İsrâ Suresi 18. Ayet


Arapça

مَّن كَانَ يُرِيدُ الْعَاجِلَةَ عَجَّلْنَا لَهُ فِيهَا مَا نَشَاء لِمَن نُّرِيدُ ثُمَّ جَعَلْنَا لَهُ جَهَنَّمَ يَصْلاهَا مَذْمُومًا مَّدْحُورًا


Türkçe Okunuşu

Men kâne yurîdul âcilete accelnâ lehu fîhâ mâ neşâu li men nurîdu summe cealnâ lehu cehennem(cehenneme), yaslâhâ mezmûmen medhûrâ(medhûren).


Kelimeler

men kimse, kişi
kâne oldu
yurîdu el âcilete acil, acele olarak (bu dünyada) isterse
accelnâ acele verdik
lehu ona ait, onun
fî-hâ orada
mâ neşâu dilediğimiz şeyi
li men nurîdu istediğimiz kimseye
summe sonra
cealnâ kıldık, yaptık
lehu ona ait, onun
cehenneme cehennem
yaslâ-hâ ona maruz kalır (atılır)
mezmûmen ayıplanmış, kınanmış, zemmedilmiş
medhûren kovulmuş, uzaklaştırılmış olarak

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Her kim ki çarçabuk olanı (geçici dünya arzularını) ister (de ahireti önemsemezse), orada istediğimiz kimseye dilediğimiz (nimetleri) çabuklaştırıp (kolaylaştırırız, ama öldükten) sonra da ona cehennemi (yurt) kılarız; kınanmış ve kovulmuş olarak ona (cehenneme) atılır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Kim, şu hemencecik, pek tez geçen dünyayı dilerse biz de dilediğimize, dilediğimiz şeyi hemencecik veririz orada, sonra biz, cehennemi de onun için halkettik, oraya kınanmış, kovulmuş bir halde girer.
Abdullah Parlıyan Meali Her kim, bu çarçabuk geçen dünya hayatını dilerse, orada dilediğimiz kimseye, dilediğimiz kadarını verir, sonra da onu kınanmış ve mahrum bırakılmış olarak gireceği cehenneme sokarız.
Ahmet Tekin Meali Kim, dünya hayatının günlük geçici kazancını isterse, istediğimize, sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olan kadarını dünyada âcilen veririz. Sonra da, ona cehennemi hazırlarız. Kınanmış ve rahmetimizden kovulmuş olarak orada yanar.
Ahmet Varol Meali Kim bu çabucak geçeni (dünyayı) isterse, orada istediğimiz kimseye, dilediğimizi çabucak veririz. Sonra ona cehennemi nasip ederiz. Oraya kınanmış, (rahmetten) kovulmuş olarak ulaşır.
Ali Bulaç Meali Kim çarçabuk olanı (geçici dünya arzularını) isterse, orada istediğimiz kimseye dilediğimizi çabuklaştırırız, sonra ona cehennemi (yurt) kılarız; ona, kınanmış ve kovulmuş olarak gider.
Ali Fikri Yavuz Meali Kim ameli ile dünya menfaatını isterse, dilediğimiz kimseye istediğimiz şeyi, dünyada peşin veririz; sonra da onu cehennem'e koyarız; kötülenmiş ve rahmetten koğulmuş bir halde ona ulaşır.
Bahaeddin Sağlam Meali Kim, önce olan dünya hayatını isterse, eğer onun için bir şey dilemiş isek, o şeyi hemen ona veririz. Sonra ona Cehennemi nasip ederiz. Kınanmış ve kovulmuş olarak orada kavrulur.
Bayraktar Bayraklı Meali Kim bu geçici dünyayı dilerse ona, yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dünyada hemen veririz, sonra da onu, kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği cehenneme sokarız.
Cemal Külünkoğlu Meali Kim geçici dünyanın mutluluğunu isterse dilediğimiz kimselere orada dilediğimiz kadar geçici nimet veririz. Fakat sonra onu cehenneme yollarız, horlanmış ve Allah'ın rahmetinden kovulmuş olarak oraya girer. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Dünyayı isteyene istediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra ona cehennemi hazırlarız; yerilmiş ve kovulmuş olarak oraya girer.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Kim bu geçici dünyayı isterse orada ona, (evet) dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da cehennemi ona mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak girer.
Diyanet Vakfı Meali Her kim bu çarçabuk geçen dünyayı dilerse ona, yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dünyada hemen verir, sonra da onu, kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği cehenneme sokarız.
Edip Yüksel Meali Kim bu geçici dünyayı isterse, orada istediğimize dilediğimiz kadar veririz. Ancak daha sonra onu, kınanmış ve kovulmuş olarak cehenneme mahkum ederiz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Her kim peşin isterse, dünyada ona, istediğimiz kimseye, dilediğimiz kadarını peşin veririz. Sonra ona cehennemi hazırlarız; kınanmış ve (rahmetimizden) kovulmuş olarak oraya girer.
Elmalılı Meali (Orjinal) Her kim peşin istiyorsa ona Dünyada peşin veririz, dilediğimiz kadar istediğimize, sonra da ona Cehennemi tahsıs ederiz, mezmun, matrud bir halde ona yaslanır
Hasan Basri Çantay Meali Kim bu çarçabuk geçen (dünyâyı) dilerse biz de burada ona, (evet) kimi dilersek ona, dileyeceğimiz şey'i çarçabuk veririz. Sonra da onu cehenneme sokarız. O, buraya kınanmış ve (rahmetimizden) koğulmuş olarak ulaşır.
Hayrat Neşriyat Meali Kim çabuk geçen (bu dünyay)ı isterse, (artık) orada istediğimiz şeyi kimin için dilersek, kendisine çabucak veririz; sonra ona Cehennemi tahsîs ederiz; kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer.
İlyas Yorulmaz Meali Kim yaptıklarının karşılığını acil olarak bu dünyada isterse, biz istediğimiz kimseye istediğimiz kadarını acilen veririz. Sonrada o kimse için cehennem hazırladık ve kınanmış ve kovulmuş olarak cehenneme girer.
Kadri Çelik Meali Kim çarçabuk olanı (geçici dünya arzularını) isterse, orada istediğimiz kimseye dilediğimizi çabuklaştırırız. Sonra da ona cehennemi (yurt) kılarız da ona, kınanmış ve kovulmuş olarak gider.
Mahmut Kısa Meali Her kim yalnızca şu gelip geçici olan dünyanın zevk ve arzularını istiyorsa, bu dünyada dilediğimiz kimseye, dilediğimiz kadar nîmeti peşin olarak hemen veririz; öyle ki, hepsi çalışmasının karşılığını tam olarak alır fakat sonunda, ona cehennemi ebedî yurt yaparız; alçaltılmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş bir hâlde oraya girer!
Mehmet Türk Meali Kim, geçici dünya arzularını isterse, orada dilediğimiz kadarını, istediğimiz kimselere hemen veririz,1 sonra da onu kınanmış ve kovulmuş olarak gideceği yer olan cehenneme sokarız.*
Muhammed Esed Meali Kim ki, bu geçici hayatın [hazları] peşinde koşmak isterse, bu istediğinden dilediğimiz kadar, gerekli gördüğümüz kimseye hemen veririz; ama sonra onun payını cehennem kılarız 23 ki oraya kınanmış ve kovulmuş olarak katlanmak zorunda kalacaktır!
Mustafa İslamoğlu Meali Her kim ki, hemen ‘şimdi ve burada’nın geçici hazlarını[2243] dilerse, Biz de onun payını orada hızlandırır, dilediğimiz kimseye istediğimiz kadar veriveririz; ne ki sonunda ona cehennemi tahsis ederiz (de), o kınanmış ve gözden çıkarılmış biri olarak orayı boylar.[2244]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Her kim bu çabuk geçeni (bu dünya varlığını) dilerse onun için burada dilediğimiz miktarı çarçabuk veririz, dilediğimize. Sonra ona Cehennemi tahsis kılmış oluruz. Oraya kınanmış, kovulmuş bir halde yaslanır.
Suat Yıldırım Meali Kim şu peşin dünya zevkini isterse, Biz de dilediğimiz kimse hakkında ve dilediğimiz miktarda, o dünya zevkini ona veririz. Ama sonra ona cehennemi mekân kılarız, O da yerilmiş ve kovulmuş olarak oraya atılır.
Süleyman Ateş Meali Kim bu aceleci(dünya)yı isterse, orada ona, (evet) istediğimiz kimseye hemen çabucak dilediğimiz kadar veririz; ama sonra yerini cehennem yaparız! Kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer.
Süleymaniye Vakfı Meali Kim çarçabuk olanı[*] isterse, düzenimize göre dilediğimize hemen orada verir sonra cehennemi onun yeri yaparız. Oraya alçalmış ve kovulmuş olarak gider.*
Şaban Piriş Meali Kim, çarçabuk olanı/dünyayı isterse, burada dilediğimize acele isteğini veririz. Sonra ona cehennemi hazırladık. Yerilmiş ve koğulmuş olarak oraya girecektir.
Ümit Şimşek Meali Kim bu peşin dünyayı isterse, Biz dilediğimiz kadarını dilediğimiz kimseye bu dünyada peşin olarak verir, sonra Cehennemi ona mekân yaparız. O da kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Peşin isteyene dünyada peşin veririz: Dilediğimize dilediğimiz kadar. Sonra da ona cehennemi veririz; yaslanır ona, kınanmış ve kovulmuş olarak.
M. Pickthall (English) Whoso desireth that (life) which hasteneth away, We hasten for him therein that We will for whom We please. And afterward We have appointed for him hell; he will endure the heat thereof, condemned, rejected.
Yusuf Ali (English) If any do wish for the transitory things (of this life), We readily(2196) grant them - such things as We will, to such person as We will: in the end have We provided Hell for them: they will burn therein, disgraced and rejected.(2197)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları