Nisâ Suresi 102. Ayet


Arapça

وَإِذَا كُنتَ فِيهِمْ فَأَقَمْتَ لَهُمُ الصَّلاَةَ فَلْتَقُمْ طَآئِفَةٌ مِّنْهُم مَّعَكَ وَلْيَأْخُذُواْ أَسْلِحَتَهُمْ فَإِذَا سَجَدُواْ فَلْيَكُونُواْ مِن وَرَآئِكُمْ وَلْتَأْتِ طَآئِفَةٌ أُخْرَى لَمْ يُصَلُّواْ فَلْيُصَلُّواْ مَعَكَ وَلْيَأْخُذُواْ حِذْرَهُمْ وَأَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُم مَّيْلَةً وَاحِدَةً وَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِن كَانَ بِكُمْ أَذًى مِّن مَّطَرٍ أَوْ كُنتُم مَّرْضَى أَن تَضَعُواْ أَسْلِحَتَكُمْ وَخُذُواْ حِذْرَكُمْ إِنَّ اللّهَ أَعَدَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًا


Türkçe Okunuşu

Ve izâ kunte fîhim fe ekamte lehumus salâte fel tekum tâifetun minhum meake vel ye’huzû eslihatehum fe izâ secedû fel yekûnû min varâikum, vel te’ti tâifetun uhrâ lem yusallû fel yusallû meake vel ye’huzû hızrahum ve eslihatehum, veddellezîne keferû lev tagfulûne an eslihatikum ve emtiatikum fe yemîlûne aleykum meyleten vâhıdeh(vâhıdeten). Ve lâ cunâha aleykum in kâne bikum ezen min matarin ev kuntum mardâ en tedaû eslihatekum, ve huzû hızrakum. İnnallâhe eadde lil kâfirîne azâben muhînâ(muhînen).


Kelimeler

ve izâ ve o zaman, olunca
kunte sen oldun
fî-him onların içinde, onların aralarında
fe o zaman, böylece
ekamte ikame ettirdin, kıldırdın
lehum onlarındır, onlar için vardır
es salâte salat, namaz
fe li tekum öyle ki ayağa kalksın, namaza dursun
tâifetun taife, bir grup, topluluk
min-hum onlardan
mea-ke seninle beraber
ve li ye'huzû ve alsınlar
eslihate-hum kendi silâhlarını
fe o zaman, böylece
izâ secedû secde ettikleri zaman
fe li yekûnû böylece olsunlar
min varâi-kum sizin arkanızda
ve li te'ti ve gelsin
tâifetun taife, bir grup, topluluk
uhrâ diğer, başka
lem yusallû namaz kılmadılar
fe li yusallû böylece, bu şekilde namaz kılsınlar
mea-ke seninle beraber
ve li ye'huzû ve alsınlar
hızra-hum kendilerini koruma tedbirleri
ve eslihate-hum ve kendi silâhlarını
vedde sevdi, diledi, istedi, arzu etti 2 - kesîrun
ellezîne ki onlar
keferû inkâr ettiler
lev eğer, ise
tagfulûne gâfil olursunuz
an eslihati-kum kendi silâhlarınızdan
ve emtiati-kum ve kendi emtianız, mühimmatlarınız, teczihatlarınız
fe yemîlûne böylece hamle yaparlar, baskın yaparlar, hücuma geçerler
aleykum size, sizi
meyleten hücum, hamle
vâhıdeten bir, tek, bir tek
ve lâ ve olmaz, olmasın
cunâha günah
aleykum size, sizi
in eğer
kâne oldu
bi-kum size, sizin için
ezen eza, ağrı
min matarin yağmurdan, yağmur sebebiyle
ev veya
kuntum siz iseniz
mardâ hasta
tedaû sizin bırakmanız, çıkarmanız
eslihate-kum silâhlarınız
ve huzû alın
hızra-kum silahlarınız (muhimmatınız, techizatınız)
inne muhakkak
allâhe Allah
eadde hazırladı
li el kâfirîne kâfirler için, kâfirlere
azâben azap
muhînen alçaltıcı, rüsvay edici
en olmak

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Resulüm, seferde ve cephede iken Sen de) İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, Seninle birlikte (namaza) dursun ve silahlarını (yanlarına) alsınlar; böylece onlar secde ettiklerinde, (diğerleri nöbet için) arkalarınızda olsunlar. (Ardından) Namazlarını kılmayan diğer grup gelip Seninle namaz kılsınlar, onlar da 'korunma araçlarını' ve silahlarını yanlarına alsınlar. Çünkü kâfirler (ve zalim güçler), size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve (erzak ve mühimmat gibi) emtianızdan ayrılmış olmanızı isteyip (fırsat kollarlar.Bu arada) eğer yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. (Böylece bütün) Korunma ve savunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onların içinde bulunur da namaz kıldırırsan onların bir kısmı seninle beraber ve silahları yanlarında olarak namaz kılsın, secde ettiler mi öbür kısmı, arkanızda dursun. Sonra namaz kılmayan takım gelsin, seninle namaz kılsın, kalkanlarını, silahlarını üstlerinde bulundursunlar. Kafirler, birdenbire üstünüze bir saldırışta bulunmak için sizin silahlarınızdan, eşyanızdan gafil olmanızı isterler. Ancak yağmurdan dolayı müşkülata uğrarsanız, yahut hastaysanız silahlarınızı çıkarmada vebal yok size, fakat ihtiyatlı davranın; şüphe yok ki Allah, kafirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.
Abdullah Parlıyan Meali O halde sen, mü'minler arasında iken onlara namazda imamlık yapacaksan, yalnızca bir bölümünün silahlarını kuşanmış olarak, seninle namaza dursunlar ve silahlarını da yanlarına alsınlar, bunlar secdeye vardıklarında diğer kısım arkanızda beklesinler ve namazı kılmayan diğer gurup gelsin seninle birlikte namaz kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını yanlarından ayırmasınlar. Çünkü Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, sizin silahlarınızı ve teçhizatınızı unutup bırakmanızı isterler ki, ani bir baskınla üzerinize saldırabilsinler. Fakat yağmurdan dolayı sıkıntıya düşerseniz, yahut hasta iseniz, namaz kılarken silahlarınızı bırakmanızda bir mahzur yoktur, ama tehlikeye karşı daima hazırlıklı olun. Allah şüphesiz gerçekleri örtbas edenlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Ahmet Tekin Meali Sen de içlerinde bulunup onlara erkanına, şartlarına, vaktine riâyet ederek âşikâre namazı kıldırırken, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar, böylece secdelerini tamamladıklarında arkanızdan sizi emniyete alsınlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan diğer grup gelip, seninle beraber namazlarını kılsınlar. Onlar da silâhlı olarak her türlü savunma tedbirlerini alsınlar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, siz silahlarınız ve eşyanızla ilgili boş bulunsanız da, üstünüze âni bir baskın yapsalar, arzusunda bulunurlar. Yağmurdan dolayı sıkıntıya düşerseniz, yahut hasta iseniz, silahlarınızı bırakmanızda size bir vebal yoktur. Yine de her türlü savunma tedbirinizi alın. Şüphe-siz Allah kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler için alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap hazırlamıştır.
Ahmet Varol Meali (Tehlikeli bir anda) sen onların arasında bulunup kendilerine namaz kıldırdığında içlerinden bir grup seninle birlikte namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secde ettiklerinde arkanıza geçsinler ve henüz namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar. Bu arada tedbirlerini alsın ve silahlarını da yanlarında bulundursunlar. Kâfirler sizin silahlarınızdan ve eşyalarınızdan gafil olmanızı ve birden üzerinize baskın yapmak isterler. Yağmurdan dolayı sıkıntınız olur veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ancak tedbirinizi alın. Allah kâfirler için aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır. [21]*
Ali Bulaç Meali İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da 'korunma araçlarını' ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azab hazırlamıştır.
Ali Fikri Yavuz Meali Sen onların (askerin) içinde olup (cephede) onlara namaz kıldıracağın zaman, (askerini iki kısım yap), bir kısmı seninle namazda, diğeri düşman karşısında dursun. Hepsi de silâhlarını yanlarına alsınlar. Seninle namazda olup bir rekât kılanlar düşman karşısına gitsinler. Düşman karşısında olup namaz kılmamış olanlar gelip, ikinci rekâtı seninle kılsınlar ve onlar da tedbirli bulunarak silâhlarını yanlarına alsınlar. (Sen selâm verip onlar selâm vermeden düşman karşısına gitsinler. Evvelce bir rekât kılmış olanlar geri gelip kendi başlarına bir rekât daha kılarak selâm versinler. Sonra yer değiştirerek ikinci rekâtı imamla kılmış olanlar gelip kendi başlarına birinci rekâtı kılarak teşehhüdden sonra selâm versinler. Bu gidiş ve dönüşlerde namaz bitinceye kadar namazı bozacak işlerde bulunulmaz.) Kâfirler arzu ederler ki, silâh ve eşyalarınızdan gafil bulunasınız da, size ansızın bir baskın yapsalar. Eğer yağmurdan dolayı size bir eziyet olursa, hasta bulunursanız, silâhlarınızı bırakmanızda üzerinize günah yoktur. Bununla beraber ihtiyat tedbirini alın. Allah kâfirlere hor ve rüsvay edici bir azab hazırlamıştır.
Bahaeddin Sağlam Meali Eğer seferde sen onların içinde olup onlara namaz kıldırırsan, onlardan bir grup seninle beraber namaza dursun ve silahlarını yanlarına alsınlar. Bunlar namazlarını kıldıklarında arkanıza geçsinler, namaz kılmayan öbür grup gelip seninle namazlarını (kısaltmış olarak) kılsınlar, korunmalıklarını ve silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler arzuladılar ki, siz silah ve eşyalarınızdan gafil kalıp da birden üzerinize saldırsınlar. Yağmurdan dolayı bir sıkıntınız varsa veya hasta olsanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir günah yoktur. Fakat savunmanızı elden bırakmayın. Muhakkak Allah, o kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Bayraktar Bayraklı Meali Sen de onların içlerinde bulunup namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar, böylece namaz kılıp secde ettiklerinde diğerleri arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan diğer grup gelip, seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler, siz silâhlarınızı ve eşyalarınızı bıraktığınızda üstünüze birden baskın yapmak isterler. Eğer size yağmurdan bir eziyet olursa, yahut hasta iseniz, silâhlarınızı bırakmanızda günah yoktur. Yine de tedbirinizi alınız. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Cemal Külünkoğlu Meali (Ey Muhammed!) Cephede (savaşta) sen de inananların arasında bulunup da onlara namaz kıldıracağın zaman, içlerinden bir kısmı silahlarını yanlarına alarak seninle beraber namaza dursun (diğer grup düşmana karşı beklesin). Seninle beraber (namazda olanlar) secde edip bir rekât kılınca arkanızda yer alsınlar (düşman karşısına) gitsinler. Düşman karşısında olup namaz kılmamış olanlar gelsin, (ikinci rekâtı) seninle kılsınlar ve onlar da tedbirli bulunarak silâhlarını yanlarına alsınlar (sonra sıra ile kılmadıkları bir rekatı tamamlasınlar). İnkârcılar, silahlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etmenizi ve böylece size birdenbire baskın yapmayı isterler. Eğer yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hasta bulunursanız, silahlarınızı bırakmanızda bir sakınca yoktur ama her şeye rağmen ihtiyatlı ve dikkatli olun. Şüphesiz ki Allah inkârcılara aşağılayıcı ve horlayıcı bir azap hazırlamıştır.*
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sen içlerinde olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza geçsinler; kılmayan öbür kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını alsınlar. Kafirler, size ansızın bir baskın vermek için, silah ve eşyanızdan ayrılmış bulunmanızı dilerler. Yağmurdan zarar görecekseniz veya hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanıza engel yoktur, fakat dikkatli olun. Allah kafirlere şüphesiz ağır bir azab hazırlamıştır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü’minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar. İnkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkârcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.[130]*
Diyanet Vakfı Meali Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Edip Yüksel Meali Sen içlerinde olup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir grup sizi korumak için yanınızda bulunsun ve silahlarını da yanlarına alsın. Namaza duranlar secdeye vardıklarında arkanızda bulunsunlar. Sonra namaz kılmamış olan grup gelsin ve seninle birlikte namaza dursunlar, (namazı bitirmiş olan grup ise) silahlarını alıp nöbet tutsunlar. İnkarcılar, silahlarınız ve eşyanız hakkında dikkatsiz davranmanızı ve böylece sizi ani bir baskınla bozguna uğratmayı umarlar. Yağmur ve hastalık gibi özürlerden ötürü silahlarınızı bırakmanızda bir sakınca yok. Ancak alarmda olun. ALLAH kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlıyor.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Sen onların aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında diğer bir kısmı arkanızda beklesin. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Eğer size yağmur gibi bir eziyet erişir veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın. Kuşkusuz Allah kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve o vakıt sen içlerinde olub da onlara nemaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun, silâhlarını da yanlarına alsınlar, bunlar secdeye vardıklarında diğer kısım arkanızda beklesinler, sonra o nemaz kılmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar ve silâhlarını yanlarına alsınlar, kâfirler arzu ederler ki silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil bulunsanız da size birdenbire bir basgın bassalar, eğer yağan yağmurdan bir eziyyet varsa veya hasta iseniz silâhları bırakmanızda beis yoktur, bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın çünkü Allah kâfirler için mühiyn bir azab hazırlamıştır
Hasan Basri Çantay Meali Sen de içlerinde bulunub da kendilerine namaz kıldırdığın vakit onlardan bir kısmı seninle birlikde dursun, silâhlarını (yanlarına) alsınlar. Bu suretle secde etdikleri zaman da arka tarafınızda bulun (ub düşmana karşı dur) sunlar. (Bundan sonra) henüz namazını kılmamış olan diğer kısmı gelib seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbîrlerini ve silâhlarını alsınlar. O küfredenler arzu eder ki siz silâhlarınızdan ve eşyanızdan gaafil olsanız da üstünüze derhal bir baskın yapsınlar. Eğer size yağmurdan bir eziyyet olursa, yahud hasta bulunursanız silâhlarınızı koymanızda üzerinize vebal yokdur. (Fakat yîne) bütün ihtiyat tedbirlerini alın. Şübhe yokdur ki Allah kâfirlere hor ve hakîr edici bir azâb hazırlamışdır.
Hayrat Neşriyat Meali Hem (sen) içlerinde bulunup da onlara namaz kıldırdığın zaman, artık onlardan bir tâife seninle berâber (namaza) dursun; silâhlarını da (yanlarına) alsınlar! Secdeye vardıkları zaman ise hemen (diğer tâife) arkanızda bulunsunlar! Sonra namaz kılmamış olan diğer tâife gelip seninle berâber namaz kılsınlar, hem tedbirlerini hem silâhlarını alsınlar! İnkâr edenler arzu ederler ki silâhlarınızdan ve eşyâlarınızdan gafil olsanız da üzerinize birdenbire baskın yapsalar. Bununla berâber size yağmurdan bir eziyet olur veya hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir günah yoktur. Fakat tedbîrinizi alın! Şübhesiz ki Allah, kâfirler için(pek) aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır.(1)*
İlyas Yorulmaz Meali Sen içlerinde iken, onlara namaz kıldıracağın zaman, onlardan bir gurup seninle beraber namaza kalksınlar ve silahlarını yanlarına alsınlar. Secdeye varacakları zaman bir gurup arkada kalsın, namaz kılmayan diğer gurup gelip seninle beraber namaz kılsınlar. Yine emniyetlerini ve silahlarını alsınlar. Doğruları inkar edenler, sizin silahlarınızdan uzak bir halde olmanızı isterler ki, sizi silahsız yakalasınlar ve size olan (intikam) arzularını bir defada dolu dolu alsınlar. Eğer yağmurdan dolayı silahlarınız size ağır geliyorsa veya hasta iseniz silahlarınızı bırakmanızda size sorumluluk yoktur. Ama yinede emniyet tedbirlerinizi alın. Allah gerçeği inkar edenlere aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.
Kadri Çelik Meali Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza (düşmanın karşısına) geçsinler; kılmayan öbür grup gelsin, seninle beraber kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını alsınlar. Küfre sapanlar, size ansızın bir baskın düzenlemek için, silah ve eşyanızdan gaflet etmenizi dilerler. Yağmurdan zarar görecekseniz veya hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanıza engel yoktur, fakat tedbirli olun. Şüphesiz Allah küfre sapanlar için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Mahmut Kısa Meali Ey Peygamber ve onun izinden yürüyen Müslüman komutan! Sen de cephede içlerinde bulunup onlara namaz kıldıracağın zaman, müminlerden bir kısmı düşman karşısında tetikte beklerken, diğer bir grup, silahlarını da yanlarına alarak senin arkanda namaza dursunlar. Birinci grup ilk rekatı bitirip secde edince, sizinle düşman arasında uygun bir yerde siper alarak, sizi korumak için beklesinler. Daha sonra,henüz namaz kılmamış olan diğer grup gelip senin arkanda bir rekat namaz kılsınlar. Böylece askerler birer rekat, onlara imamlık yapan komutan da iki rekat namaz kılmış olur. Namaz kılarken, saldırı tehlikesine karşı korunma tedbirlerini alıp silahlarını kuşansınlar. Çünkü kâfirler, boş bulunup silah ve teçhizatınızı bırakmanızı dört gözle bekliyorlar ki, böylece fırsatını bulup ani bir baskınla sizi gâfil avlasınlar. Ancak aşırı soğuk, şiddetli fırtına veya yağmurdan dolayı sıkıntıya düşer ya da hastalanmış olursanız, namaz kılarken silahlarınızı bırakmanızın bir sakıncası yoktur; yeter ki düşman tehlikesine karşı korunma tedbirinizi almayı ihmal etmeyin! Siz elinizden geleni yapın, gerisini Allah’a bırakın. Çünkü Allah, ayetlerini inkâr eden o nankör kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır! Namazla ilgili bu hükümler, düşmanla çarpışma ihtimali olan zamanlar için geçerlidir. Göğüs göğse çarpışma anında ise, namaz gerekirse kazaya bırakılabilir. Düşman tehlikesi bulunmayan sıradan bir yolculuğa gelince; Allah’ın Elçisi, Allah’tan aldığı bilgiye göre —ki bu bilgi, Kur’an’dan ayrı bir vahiydir— namazların bu durumda da kısaltılabileceğini bildirmiş ve bunu örnek hayatıyla göstermiştir.
Mehmet Türk Meali (Ey Muhammed!) Sen onların aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı, silâhlarını da yanlarına alarak seninle beraber namaza dursun. (Namazdakiler) secdeye varınca diğerleri sizi korusun. Sonra namaz kılmamış olan diğerleri, güvenlik tedbirlerini ve silâhlarını yanlarına alarak gelip seninle beraber (namazın kalanını) kılsın.1 Çünkü kâfirler, sizin silâhlarınızı ve eşyalarınızı bırakmanızı ve bu esnada size ansızın baskın yapmayı şiddetle arzu ederler. Eğer yağmurdan zarar görecekseniz ya da hasta iseniz, silâhlarınızı bırakmanızın bir sakıncası yoktur. Bununla beraber, sakın tedbiri de elden bırakmayın. Şüphesiz Allah, kâfirler için aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.2*
Muhammed Esed Meali O halde sen müminler arasında 129 iken onlara namazda imamlık yapacaksan, [yalnızca] bir bölümünün, silahlarını kuşanmış olarak seninle namaza durmalarına izin ver. Onlar namazlarını bitirdikten sonra, namazlarını eda etmemiş olan diğer grubun her türlü tehlikeye karşı hazır vaziyette ve silahlarını kuşanmış olarak gelip seninle namaza durmaları sırasında size koruyuculuk yapsınlar; 130 [çünkü] hakikati inkara şartlanmış olanlar sizin silahlarınızı ve teçhizatınızı unutup bırakmanızı isterler ki âni bir baskınla üzerinize saldırabilsinler. 131 Fakat yağmurdan dolayı sıkıntıya düşerseniz 132 yahut hasta iseniz [namaz kılarken] silahlarınızı bırakmanızda bir mahzur yoktur; ama tehlikeye karşı [daima] hazırlıklı olun. Allah, şüphesiz, hakikati inkar edenler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Mustafa İslamoğlu Meali Sen de onların arasındayken kendilerine namaz kıldıracağın zaman, sadece bir kısmı silahlarını kuşanmış olarak seninle namaza dursunlar. Onlar secdeye vardıklarında (diğerleri) sizin ardınızda dursunlar. Bu kez namazlarını eda etmemiş olan diğer grup gelsin, her türlü tehlikeye karşı müteyakkız ve silahlarını kuşanmış bir hâlde seninle birlikte namaza dursunlar.[827] İnkârda direnenler sizi silahsız ve teçhizatsız yakalamak isterler ki, ani bir baskınla sizi gafil avlayabilsinler. Fakat yağmur dolayısıyla zorda kalır ya da hastalıktan muzdarip olursanız, (namaz sırasında) silahlarınızı bırakmanızda bir beis yoktur; yine de siz tehlikeye karşı tetikte olun! Kuşku yok ki Allah, inkârcılar için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.[828]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Sen içlerinde olup da onlarla namaz kıldıracağın zaman onlardan bir zümre seninle beraber namaza dursun, silâhlarını da alıversinler. Bunlar secde edince arka tarafınızda bulunsunlar ve namazı kılmamış olan diğer bir zümre de gelsin, seninle beraber namazı kılsın ve ihtiyat tedbirlerini ve silâhlarını da alıversinler. Kâfir olan kimseler arzu ederler ki, siz silâhlarınızdan ve eşyanızdan gâfil bulunâsınız da sizin üzerinize bir baskın ile baskında bulunuversinler. Ve eğer size yağmurdan bir eziyet var ise veya siz hasta bulunmuş iseniz silâhlarınızı bırakmanızdan dolayı üzerinize bir günah yoktur. Ve ihtiyat tedbirinizi alınız, şüphe yok ki Allah Teâlâ kâfirler için hakaret bahşolan bir azab hazırlamıştır.
Suat Yıldırım Meali Ey Resulüm! Sen müminlerin içinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir kısmı sana tâbi olarak namaza dursun ve silâhlarını yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında, diğer kısım arkanızda beklesinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, sana tâbi olarak namaz kılsınlar, hem ihtiyatlı bulunsun ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. Kâfirler sizi silâhsız ve teçhizatsız vaziyette iken kıstırıp, birden baskın yaparak işinizi bitirmek isterler. Eğer yağmur sebebiyle zahmet çekerseniz yahut hasta düşmüş iseniz, silâhlarınızı bırakmanızda bir mahzur yoktur. Bununla beraber yine de tedbiri elden bırakmayın. Muhakkak ki Allah kâfirler için, zelil ve perişan eden bir azap hazırlamıştır. *
Süleyman Ateş Meali Sen de içlerinde bulunup onlara namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. (Namazda olanlar), secde edince arkanıza geçsinler; bu kez namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korunma(tedbir)lerini ve silahlarını da alsınlar. İnkar edenler istediler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de birden üzerinize bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir günah yoktur. Ama korunma tedbirinizi alın (uyanık bulunun). Allah, kafirlere alçaltıcı bir azab hazırlamıştır.
Süleymaniye Vakfı Meali İçlerinde olur da onlar için namazı tam kılarsan[1], onların bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar ve silahlarını kuşansınlar; (ilk) secdeyi yaptıktan sonra çekilsinler; bu defa namazı kılmamış öbür kısım gelsin, seninle namaz kılsınlar[2], tedbirli olsunlar ve silahlarını kuşansınlar. Kafirler ister ki silahlarınızdan ve eşyanızdan uzak kalasınız da üzerinize ani bir baskın yapsınlar. Yağmurdan zarar görür veya hasta olursanız, silahlarınızı bir yere koymanızda bir günah yoktur ama tedbiri elden bırakmayın. Allah, o kâfirlere küçük düşürücü bir azap hazırlamıştır.*
Şaban Piriş Meali (Savaşta) sen onların arasında olup da onlara namaz kıldıracağın zaman, bir grup seninle namazda (diğer grup da düşman karşısında) dursun. Hepsi de silahlarını yanlarına alsınlar. Seninle namaz kılanlar secde ettikten sonra sizin arkanıza geçsinler ve namaz kılmamış diğer grup gelsin ve seninle namaz kılsınlar. Ve onlar da tedbirli olup silahlarını yanlarına alsınlar. Kafirler silah ve eşyalarınızı unutup bırakmanızı, gafil bulunmanızı ve size ansızın baskın yapmayı arzu ederler. Eğer yağmur dolayısıyla size bir eziyet/zorluk olursa veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir günah yoktur. Yine de tedbirli olun. Allah, kafirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.
Ümit Şimşek Meali Sen aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı silâhlarını yanlarına alarak seninle namaza dursun. Onlar secde ettikten sonra arkanıza geçsinler; onların yerine, namaz kılmamış olan diğerleri gelip seninle namaza dursunlar ve tedbirlerini alıp silâhlarını da yanlarında bulundursunlar. Kâfirler, sizin silâhlarınızdan ve eşyanızdan gafil bulunmanızı isterler ki, âni bir baskınla üzerinize çullanıversinler. Ancak, yağmur sebebiyle bir güçlüğe uğradığınızda veya hasta olduğunuzda, silâhlarınızı bırakmanız size günah olmaz. Yine de önleminizi alın. Allah ise kâfirler için aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.
M. Pickthall (English) And when thou (O Muhammad) art among them and arrangest (their) worship for them, let only a party of them stand with thee (to worship) and let them take their arms. Then when they have performed their prostrations let them fall to the rear and let another party come that hath not worshipped and let them worship with thee, and let them take their precaution and their arms. Those who disbelieve long for you to neglect your arms and your baggage that they may attack you once for all. It is no sin for you to lay aside your arms, if rain impedeth you or ye are sick. But take your precaution. Lo! Allah prepareth for the disbelievers shameful punishment.
Yusuf Ali (English) When thou (O Messenger. art with them, and standest to lead them in prayer, Let one party of them stand up (in prayer) with thee, Taking their arms with them: When they finish their prostrations, let them Take their position in the rear. And let the other party come up which hath not yet prayed - and let them pray with thee, Taking all precaution, and bearing arms: the Unbelievers wish, if ye were negligent of your arms and your baggage, to assault you in a single rush.(618) But there is no blame on you if ye put away your arms because of the inconvenience of rain or because ye are ill; but take (every) precaution for yourselves. For the Unbelievers Allah hath prepared a humiliating punishment.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları