Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Hayır, doğrusu bunlar kıyamet gününde de Rablerine karşı mahcup bulunacaktır. (Günah kirleriyle gözleri ve gönülleri perdelenip körlendiğinden, onlar Cemâlullah’tan mahrum kalacaklardır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
İş öyle değil, hayır, şüphe yok ki onlar, o gün elbette Rablerinin lütfünden, bir perdeyle, bir engelle uzak kalırlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Elbette onlar o gün Rablerinin rahmetinden yoksun bırakılacaklardır veya onlar o gün Rablerini göremeyeceklerdir. |
Ahmet Tekin Meali |
Başlarına gelecekleri düşünsünler. Onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar. |
Ahmet Varol Meali |
Hayır. Onlar o gün Rabblerinden perdelenmişlerdir. [2]* |
Ali Bulaç Meali |
Hayır; gerçekten onlar, Rablerinden perdelenerek-yoksun tutulmuşlardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Hayır, (Onlar iman etmezler). Muhakkak ki onlar, o kıyamet günü Rablerinin rahmetinden menedilmişlerdir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Gerçekten(*) onlar, (o pastan dolayı) o gün, Rablerinden perdelenecekler. (O’nu göremeyeceklerdir.)* |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Hayır! Doğrusu, o gün Rablerinden perdelenmiş olacaklardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Muhakkak ki onlar, o kıyamet günü Rablerinin rahmetinden menedilecekler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O'nu görmekten) mahrum kalmışlardır. * |
Edip Yüksel Meali |
Doğrusu, o gün onlar Rab'lerinden perdelenir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Hayır hayır: muhakkakki onlar o gün rablarından hicabda kalacaklar |
Hasan Basri Çantay Meali |
Hayır (inanmazlar) Şübhesiz ki onlar o gün Rableri (ni görmek) den kat'iyyen mahrumdurlar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hayır! Şübhesiz onlar, o gün Rablerinden gerçekten perdelenmiş olan kimselerdir(O'nu göremezler)! |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar hesap günü Rablerine karşıda kesinlikle mahcup duruma düşecekler. |
Kadri Çelik Meali |
Hayır! Gerçekten onlar, rablerinden perdelenerek yoksun tutulmuşlardır. |
Mahmut Kısa Meali |
Hayır; onların yaptıkları elbette cezasız kalmayacak! Hiç kuşkusuz onlar, o Gün Rab’lerinin şefkat ve merhametinden mahrum bırakılacaklar! |
Mehmet Türk Meali |
Hayır! Doğrusu onlar o gün, Rablerini asla göremeyecekler. |
Muhammed Esed Meali |
Elbette onlar, o Gün Rablerin[in rahmetin]den yoksun bırakılacaklar: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bundan daha beteri de var: Elbet onlar o gün Rablerinden perdelenecekler;[5625]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Hayır. Şüphe yok ki, onlar, o gün Rabblerinden elbette hicapta kalmış kimselerdir. |
Suat Yıldırım Meali |
Hayır! Hayır! Bu, cezasız kalmayacak. Onlar, o gün Rab'lerini görmekten mahrum kalacaklardır. |
Süleyman Ateş Meali |
Hayır, doğrusu onlar, o gün Rablerinden perdelenmişlerdir.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sakın siz böyle yapmayın. Çünkü bunlar o gün Rablerinden uzak tutulacaklardır. |
Şaban Piriş Meali |
-Hayır! Gerçek şu ki, onlar o gün Rab'lerinden mahrum olanlardır. |
Ümit Şimşek Meali |
Heyhat! Onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Hayır! Onlar o gün Rablerine karşı tam bir şekilde perdelenmişlerdir. |
M. Pickthall (English) |
Nay, but surely on that day they will be covered from (the mercy of) their Lord. |
Yusuf Ali (English) |
Verily, from (the Light of) their Lord, that Day, will they be veiled.(6018)* |