biliyoruz.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
38,39. Onlardan her biri nimet cennetine girmeyi mi umuyor? Hayır, öyle değil; biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Hayır (Aldatıcı akıbetten kurtulamazlar onlar)! Biz onları (da diğer insanlar gibi) bildikleri şeyden (meniden) yarattık. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Hayır; doğrusu onları kendilerinin de bildikleri şeyden yaratmışızdır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık. |
Diyanet Vakfı Meali |
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler). |
Edip Yüksel Meali |
Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden... |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Yağma yok, biz onları o bildikleri nesneden yarattık |
Hasan Basri Çantay Meali |
Hayır (ne gezer)! Hakıykat biz onları (da) o bilib durdukları şeyden yaratdık. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Aslâ! Şübhesiz ki biz, onları bilmekte oldukları şeyden (bir damla hakir sudan)yarattık. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Hayır biz onları bildikleri şeylerden yarattık. |
Kadri Çelik Meali |
Hayır, doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Mahmut Kısa Meali |
Hayır, asla! DoğrusuBiz onları, gâyet iyi bildikleri bir şeyden, bir damlacık sudan yarattık. Sahip olduğu güç ve servetle şımarıp kibirlenerek Rabb’ine başkaldırma cüretini gösteren insan, kendisinin bir zamanlar bir damla su olduğunu ve ancak Rabb’inin yardım ve inâyeti sayesinde bunca nîmetlere kavuştuğunu hiç düşünmez mi? |
Mehmet Türk Meali |
Hayır, (kesinlikle ummasınlar!) Doğrusu Biz, onları çok iyi bildikleri bir şeyden yarattık. |
Muhammed Esed Meali |
Asla! Çünkü, Biz onları [çok iyi] bildikleri bir şeyden 16 yarattık! |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Kesinlikle hayır. Şu bir gerçek ki, onları iyi bildikleri bir şeyden[5317] Biz yarattık.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Hayır, asla. Şüphe yok ki Biz onları bilir oldukları şeyden yarattık. |
Suat Yıldırım Meali |
(Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık. [77, 20; 86, 5-10] |
Süleyman Ateş Meali |
Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Boşuna beklerler. Biz, onları da bildikleri şeyden yarattık. |
Şaban Piriş Meali |
-Asla! Biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
Ümit Şimşek Meali |
Asla! Biz onları da o bildikleri şeyden yarattık. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık. |
M. Pickthall (English) |
Nay, verily. Lo! We created them from what they know. |
Yusuf Ali (English) |
By no means! For We have created them out of the (base matter) they know!(5699)* |