İsrâ Suresi 48. Ayet


Arapça

انظُرْ كَيْفَ ضَرَبُواْ لَكَ الأَمْثَالَ فَضَلُّواْ فَلاَ يَسْتَطِيعْونَ سَبِيلاً


Türkçe Okunuşu

Unzur keyfe darabû lekel emsâle fe dallû fe lâ yestetîûne sebîlâ(sebîlen).


Kelimeler

unzur bak
keyfe nasıl
darabû (misal) getirdiler, vurguladılar
leke seni
el emsâle örnekler, misaller
fe o zaman, böylece
dallû saptılar
fe lâ yestetîûne artık güç yetiremezler, güçleri yetmez
sebîlen yol, yol bulma

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Dikkat et) Sana nasıl örnekler (kafa karıştırıcı şeytani misaller) vererek saptıklarına bir bak, artık onların (İslam ve insanlık adına hayırlı) bir yola (girmeye iz’an ve vicdan) güçleri yetmemektedir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların.
Abdullah Parlıyan Meali Baksana, onlar seni kimlere benzettiler de saptılar. Artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların.
Ahmet Tekin Meali İbret nazarıyla bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar. Bu yüzden başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaştılar, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ettiler, artık doğru yola ulaşabilecekleri bir çıkış yolu da bulamayacaklar.
Ahmet Varol Meali Bak sana nasıl örnekler verdiler de saptılar. Artık bir yol (bulmay)a güç yetiremezler.
Ali Bulaç Meali Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.
Ali Fikri Yavuz Meali Bak, seni nelere nisbet ettiler (şairdir, sahirdir, mecnundur dediler) de nasıl dalâlete düştüler! Artık hak yolu bulmağa güçleri yetmez.
Bahaeddin Sağlam Meali İşte bak; senin için nasıl örnekler verdiler! Onun için öyle saptılar ki yol bulamıyorlar.
Bayraktar Bayraklı Meali Baksana, senin için ne türlü benzetmeyi yaptılar! Bu yüzden öylesine saptılar ki, artık doğru yolu bulamayacaklardır.
Cemal Külünkoğlu Meali (Ey Resulüm!) Bak, senin için (sihirbaz, kâhin, mecnun gibi) ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık onların doğru yolu bulmaya güçleri kalmamıştır.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sana nasıl misaller verdiklerine bir bak! Bu yüzden sapmışlardır, artık bir yol da bulamamaktadırlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık (doğru) yolu bulamazlar.
Diyanet Vakfı Meali Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır.
Edip Yüksel Meali Dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bak senin için nasıl misaller verdiler de bu yüzden nasıl sapıklığa düştüler! Artık hak yolu bulmaya güçleri yetmez.
Elmalılı Meali (Orjinal) Biz pek âlâ biliyoruz seni dinlerken ne suretle dinliyorlar? Birbirleriyle fısıldaşırlarken de ve o zalimler derlerken de: başka değil, sırf bir sihirli adama tâbi' oluyorsunuz
Hasan Basri Çantay Meali Bak, sana nasıl misâller getirib sapdılar. Artık onlar bir yol (bulmıy) a güc yetiremiyeceklerdir.
Hayrat Neşriyat Meali Bak, senin için (şâir, sihirbaz ve kâhin diyerek) nasıl misâller getirdiler de bu yüzden dalâlete düştüler; artık (hakka giden) bir yola güçleri yetmez.
İlyas Yorulmaz Meali Onlara bak, sana nasıl misaller anlatıyorlar. Artık onlar doğrulardan sapmış olup, hakikate ulaşmak için kendilerine asla bir yol bulamayacaklar.
Kadri Çelik Meali Sana nasıl örnekler (kötü sıfatlar) vererek saptıklarına bir bak! Artık onların (doğru) yolu bulmaya güçleri yetmemektedir.
Mahmut Kısa Meali Ey Muhammed! Bak; zâlimler, gerçeği çarpıtmak için senin hakkında kimi zaman büyücü, kimi zaman büyülenmiş, bazan zeki bir düzenbaz, bazan deli, bazan da şâir diyerek nasıl saçma ve anlamsız örnekler getirdiler de doğru yoldan iyice saptılar; bu bakış açısıyla, bir daha da doğru yola gelemezler!
Mehmet Türk Meali Bak, seni nelerle mukayese ederek, nasıl da sapkınlığa düştüler. Artık onlar, hak yolu asla bulamazlar.1*
Muhammed Esed Meali Seni benzettikleri şeye bak [ey Peygamber!] Bir kere yoldan çıkmış bunlar ve bu yüzden [hakka çıkan] bir yol da bulacak durumda değiller artık!
Mustafa İslamoğlu Meali Şunların seni neye benzettiklerine bir bak hele! Ve sonuçta öyle bir sapıttılar ki, bir daha doğru yolu bulacak (muhakeme) gücünü asla kendilerinde bulamayacaklar.[2279]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Bak senin için nasıl misaller irad ettiler, artık onlar sapıtmış oldular, artık onlar doğru bir yola (gitmeğe) güç yetiremezler.
Suat Yıldırım Meali Bak Resulüm, seni nelere kıyas ettiler (gâh şair, gâh büyücü, gâh kâhin, gâh mecnûn dediler) de nasıl dalâlete düştüler? Hem öyle sersemleştiler ki artık yol bulacak halleri kalmadı.
Süleyman Ateş Meali Bak, nasıl misaller verdiler (seni şa'ire, büyücüye, kahine ve mecnuna benzettiler) de şaştılar. Artık bir daha yolu bulamazlar.
Süleymaniye Vakfı Meali Baksana seni nelere benzettiler de sapıttılar. Artık bir çıkış yolu bulamazlar.
Şaban Piriş Meali Sana nasıl örnek verdiklerine bir bak! Bu sebeple onlar sapıtmışlardır. Artık yol da bulamazlar.
Ümit Şimşek Meali Seni benzettikleri şeye bak! Onlar öyle bir saptılar ki, bir daha da yollarını bulamıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar. Artık hiçbir yola varamazlar.
M. Pickthall (English) See what similitudes they coin for thee, and thus are all astray, and cannot find a road!
Yusuf Ali (English) See what similes they strike for thee: but they have gone astray, and never can they find a way.(2233)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları