Furkân Suresi 32. Ayet


Arapça

وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا


Türkçe Okunuşu

Ve kâlellezîne keferû lev lâ nuzzile aleyhil kur’ânu, cumleten vâhideh(vâhideten), kezâlike li nusebbite bihî fuâdeke ve rettelnâhu tertîlâ(tertîlen).


Kelimeler

ve kâle ve dedi
ellezîne keferû inkâr edenler
lev lâ eğer olmasaydı
nuzzile indirildi
aleyhi ona, onun üzerine
el kur'ânu Kur'ân-ı Kerim
cumleten toplu olarak, bütün olarak
vâhideten bir adet, bir (kişi)
kezâlike işte böylece, bunun gibi
li nusebbite tesbit etmemiz, sabitlememiz için
bi-hî onunla
fuâde-ke senin kalbindeki idrak hassasını (fiziğin ötesine açık idrak)
ve rettelnâ-hu ve onu beyan ettik, yavaş okuduk
tertîlen yavaş yavaş, tertip tertip, kısım kısım

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Yine bir bahane olarak) İnkâr edenler: “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Oysa Biz Kur’an’la Senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Kafir olanlar, ona Kur'an dediler, birden ve toplu olarak indirilseydi ya. Biz, onu, gönlüne iyice yerleştirmen için böyle indirdik ve onu ayetayet ayırdık, birbiri ardınca indirdik.
Abdullah Parlıyan Meali Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler: “Kur'ân O'na topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz O'nu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle, parça parça indirdik ve O'nu tane tane, ağır ağır okuduk.
Ahmet Tekin Meali Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler: “Kur'ân ona, bir defada, topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz onu senin kalbine, hâfızana iyice yerleştirip güven sağlamak için böyle bölüm bölüm indirdik. Onu tane tane okuduk.*
Ahmet Varol Meali İnkar edenler dediler ki: "Bu Kur'an ona bir kerede topluca indirilmeli değil miydi?" Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için bu şekilde (ayet ayet indirdik) ve belli bir düzen üzere ağır ağır okuduk.
Ali Bulaç Meali İnkârcılar dediler ki: 'Kur'an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?' Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp-pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Ali Fikri Yavuz Meali Bir de kâfirler dediler ki: “- Kur'ân, O'na toptan indirilseydi ya!” Biz, onu kalbine iyice yerleştirelim diye böyle âyet âyet indirdik (topluca indirmedik); ve onu güzel bir şekilde beyan edip âyet âyet okuduk.
Bahaeddin Sağlam Meali O kâfirler: “Neden bu Kur’an, bir defada toplu olarak indirilmedi?” dediler. Evet, senin kalbini onunla sağlamlaştıralım diye, onu peyderpey indirdik. Ve onu ağır ağır okuduk.
Bayraktar Bayraklı Meali İnkâr edenler, “Kur'ân ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böylece yaptık ve onu tane tane okuduk.
Cemal Külünkoğlu Meali İnkârcılar: “Kur'an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur'an'la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) İnkar edenler: "Kuran ona bir defada indirilmeliydi" derler. Oysa Biz onu böylece senin kalbine yerleştirmek için azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) İnkâr edenler, “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk.[392]*
Diyanet Vakfı Meali İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Edip Yüksel Meali İnkarcılar, "Kuran, ona neden bir defada indirilmedi," dediler. Biz böylece onu belleğine yerleştirmekte ve onu belirlenmiş bir dizilişe göre okumaktayız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Yine o inkâr edenler dediler ki: "O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya"! Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Elmalılı Meali (Orjinal) Yine o küfredenler dediler ki: o Kur'an ona cümlesi birden indirilseydi ya! Biz onu gönlüne iyi tesbit edelim diye böyle ındirdik ve fevkal'âde bir tertil ile tertil eyledik
Hasan Basri Çantay Meali O küfredenler (şöyle) dedi (ler): «Ona Kur'an bir (hamlede), toplu bir halde indirilmeli değil miydi»? Biz onu senin kalbine iyice yerleşdirmek için böyle (yapdık). Onu (çok güzel bir nizaam ile) âyet âyet ayırdık (ve aheste aheste bildirdik).
Hayrat Neşriyat Meali İnkâr edenler ise: “Kur'ân, ona bir def'ada topluca indirilmeli değil miydi?” dedi(ler). Onunla senin kalbini kuvvetlendirmek için böyle (azar azar indirmişiz)dir ve onu(sana) ağır ağır okuduk.(2)*
İlyas Yorulmaz Meali Doğruları inkar edenler “Bu Kur'an tek bir seferde toplu olarak indirilseydi ya” dediler. Böylece, biz de o nu senin kalbine yerleştirmek için, parçalar halinde yavaş yavaş indirdik.
Kadri Çelik Meali Küfre sapanlar, “Kur'an ona bir defada indirilmeliydi” derler. Oysa onunla senin kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için onu azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.
Mahmut Kısa Meali Ey Muhammed! Allah’ın ayetlerini inkâr edenler, “Kur’an ona neden toptan bir defada indirilmedi de, yirmi üç yıllık uzun bir süre içinde, bölümler hâlinde indirildi?” diyorlar. Biz, Kur’an’ı böyle ayet ayet, sûre sûre indiriyorve onu belli bir düzen içinde, ağır ağır ve sindire sindire sana okuyoruz ki, böylece senin imanını sürekli canlı ve taze tutarak kalbini pekiştirelim.
Mehmet Türk Meali Kâfirler: “Kur’an ona bir defada indirilse olmaz mıydı?” dediler. Biz onu, senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu (sana) en güzel bir şekilde okuduk.
Muhammed Esed Meali İmdi, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler: “Kur’an ona bir bütün olarak bir kerede 26 indirilseydi ya!” diyorlar. Oysa, Biz onu [sana] böyle tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde 27 belli bir düzen içinde ağır ağır vahyediyoruz ki onunla senin kalbini pekiştirelim.
Mustafa İslamoğlu Meali Bir de inkârda ısrar edenler dediler ki: “Kur’an ona topyekûn olarak tek bir seferde indirilseydi ya!”[3116] İşte Biz, bütünü oluşturan parçaları ait oldukları yere biri diğerini açıklayacak şekilde yerleştirerek,[3117] onunla senin iç dünyanı inşâ edip pekiştirelim diye böyle yaptık.[3118]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve kâfir olanlar dedi ki: «Kur'an O'nun üzerine toplu bir halde indirilmiş olmalı değil mi idi?» Onunla kalbini takviye etmek için böyle müteferrikan indirdik. Ve onu âyet âyet beyan ettik.
Suat Yıldırım Meali Bir de o kâfirler dediler ki: “Bu Kur'ân ona toptan, bir defada indirilmeli değil miydi? ” Halbuki Biz vahiyle senin kalbini pekiştirmek için böyle ara ara indirdik ve onu parça parça okuduk. [17, 106]
Süleyman Ateş Meali İnkar edenler: "Kur'an, ona bir defada indirilmeli değil miydi?" dediler. Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için onu böyle (parça parça indirdik) ve onu ağır ağır okuduk.*
Süleymaniye Vakfı Meali Görmezlikten gelenler; “Kur’an ona toptan indirilseydi ya?” dediler. Böyle olması, senin kalbini sabitleyelim ve sana ağır ağır okuyalım diyedir.
Şaban Piriş Meali Küfredenler:-Kur'an ona bir defada toptan indirilmeli değil miydi? dediler. Biz, onu senin kalbine yerleştirmek için böyle indirdik. Onu düzenli ve yerli yerince indirdik.
Ümit Şimşek Meali Bir de o kâfirler “Kur'ân ona bir defada indirilmeli değil miydi?” dediler. Oysa Biz onu senin kalbine böylece yerleştirmek için tane tane, ağır ağır okuduk.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Gerçeği örten nankörler/inkârcılar dediler ki: "Kur'an ona toptan, bir kerede indirilseydi ya!" Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça/ayet ayet okuduk.
M. Pickthall (English) And those who disbelieve say: Why is the Qur’an not revealed unto him all at once? (It is revealed) thus that We may strengthen thy heart therewith; and We have arranged it in right order.
Yusuf Ali (English) Those who reject Faith say: "Why is not the Qur´an revealed to him all at once? Thus (is it revealed), that We may strengthen thy heart(3088) thereby, and We have rehearsed it to thee in slow, well-arranged stages, gradually.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları