İsrâ Suresi 26. Ayet


Arapça

وَآتِ ذَا الْقُرْبَى حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلاَ تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا


Türkçe Okunuşu

Ve âti zel kurbâ hakkahu vel miskîne vebnes sebîli ve lâ tubezzir tebzîrâ(tebzîren).


Kelimeler

ve âti ve ver
ze el kurbâ karib olan, yakınlık sahibi, akraba
hakka-hu onun hakkını (birr, zekât, sadaka...)
ve el miskîne ve miskinlere (çalışamayacak durumda olan ihtiyarlara)
vebnes sebîli (ve ibne es sebîli) ve yolda olan
ve lâ tubezzir ve savurma, israf etme
tebzîren israf ederek, savurarak, malı gereksiz yere harcayarak

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Akrabaya hakkını ver, (onları yardımsız bırakma ve alâkanı koparma), yoksula ve yolda kalmışa da (el uzat), ama (elindekini) israf ederek saçıp savurma (ki böyleleri perişan hale düşecektir).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve israfta ileri giderek boş yere, haksız yere malını saçma, savurma.
Abdullah Parlıyan Meali Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve israfta ileri giderek boş yere, haksız yere malını saçıp savurma.
Ahmet Tekin Meali Akrabalara, çevresi çaresi olmayan yoksullara, yolda kalan muhtaç yolcuya, Allah'ın tanıdığı, belirlediği sorumluluğu yerine getir, onların hakkını ver. Malını gayr-i meşru yerlerde harcayarak saçıp savurma.*
Ahmet Varol Meali Yakına hakkını ver. Yoksula ve yolda kalmışa da. (Malını) saçıp savurma.
Ali Bulaç Meali Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp-savurma.
Ali Fikri Yavuz Meali Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını) büsbütün saçıp savurma.
Bahaeddin Sağlam Meali Akraba hakkını, yoksul hakkını, yolcu hakkını ver. Sakın saçıp savurarak bozgunculuk etme.
Bayraktar Bayraklı Meali Bir de akrabaya, yoksula ve yolcuya/çaresiz kalana hakkını ver! Gereksiz yere de saçıp savurma![287]*
Cemal Külünkoğlu Meali 26,27. Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa haklarını ver! (Elindeki imkânları) gereksiz yere saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı nankörlük etmiştir.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver; elindekileri saçıp savurma.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.
Diyanet Vakfı Meali Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.
Edip Yüksel Meali Akrabalara haklarını ver. İhtiyaç sahiplerine ve yolcuya da... Ancak saçıp savurma
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma.
Elmalılı Meali (Orjinal) Karabet sahibine de hakkını ver, miskîne de, yolda kalmış da, bununla beraber saçıp savurma
Hasan Basri Çantay Meali Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.
Hayrat Neşriyat Meali Akrabâya, yoksula ve yolda kalmışa da hakkını ver; fakat isrâf ederek saçıp savurma! (2)*
İlyas Yorulmaz Meali Yakın akrabalara haklarını, miskinlere (çalışamayacak duruma gelmişlere) ve yolda kalmışlara ihtiyaçlarını ver. Ama (ölçülü ol) saçıp savurma.
Kadri Çelik Meali Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver ve de israf ederek saçıp savurma.*
Mahmut Kısa Meali Ey insanoğlu! Akrabaya, yoksullara ve yolda kalmışlara hakları olan zekât ve sadakalarını ver fakat Allah’ın yasakladığı yerlere harcama yaparak, veya kendini ve aileni başkalarına muhtaç bırakacak şekilde malını dağıtarak büsbütün de saçıp savurma.
Mehmet Türk Meali Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa1 hakkını2 ver ve sakın saçıp savurma.3*
Muhammed Esed Meali Ve (ey insanoğlu,) yakın(ların)a 30 hak(lar)ını ver; düşküne de, yolda kalmışa 31 da; ama sakın [elindekini] anlamsız, amaçsız bir biçimde 32 saçıp savurma.
Mustafa İslamoğlu Meali (Ey insan!) Yakınlık sahiplerine hakkını ver; düşküne ve yolda kalmışa da… Fakat sakın ola ki (elinde avucunda olanı) amaçsız bir biçimde saçıp savurma!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve karabet sahibine hakkını ver, düşküne de, parasız kalmış yolcuya da (ver). Ve saçıp savurma.
Suat Yıldırım Meali 26, 27. Yakınlarına, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, sakın saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür. [25, 67]
Süleyman Ateş Meali Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.
Süleymaniye Vakfı Meali Yakınlarına, yoksullara ve yolda kalanlara hakkını ver ama saçıp savurma.
Şaban Piriş Meali 26,27. -Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat, saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.
Ümit Şimşek Meali Akrabaya, yoksullara, yolculara hakkını ver; israfla saçıp savurma.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Akrabaya hakkını ver! Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma!
M. Pickthall (English) Give the kinsman his due, and the needy, and the wayfarer, and squander not (thy wealth) in wantonness.
Yusuf Ali (English) And render to the kindred their due rights, as (also) to those in want, and to the wayfarer:(2208) But squander not (your wealth) in the manner of a spendthrift.(2209)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları