Furkân Suresi 9. Ayet


Arapça

انظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا


Türkçe Okunuşu

Unzur keyfe darabû lekel emsâle fe dallû fe lâ yestetîûne sebîlâ(sebîlen).


Kelimeler

unzur bak
keyfe nasıl
darabû (misal) getirdiler, vurguladılar
leke seni
el emsâle örnekler, misaller
fe o zaman, böylece
dallû saptılar
fe o zaman, böylece
lâ yestetîûne güç yetiremezler, muktedir değiller
sebîlen yol, yol bulma

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Hele bir bak; Senin için nasıl (bahaneler üretip geçersiz) örnekler getirdiler de böylece (Hakk’tan) sapıtıp gittiler. Artık onlar bir daha (hidayet ve Hakk) yolu bulamayacak haldedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Bak da gör, senin için ne çeşit örnekler getirdi onlar da saptılar doğru yoldan ve artık gerçeğe varmak için hiçbir yol bulamaz onlar.
Abdullah Parlıyan Meali Ey Rasûl! Seni benzettikleri şeye bak! Zaten onlar, bir kere yoldan çıkmış bulunuyorlar ve bir daha da doğru yolu bulamayacaklar.
Ahmet Tekin Meali Yâ Muhammed, seninle ilgili yaptıkları benzetmelere ibret nazarıyla bak. Bu yüzden onlar hak yoldan uzaklaşarak, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ettiler. Senin peygamberliğine dil uzatacak, eksik gedik bir tarafını da bulamıyorlar.
Ahmet Varol Meali Bak senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Onlar artık hiçbir yol bulamazlar.
Ali Bulaç Meali Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiç bir yol bulamazlar.
Ali Fikri Yavuz Meali (Ey Rasûlüm) bak, senin hakkında ne temsiller yaptılar da haktan saptılar; artık hiç bir yol bulamazlar.
Bahaeddin Sağlam Meali İşte bak! Senin için nasıl benzetmeler yaptılar, sapıttılar, çıkış yolunu da bulamıyorlar.
Bayraktar Bayraklı Meali “Ey Peygamber! Bak, nasıl böyle örnekler verip sapıttılar. Artık onlar hiçbir çıkış yolu bulamazlar.”
Cemal Külünkoğlu Meali (Ey Resulüm!) Senin hakkında nasıl misaller getirdiler de doğru yoldan saptılar. Artık onlar, (inatları yüzünden doğru) yolu bulamazlar!
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) (Ey Muhammed!) Senin hakkında bak nasıl da temsiller getirdiler de (haktan) saptılar. Artık onlar doğru yolu bulamazlar.
Diyanet Vakfı Meali (Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.
Edip Yüksel Meali Bak, senin için ne örnekler verdiler de saptılar, yolu asla bulamıyacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ey Muhammed! sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.
Elmalılı Meali (Orjinal) Bak senin hakkında ne kıyaslar, ne temsiller - yaptılar da çıkmaza saptılar, artık hiç bir yol bulamazlar
Hasan Basri Çantay Meali Bak, senin için ne misâller (kıyaslar) getirip sapdılar. Artık onlar (hidâyete) hiçbir yol bulamazlar.
Hayrat Neşriyat Meali Bak, senin hakkında nasıl misâller getirdiler de dalâlete düştüler; artık (onlar, hidâyete) hiçbir yol bulamazlar.
İlyas Yorulmaz Meali Bak şimdi, seni nelere benzetiyorlar, onlar doğru olandan tamamen uzaklaşmışlar ve asla doğru olana ulaşmaya güçleri yetmez.
Kadri Çelik Meali Bir bakıver; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiç bir yol da bulamazlar.
Mahmut Kısa Meali Ey Muhammed! Bak; zâlimler, gerçeği çarpıtmak için senin hakkında kimi zaman büyücü, kimi zaman büyülenmiş, bazan zeki bir düzenbaz, bazan deli, bazan da şâir diyerek nasıl saçma ve anlamsız örnekler getirdiler de doğru yoldan iyice saptılar; bu gidişle, bir daha da doğru yola gelemezler! Demek inkârcılar, mûcizevî bir bahçen olmadığı için sana iman etmiyorlar, öyle mi?
Mehmet Türk Meali (Ey Muhammed!) Bak seni, nelerle mukayese ederek nasıl da sapkınlığa düştüler, artık onlar, hak yolu asla bulamazlar.1 *
Muhammed Esed Meali [Ey Rasûl,] seni benzettikleri şeye bak! Zaten onlar bir kere yoldan çıkmış bulunuyorlar, bir daha da [doğru] yolu bulamayacaklar!
Mustafa İslamoğlu Meali Şunların, seni neye benzettiklerine bir bak hele! Ve sonuçta öyle bir sapıtıyorlar ki, bir daha doğru yolu bulacak (muhakeme) gücünü asla kendilerinde bulamıyorlar.[3091]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Bak senin için nasıl misaller irâd ettiler, dalâlete düştüler, hiçbir yol bulmaya da muktedir olamazlar.
Suat Yıldırım Meali İşte bak senin hakkında nasıl tutarsız misaller getiriyorlar. Doğrusu onlar saptılar, artık asla yol bulamazlar! .
Süleyman Ateş Meali Bak, senin için nasıl benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık bir daha yolu bulamazlar.
Süleymaniye Vakfı Meali Baksana senin için ne kurgular kuruyorlar da sapıtıyorlar. Bir çıkış yolu da bulamıyorlar.
Şaban Piriş Meali Bak, sana nasıl örnekler veriyorlar, sapıttılar da yolu bulamıyorlar.
Ümit Şimşek Meali Seni benzettikleri şeye bak! Onlar öyle bir saptılar ki, bir daha da yollarını bulamıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar.
M. Pickthall (English) See how they coin similitudes for thee, so that they are all astray and cannot find a road!
Yusuf Ali (English) See what kinds of comparisons they make for thee! But they have gone astray, and never a way will they be able to find!(3063)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları