İsrâ Suresi 102. Ayet


Arapça

قَالَ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا أَنزَلَ هَؤُلاء إِلاَّ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ بَصَآئِرَ وَإِنِّي لَأَظُنُّكَ يَا فِرْعَونُ مَثْبُورًا


Türkçe Okunuşu

Kâle lekad alimte mâ enzele hâulâi illâ rabbus semâvâti vel ardı basâir(basâire), ve innî le ezunnuke yâ fir’avnu mesbûrâ(mesbûran).


Kelimeler

kâle dedi
lekad andolsun ki
alimte sen bildin, senin bildiğin (gibi)
mâ enzele indirdiği şey, indirdiğine
hâulâi bunlar
illâ ancak, sadece
rabbu Rab
es semâvâti semalar, gökler
ve el ardı ve arz, yeryüzü
basâire basiretle (ibretle) görülen, görünür bir şekilde, görülmek üzere
ve innî ve muhakkak ki ben
le ezunnu-ke kesin bir şekilde senin olduğunu zannediyorum (kesinlikle inanıyorum)
yâ fir'avnu ey firavun
mesbûren yıkılmış, helâk olmuş

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali O da: "Andolsun, bunları basiretle görülecek (ve iman edilecek) belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de (anlayıp) bilmektesin. (Ama dünya hırsıyla ve makam hatırına inat ve inkâr etmektesin.) Gerçekten ben de senin (zulüm iktidarı ve saltanatının) yıkılıp-harap olacağı kanaatindeyim" demişti.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali O da, sen de biliyorsun ki demişti, bunları, insanlara apaçık deliller olmak üzere ancak göklerin ve yeryüzünün Rabbi indirmiştir ve şüphe yok ki ey Firavun, ben de seni küfriyle helak olmuş sanıyorum.
Abdullah Parlıyan Meali O Musa da “Sen de biliyorsun ki” demişti. “Bunları insanlara apaçık deliller olmak üzere, ancak göklerin ve yeryüzünün Rabbi indirmiştir ve şüphe yok ki, ey Firavun! Ben de seni küfründen dolayı mahvolduğunu sanıyorum.”
Ahmet Tekin Meali Mûsâ Firavun'a: “Pekâlâ biliyorsun ki, bunları, birliğinin ve kudretinin delili olan gözünle gördüğün mûcizeleri, birer ibret olarak göklerin ve yerin yaratıcısı, düzeninin hâkimi, Rabbinden başkası indirmedi. Ey Firavun ben de senin hakikaten mahvolduğunu biliyorum.” dedi.
Ahmet Varol Meali Demişti ki: "Andolsun bunları ancak göklerin ve yerin Rabbinin görülen belgeler olarak indirdiğini bilmişsindir. Ey Firavun! Ben de seni helak olmuş sanıyorum."
Ali Bulaç Meali O da: 'Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış-harab olmuş sanıyorum' demişti.
Ali Fikri Yavuz Meali Mûsa dedi ki: “Pekalâ bilirsin ki, bu mûcizeler birer ibret olsunlar diye, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmemiştir. Ben de, ey Firavun! Seni helak olmuş zannediyorum.”
Bahaeddin Sağlam Meali Musa: “Andolsun! Sen bunları açık ayet ve mucizeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini biliyorsun! Ben de seni helakette görüyorum,” dedi.
Bayraktar Bayraklı Meali Mûsâ da, “Andolsun, göklerin ve yerin Rabbinin göz açıcı belgeleri olarak bunları indirdiğini biliyorsundur. Doğrusu, Ey Firavun! Senin yok olacağını sanıyorum” dedi.
Cemal Külünkoğlu Meali (Musa dedi ki:) “(Ey Firavun!) Bu mucizelerin, göklerin ve yerin Rabbi tarafından gönderildiğini kesin olarak biliyorsun. Ey Firavun! Ben de senin bütünüyle ziyan içinde olduğunu düşünüyorum!”.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Musa da: "And olsun ki, bunları göklerin ve yerin Rabbinin açık belgeler olarak indirdiğini biliyorsun. Ey Firavun! Doğrusu senin mahvolacağını sanıyorum" demişti.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Mûsâ ise, “İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helâk olmuş bir kişi olarak görüyorum” demişti.
Diyanet Vakfı Meali (Musa Firavun'a:) «Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!»
Edip Yüksel Meali "Göklerin ve yerin Rabbi'nden başkasının bu delilleri indirmediğini iyi biliyorsun. Firavun, seni mahvolmuş biri olarak görüyorum!"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Musa dedi ki: "Ey Firavun! Pekâlâ bilirsin ki, bu mucizeleri, birer ibret olmak üzere, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de seni helak olmuş zannediyorum."
Elmalılı Meali (Orjinal) Alimallah dedi: pek âlâ bilirsin ki bunları o Göklerin Yerin rabbı, sırf birer basîret olmak üzere indirdi, her halde ben de seni ya Fir'avn! Helâk olmuş zannediyorum
Hasan Basri Çantay Meali O da: «Andolsun, dedi, bunları (her biri basıyretle görülecek) birer ibret olmak üzere göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilmişsindir. Ben de, Fir'avn, seni herhalde helak edilmiş sanıyorum».
Hayrat Neşriyat Meali (Mûsâ ise:) “Gerçekten (sen de) bilirsin ki, bunları birer delil olarak, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Fir'avun! Şübhesiz ki ben de seni mahvolmuş zannediyorum” dedi.
İlyas Yorulmaz Meali Musa Firavun'a “Bu ayetlerin kesinlikle göklerin ve yerin Rabbi tarafından indiğini doğru olarak biliyorsun. Onun için Ey Firavun! Ben senin, mahv (helak) olacağını zannediyorum” dedi.
Kadri Çelik Meali O da, “Şüphesiz bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin. Gerçekten Ey Firavun! Ben artık seni helak olmuş sanıyorum (görüyorum), demişti.
Mahmut Kısa Meali Bunun üzerine Mûsâ, Ey Firavun!” dedi, “Bu mûcizeleri açık birer delil olarak sizlere gönderenin, göklerin ve yerin Rabb’inden başkası olmadığını sen de pekâlâ biliyorsun! Bana da öyle geliyor ki, sen bu anlamsız inâdı sürdürdüğün takdirde, helâk olup gideceksin!”
Mehmet Türk Meali (Mûsa da ona): “Yemin olsun ki bu (mûcizeleri,) göklerin ve yerin Rabbinin açık belgeler olarak indirdiğini sen de biliyorsun. Ey Firavun! Doğrusu ben (de) senin aklının kıt olduğu kanaatindeyim.” dedi.
Muhammed Esed Meali [Musa] da ona: “Bu [mucizevî olguları, sana] uyarıcı-aydınlatıcı belirtiler olarak 123 göklerin ve yerin (gerçek) sahibinden başkasının indiremeyeceğini pekala biliyorsun!” diye karşılık verdi, “Ve ey Firavun, [onları doğru değerlendirme yolunu seçmediğin için] ben de senin bütünüyle ziyan içinde olduğunu düşünüyorum!”
Mustafa İslamoğlu Meali (Musa) dedi ki: “Doğrusu (muhatabına) basiret kazandıran bu (vahyi),[2334] göklerin ve yerin Rabbi dışında kimsenin indiremeyeceğini sen de çok iyi biliyorsun; ve ben de ey Firavun, senin artık iyice tükenip bittiğini zannediyorum!”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Dedi ki: «Andolsun, sen bilirsin ki, bunları indirmedi, ancak göklerin ve yerin Rabbi birer basiret olmak üzere indirdi. Ve muhakkak ki, ey Fir'avun, ben seni elbette helâk olmuş sanıyorum.»
Suat Yıldırım Meali Mûsâ da şöyle cevap verdi: “Pek iyi bilirsin ki bu âyetleri, birer belge olmak üzere, indiren, göklerin ve yerin Rabbinden başkası değildir. Ey Firavun! Ben de senin mahvolduğunu zannediyorum. ”
Süleyman Ateş Meali Musa dedi ki: "Bunları, ancak göklerin ve yerin Rabbinin, (benim doğruluğumu belgeleyen) kanıtlar olarak indirdiğini pekala bildin. Ey Fir'avn, ben de seni mahvolmuş görüyorum.*
Süleymaniye Vakfı Meali Musa dedi ki “Çok iyi bilirsin ki bunları birer gösterge olarak indiren göklerin ve yerin Rabbinden başkası değildir. Bak Firavun, bana göre sen davanı kaybetmişsin.”
Şaban Piriş Meali Musa da ona: -Elbette bunları deliller olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilirsin. Ben de kesinlikle senin mahvolacağını zannediyorum ey Firavun! dedi.
Ümit Şimşek Meali Musa dedi ki: “And olsun, sen de biliyorsun ki, gerçeği gösteren birer delil olarak bunları indiren, Yer ve Gökler Rabbinden başkası değildir. Ey Firavun, ben de senin helâke uğrayacağını düşünüyorum.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Mûsa dedi: "Yemin olsun, sen bilmektesin ki, bunları, basîretle görülebilecek ibretler halinde/basîretler olarak o, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmedi. Vallahi ben seni mahvolmuş görüyorum, ey Firavun!"
M. Pickthall (English) He said : In truth thou knowest that none sent down these (portents) save the Lord of the heavens and the earth as proofs, and lo! (for my part) I deem thee lost, O Pharaoh.
Yusuf Ali (English) Moses said, "Thou knowest well that these things have been sent down by none but the Lord of the heavens and the earth as eye-opening(2311) evidence: and I consider thee indeed, O Pharaoh, to be one doomed to destruction!"*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları