İsrâ Suresi 75. Ayet


Arapça

إِذاً لَّأَذَقْنَاكَ ضِعْفَ الْحَيَاةِ وَضِعْفَ الْمَمَاتِ ثُمَّ لاَ تَجِدُ لَكَ عَلَيْنَا نَصِيرًا


Türkçe Okunuşu

İzen le ezaknâke di’fal hayâti ve di’fal memâti summe lâ tecidu leke aleynâ nasîrâ(nasîran).


Kelimeler

izen öyle olunca, aksi halde
le ezaknâ-ke elbette sana tattırdık (tattırırdık)
di'fa el hayâti hayatın zayıflığı (sıkıntısı)
ve di'fa el memâti (di'fa) ve ölümün zayıflığı (sıkıntısı) (kat kat, iki kat), (zayıflık, güçsüzlük, sıkıntı)
summe sonra
lâ tecidu bulamayacaksın
leke seni
aleynâ bize
nasîran yardımcı olarak

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Bu durumda Biz Sana, (dünya) hayatında da kat kat, ölümünden (sonra da) kat kat (acısını) tattırırdık; sonra Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın. (Ama Allah’ın hidayet ve himayesiyle onlara meyletmedin.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Eğer bunu yapsaydın hayatın acısını da iki kat olarak tattıracaktık sana, ölümün acısını da iki kat, sonra da bize karşı hiçbir yardımcı bulamayacaktın kendine.
Abdullah Parlıyan Meali Eğer bunu yapsaydın, hayatın acısını da iki kat olarak tattıracaktık sana, ölümün acısını da, sonra bize karşı hiçbir yardımcı da, bulamayacaktın kendine.
Ahmet Tekin Meali O takdirde, kesinlikle, sana dünya hayatında, kat kat ceza, âhiret hayatında da kat kat azap tattıracaktık. Sonra, bize karşı, kendine yardım edecek birini de bulamayacaktın.*
Ahmet Varol Meali O durumda mutlaka sana hayatın da ölümün de kat kat (acısını) tattırırdık. Sonra bize karşı kendine bir yardımcı da bulamazdın.
Ali Bulaç Meali Bu durumda, biz sana, hayatında kat kat, ölümün de kat kat (acısını) tattırırdık; sonra bize karşı bir yardımcı bulamazdın.
Ali Fikri Yavuz Meali O takdirde, dünya ve ahiret azabını iki kat olarak sana muhakkak taddıracaktık. Sonra bize karşı kendin için hiç bir yardımcı bulamıyacaktın.
Bahaeddin Sağlam Meali İşte böyle bir durumda, hayatta da ölümde de iki kat azap sana tattırırdık, sonra sen Biz’e karşı hiçbir yardımcı bulamazdın.
Bayraktar Bayraklı Meali O zaman, hiç şüphesiz sana hayatın ve ölümün sıkıntılarını kat kat tattırırdık; sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın!
Cemal Külünkoğlu Meali O zaman da hayatın ve ölümün azabını katlayarak sana tattırırdık. Sonra da kendine bize karşı bir yardımcı bulamazdın.
Diyanet İşleri Meali (Eski) O takdirde sana, hayatın da ölümün de, kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) İşte o zaman sana, hayatın da, ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın.
Diyanet Vakfı Meali O zaman, hiç şüphesiz sana hayatın ve ölümün sıkıntılarını kat kat tattırırdık; sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın.
Edip Yüksel Meali O zaman da hayatın ve ölümün azabını katlayarak sana tattırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın
Elmalılı Hamdi Yazır Meali O takdirde, muhakkak hayatın da, ölümün de azabını sana kat kat tattırırdık. Sonra bize karşı kendin için hiçbir yardımcı bulamazdın.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve o takdirde biz sana muhakkak hayatın da katmerli, mematın da katmerli acısını tattırdık, sonra bize karşı kendin için hiç bir yardımcı bulamazdın
Hasan Basri Çantay Meali O takdirde ise biz dirimin de katmerli, ölümün de katmerli (acısını) sana tatdıracakdık muhakkak. Sonra bize karşı kendin için hiç bir yardımcı da bulamayacakdın.
Hayrat Neşriyat Meali O takdirde sana hayâtın kat kat (azâb)ını, ölümün de kat kat (azâb)ını tattırırdık; sonra bize karşı kendine bir yardımcı da bulamazdın.
İlyas Yorulmaz Meali (Onlara uyup da, bizim adımıza yalan uydursaydın) O zaman sana, hayatın ve ölümün bütün acılarını kat kat tattırırdık ve bize karşı kendine herhangi bir yardımcı da bulamazdın.
Kadri Çelik Meali O takdirde sana, hayatın da ölümün de kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın.
Mahmut Kısa Meali Şâyet —iyi niyetlerle bile olsa— böyle bir şey yapmış olsaydın, o zaman sana hem hayatında, hem de ölümünden sonra kat kat azap tattıracaktık ve seni elimizden kurtaracak bir yardımcı da bulamayacaktın kendine! Ama Allah’ın lütfu sayesinde, zerre kadar taviz vermedin onlara. Bunun üzerine kâfirler, başka yöntemlere başvurdular:
Mehmet Türk Meali İşte o zaman Biz sana, hayatın da ölümün de (acısını) katlayarak tattırırdık da sonra Bize karşı kendine bir yardımcı dahi bulamazdın.
Muhammed Esed Meali O zaman sana hayatta da, ölümden sonra da kat kat [azap] tattırırdık; 90 ve Bize karşı sana yardım edecek kimseyi de bulamazdın!
Mustafa İslamoğlu Meali O zaman da sana, hayatın ve ölümün acısını kat kat tattırırdık; üstelik sen, Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali O takdirde sana hayatın da kat kat azabını, ölümün de kat kat azabını tattırmış olurduk. Sonra kendin için Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın.
Suat Yıldırım Meali O takdirde de hem hayatın, hem de ölümün acısını sana kat kat tattırırdık. Sonra Bize karşı hiçbir yardımcı da bulamazdın. [33, 30; 7, 38; 35, 69; 57, 28]*
Süleyman Ateş Meali O takdirde sana hayatın da, ölümün de kat kat(azab)ını taddırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın.
Süleymaniye Vakfı Meali Meyletseydin sana hayatın iki kat cezası ile birlikte ölümün de iki kat cezasını tattırırdık. Sonra bize karşı sana yardım edecek birini de bulamazdın.
Şaban Piriş Meali O zaman ise, sana hayatın da ve ölümün de azabını kat kat tattırırdık. Hem de bize karşı bir yardımcı da bulamazdın.
Ümit Şimşek Meali O zaman sana hayatın azabını da, ölümün azabını da kat kat tattırırdık; sen ise Bize karşı kendine bir yardımcı bulamazdın.
Yaşar Nuri Öztürk Meali İşte o zaman sana, hayatın da ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Ve bize karşı hiçbir yardımcı da bulamazdın.
M. Pickthall (English) Then had We made thee taste a double (punishment) of living and a double (punishment) of dying, then hadst thou found no helper against Us.
Yusuf Ali (English) In that case We should have made thee taste an equal portion(2271) (of punishment) in this life, and an equal portion in death: and moreover thou wouldst have found none to help thee against Us!(2272)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları