Furkân Suresi 50. Ayet


Arapça

وَلَقَدْ صَرَّفْنَاهُ بَيْنَهُمْ لِيَذَّكَّرُوا فَأَبَى أَكْثَرُ النَّاسِ إِلَّا كُفُورًا


Türkçe Okunuşu

Ve lekad sarrafnâhu beynehum li yezzekkerû fe ebâ ekserun nâsi illâ kufûrâ(kufûran).


Kelimeler

ve lekad ve andolsun
sarrafnâ-hu onu paylaştırdık, açıkladık
beyne-hum onların araları
li yezzekkerû tezekkür etsinler diye
fe o zaman, böylece
ebâ çekindi, kaçındı, direndi
ekseru daha çok, çoğu
en nâsi insanlar
illâ ancak, sadece
kufûran inkâr ederek

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Andolsun bunu (Kur’an’ı), onların arasında, öğüt alıp-düşünsünler diye çeşitli biçimlerde (Resulün dili ve haliyle) açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük ederek (bile bile) ayak diretip (karşı çıkmışlardır).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve andolsun ki biz onu, bulundukları yerlere akıttık düşünüp ibret alsınlar diye, fakat insanların çoğu, ibret almaya yanaşmadı, nankör olup gitti.
Abdullah Parlıyan Meali Gerçek şu ki biz, bütün bu tabiat olaylarını insanların gözü önünde, türlü türlü şekillerde tekrar ettik ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar. Ama insanların çoğu inat edip dayattılar ve nankörlükten vazgeçmediler.
Ahmet Tekin Meali Andolsun, yağmuru, ibret almaları, şükretmeleri için, insanlar arasında, yeryüzünün değişik bölgelerinde bölüştürdük. Ama, insanların çoğu ille de nankörlük edip diretmiştir.
Ahmet Varol Meali Andolsun ki öğüt alsınlar diye onu aralarında dağıttık. [6] Ancak insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmadılar.*
Ali Bulaç Meali Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp-düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
Ali Fikri Yavuz Meali Doğrusu, yağmuru, memleketler arasında taksim ettik ki, ibret alsınlar (şükretsinler). Yine de insanların çoğu yüz çevirdiler, ancak nimeti inkâr ettiler.
Bahaeddin Sağlam Meali Andolsun! Biz, mesaj alsınlar diye, o suyu aralarında kullandık. Fakat insanların çoğu nankörlük yapmaktan başka hiçbir nimete şükretmediler.
Bayraktar Bayraklı Meali Gerçek şu ki, düşünüp öğüt almaları için suyu, ülkeler arasında bir nizama göre dağıtmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
Cemal Külünkoğlu Meali Andolsun ki, o (yağmur)u, memleketler arasında taksim ettik ki, (insanlar) düşünüp ders alsınlar. Ama insanların çoğu nankörlükte direndiler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) And olsun ki öğüt almaları için ülkeler arasında yer yer türlü türlü yağmur yağdırmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
Diyanet Vakfı Meali Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.  *
Edip Yüksel Meali Öğüt almaları için onu aralarında dağıtıp çevirdik. Ne var ki insanların çoğunluğu nankörlükte diretmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
Elmalılı Meali (Orjinal) Celâlım hakkı için onu aranızda evirip çevirmekteyiz düşünsünler ıbret alsınlar diye yine de nâsın ekserîsi dayatmakta nankörlükten başkasına yanaşmamakta
Hasan Basri Çantay Meali Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib çevirmişizdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inâdlarından dönmediler).
Hayrat Neşriyat Meali Celâlim hakkı için, ibret alsınlar diye bunu aralarında çeşitli şekillerde açıkladık;(1)fakat insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmamaktadır.*
İlyas Yorulmaz Meali İnsanlar düşünsünler diye onu biz anlatıyoruz, fakat insanların çoğu kabul etmemekte direniyorlar.
Kadri Çelik Meali Şüphesiz bunu, onların arasında hatırlayıp kendilerine gelsinler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
Mahmut Kısa Meali Gerçekten Biz, insanı hakîkate ulaştıracak delilleri ortaya seren muhteşem bir kitap indirdik ve onu türlü misallerle ve tüm yönleriyle açıkladık ki, bu ayetleri düşünüp ibret alsınlar fakat insanların çoğu, bunca öğütlerden yüz çevirerek nankörlükte diretiyor.
Mehmet Türk Meali Yemin olsun Biz, bu (Kur’an’ı),1 insanların öğüt almaları için, (tekrar tekrar) anlattık ama yine de insanların çoğu inkârdan başkasına yanaşmadılar.*
Muhammed Esed Meali Gerçek şu ki, Biz bütün bunları insanların gözü önüne hep seregelmişizdir 39 ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar; ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.
Mustafa İslamoğlu Meali Doğrusu Biz, onu (ve bütün bu örnekleri)[3138] ayrıntılı bir biçimde açıklayarak insanların önüne koyduk ki düşünüp ders alsınlar… Hal böyleyken insanların çoğu yine de yüz çevirmekte, nankörlükte direnmekteler.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Zât-ı akdesim hakkı için onu (o yağmur nîmetini) tefekkür etsinler için aralarında türlü türlü sûretlerde bulundurmaktayız. Halbuki nâsın ekserisi ancak nankörlükte bulunmuştur.
Suat Yıldırım Meali Bu gerçeği, insanların iyice düşünmeleri için Biz, farklı üsluplarla anlatsak da onların çoğu nankörlükten başka bir şey yapmıyorlar. *
Süleyman Ateş Meali Andolsun biz, bu sözü onların aralarında çevirip çevirip anlattık ki öğüt alsınlar. Ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.*
Süleymaniye Vakfı Meali Biz o suyu, bilgi sahibi olsunlar(ve bilgilerini kullansınlar) diye halden hale çevirdik[*]. Ama insanların nankörlüğü bir türlü bırakmaz.*
Şaban Piriş Meali Düşünsünler, öğüt alsınlar diye, onu aralarında evirip çevirdik. Yine de insanların çoğu nankörlükten vazgeçmez.
Ümit Şimşek Meali Doğrusu, öğüt alsınlar diye Biz onu aralarında çeşitli şekillere çevirip durmaktayız.(6) Yine de insanların birçoğu nankörlükten geri durmuyor.*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir.
M. Pickthall (English) And verily We have repeated it among them that they may remember, but most of mankind begrudge aught save in gratitude.
Yusuf Ali (English) And We have distributed the (water) amongst them, in order(3107) that they may celebrate (our) praises, but(3108) most men are averse (to aught) but (rank) ingratitude.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları