Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Biz de onlara, (emirlerimizi tuttukları ve hükmümüze teslim oldukları takdirde) o zaman katımızdan elbette büyük bir ecir verirdik. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Biz de o vakit, onları, katımızdan büyük bir mükafatla mükafatlandırırdık. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bu durumda biz onlara rahmetimizden büyük bir mükafat verirdik. |
Ahmet Tekin Meali |
O zaman, nezdimizden onlara büyük mükâfat verirdik. |
Ahmet Varol Meali |
O durumda onlara katımızdan büyük bir ecir verirdik. |
Ali Bulaç Meali |
Biz de onlara, o zaman yanımızdan büyük bir ecir verirdik. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Elbette o zaman, kendilerine, tarafımızdan büyük bir mükâfat verirdik. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
O zaman kendi katımızdan (ebedî âlemden) büyük bir ücret onlara verirdik. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Bu durumda biz onlara rahmetimizden büyük bir ödül verirdik. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
O zaman kendilerine elbette katımızdan büyük bir mükâfat verirdik. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
67,68. O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verir ve onları doğru yola eriştirirdik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
O zaman kendilerine elbette katımızdan büyük bir mükâfat verirdik. |
Diyanet Vakfı Meali |
O zaman elbette kendilerine nezdimizden büyük mükâfat verirdik. |
Edip Yüksel Meali |
Kendilerine katımızdan büyük bir ödül verirdik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Elbette o zaman kendilerine ledünnümüzden pek büyük bir ecir de verirdik |
Hasan Basri Çantay Meali |
Ve o zaman biz de onlara tarafımızdan pek büyük bir mükâfat verirdik. |
Hayrat Neşriyat Meali |
O zaman elbette onlara, tarafımızdan (pek) büyük bir mükâfât da verirdik. |
İlyas Yorulmaz Meali |
O zaman bizde katımızdan onlara daha büyük mükafatlar verirdik. |
Kadri Çelik Meali |
O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verirdik. |
Mahmut Kısa Meali |
O takdirde biz, elbette onlara katımızdan büyük bir ödül bahşeder, |
Mehmet Türk Meali |
67,68. Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükâfat verirdik ve onları kesinlikle dosdoğru yola iletirdik. |
Muhammed Esed Meali |
bu durumda Biz onlara rahmetimizden büyük bir mükafat verirdik |
Mustafa İslamoğlu Meali |
O zaman Biz de onlara, katımızdan muhteşem bir ödül verirdik |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve o zaman elbette onlara tarafımızdan pek büyük bir mükâfaat da verirdik. |
Suat Yıldırım Meali |
Ve o takdirde Biz de onlara tarafımızdan pek büyük mükâfat verirdik. |
Süleyman Ateş Meali |
O zaman kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
O zaman biz de onlara katımızdan büyük bir ödül verirdik. |
Şaban Piriş Meali |
Biz de o zaman yanımızdan büyük bir mükafat verirdik. |
Ümit Şimşek Meali |
o zaman biz onlara katımızdan pek büyük bir ödül verirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik. |
M. Pickthall (English) |
And then We should bestow upon them from Our presence an immense reward, |
Yusuf Ali (English) |
And We should then have given them from our presence a great reward; |