Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Biz Onu (Kur’an'ı) Hakk olarak indirdik ve O Hakk (Resulüllah) ile (beraber) inmiştir; (Ey Nebim!) Seni de sadece ve elbette bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve biz Kur'an'ı hak ve gerçek olarak indirdik, o da hak ve gerçek hükümlerle indi ve seni de ancak müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve biz Kur'ân'ı apaçık bir gerçek ve sarsılmayan bir doğru olarak indirdik, O da bütün hakikatları içinde toplayarak indi ve seni de ancak uyarıcı ve müjdeci olarak gönderdik. |
Ahmet Tekin Meali |
Biz, Kur'ân'ı, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça bir düzen gerçekleştirecek bir kitap olarak indirdik. O, bütün hakikatleri içinde toplayarak bütün ihtiyaçları giderecek şekilde indi. Seni de, ancak rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik.* |
Ahmet Varol Meali |
Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o, hakla indi. Biz seni ancak bir müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdik. |
Ali Bulaç Meali |
Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi; seni de yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Biz, bu Kur'an'ı hakkı tesbit için indirdik ve o hikmet ile indi. Seni de ancak itaatkârları müjdeleyici ve asileri korkutucu olarak gönderdik. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Biz bu Kur’anı hak ve hakikat ile dolu olarak indirdik. (İçinde hiçbir yanlış şey yoktur.) Ve hak bir şekilde indi. (Hiçbir şeytanî sorun içine karışmadı.) Seni de ancak uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderdik. (Hakikatleri korumaktan ancak Biz sorumluyuz.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Biz Kur'ân'ı hak olarak indirdik; o da hakkı getirdi. Seni yalnız müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik. Onun inişi de hak olarak gerçekleşti. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Kuran'ı ancak hak olarak indirdik ve o da indiği gibi hak olarak kaldı. Seni de yalnız müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz onu (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o da hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Diyanet Vakfı Meali |
Biz Kur'an'ı hak olarak indirdik; o da hakkı getirdi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Edip Yüksel Meali |
Gerçekten onu biz indirdik ve o gerçek ile indi. Seni de ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Biz bu Kur'an'ı hak olarak indirdik, O, bütün hakikatleri içinde toplayarak indi. Ey Peygamber! Biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bunu da bihakkın indirdik ve bihakkın indi ve seni ancak sevabımızın müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak gönderdik |
Hasan Basri Çantay Meali |
Biz o (Kuranı) hak olarak indirdik ve o, hak olarak indi. Seni de (sevabın) bir müjdeci (sin) den, (azabın) bir haberci (sin) den başka bir (sıfatla) göndermedik. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ve onu (Kur'ân'ı) hak ile indirdik; o da (emîn ellerde hiç değişmeden size) hak ile indi. (Ey Resûlüm!) Seni de ancak bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) korkutucu olarak gönderdik. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Biz onu (Tevrat'ı) hak üzere indirmiştik ve o (Kur'an) da hak olarak indi. Seni de yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Kadri Çelik Meali |
Biz onu (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi. Seni de yalnızca bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik. |
Mahmut Kısa Meali |
Biz onu hak ile, yani mutlak hakîkati ortaya koymak üzere, belli bir hikmet doğrultusunda indirdik; nitekim o da, hiçbir değişikliğe, tahrifâta uğramadan, tam istediğimiz gibi hak ile indi senin kalbine ve böylece seni,ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Mehmet Türk Meali |
Biz o (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o da (sana) hak olarak ulaştı.1 Seni de sadece bir müjdeci ve uyarıcı2 olarak gönderdik.* |
Muhammed Esed Meali |
VE BİZ bu [vahyi] değişmeyen gerçeğe işaret olarak 126 indirdik ve o da [sana, ey Peygamber] hak olarak ulaştı; 127 çünkü Biz seni yalnızca bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik; |
Mustafa İslamoğlu Meali |
BİZ bu (vahyi) mutlak gerçeğe bir atıf olarak indirdik ve o da kaynağından indiği (gibi) aslî gerçekliğiyle (muhatabına) ulaştı;[2336] nitekim Biz seni, sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve onu hak ile indirdik ve hak ile indi ve seni de ancak bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak gönderdik. |
Suat Yıldırım Meali |
Biz Kur'ân'ı hak olarak indirdik. O da hakkın ve gerçeğin ta kendisi olarak indi. Seni de ey Resulüm, sadece rahmetle müjdelemen ve inanmayanları ise azapla uyarman için gönderdik. [4, 166] |
Süleyman Ateş Meali |
Biz o(Kur'a)nı hak olarak indirdik ve o, hak ile inmiştir. Seni de ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Biz onu tümüyle gerçek olarak indirdik ve tümüyle gerçek olarak indi. Seni de sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Şaban Piriş Meali |
Hak olanı indirdik. O da hak olarak indi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz Kur'ân'ı hak ile indirdik; o da hak ile indi. Seni de Biz ancak bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
M. Pickthall (English) |
With truth have We sent it down, and with truth hath it descended. And We have sent thee as naught else save a bearer of good tidings and a warner. |
Yusuf Ali (English) |
We sent down the (Qur´an) in Truth, and in Truth(2315) has it descended: and We sent thee but to give Glad Tidings and to warn (sinners).(2316)* |