Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Kâfirler: “Bu (Kur’an) olsa olsa ancak Onun (Hz. Muhammed’in) uydurduğu bir yalandır, (kendisi kafadan düzüp sıralamış) ve Ona bir başka topluluk da yardımda bulunmuştur” demişlerdir (diyeceklerdir) . Böylelikle onlar, hiç şüphesiz zulüm-haksızlık ve iftira edegelmektedirler. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve kafir olanlar, bu dediler, ancak kendi uydurması ve bu hususta ona bir topluluk da yardım etmiştir; gerçekten de zulmettiler onlar ve yalan söylediler. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, “Bu Kur'ân Muhammed'in uydurduğu yalandan başkası değildir, bunu uydurmada başka bir topluluk da O'na yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar, büyük bir haksızlık ve iftiraya başvurmuşlardır. |
Ahmet Tekin Meali |
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar:
“Bu Kur'ân olsa olsa Muhammed'in uydurduğu bir yalandır. Başka kavimler de, kendisine yardım etmiştir.” dediler. Böylece onlar haksızlığa ve iftiraya başvurdular. |
Ahmet Varol Meali |
İnkar edenler dediler ki: "Bu (Kur'an), onun (Muhammed'in) uydurduğu bir düzmeceden başka bir şey değildir. Başka bir topluluk da bu konuda ona yardım etmiştir." Böylece onlar kesinlikle haksız ve yalan (bir söz) ortaya attılar. |
Ali Bulaç Meali |
İnkârcılar dediler ki: 'Bu (Kur'an) olsa olsa ancak onun uydurduğu bir yalandır, kendisi düzüp uydurmuş ve ona bir başka topluluk da yardımda bulunmuştur.' Böylelikle onlar, hiç şüphesiz haksızlık ve iftira ile geldiler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
O küfre varanlar dediler ki: “- Bu Kur'an, ancak bir iftiradır ki, onu, O (Muhammed (s.a.v.)) uydurdu ve bu hususta O'na başka bir kavim yardım etmiştir. (Kur'an'ı, yabancılardan, Yahudilerden öğrenmiştir!).” Muhakkak bir zulüm (şirk) ve yalan meydana getirdiler de; |
Bahaeddin Sağlam Meali |
O kâfirler, Kur’an için: “Bu, ancak uydurduğu bir iftiradır, başka bir toplum, bu iftirayı uydurmakta ona yardım etmiştir” dediler, (böylece) büyük bir yalan ve haksızlık ile ortaya çıktılar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İnkâr edenler, “Bu Kur'ân, Muhammed'in uydurduğu bir yalandır. Bu uydurmada ona başka bir topluluk da yardım etmiştir” dediler. Kâfirler, bu sözleriyle haksızlık edip yalan söylemişlerdir. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
O inkârcılar: “Bu Kur'an Muhammed'in uydurmasıdır, ona başka bir topluluk yardım etmiştir” diyerek yalan söyleyip zulmettiler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
İnkar edenler: "Bu Kuran uydurmadır, ona başka bir topluluk yardım etmiştir" diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
İnkâr edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Başka bir topluluk da bu konuda ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar haksız ve asılsız bir söz uydurdular. |
Diyanet Vakfı Meali |
İnkâr edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduğu bir yalandır. Başka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiştir, dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır. |
Edip Yüksel Meali |
İnkar edenler, "Bu, başkalarının yardımıyla onun uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir," diyerek haksız ve asılsız bir tez ortaya koydular. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
İnkâr edenler: "Bu Kur'ân Muhammed'in uydurmasıdır, ona başka bir topluluk yardım etmiştir" diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve o küfredenler «bu sırf bir iftira onu o, uydurdu, diğer bir kavim de buna karşı ona muavenette bulundu» dediler, doğrusu zulm-ü tezvire gittiler |
Hasan Basri Çantay Meali |
O kâfirler: «Bu (Kur'an) onun uydurduğu yalandan başka (bir şey) değildir. Bu hususda diğer bir zümre de ona yardım etmişdir.» dediler de muhakkak bir haksızlık ve tezvîr (meydana) getirdiler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
İnkâr edenler dedi ki: “Bu (Kur'ân), onun (Muhammed'in) uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir; bu hususda ona başka bir topluluk da yardım etmiştir.”(1) Böylece(onlar), gerçekten zulüm ve yalanla geldiler.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Gerçekleri inkar edenler dediler ki “Bu (okuyup söyledikleri) bir uydurmadır. Onları kendisi uyduruyor ve başka bir topluluk da ona uydurması için yardım ediyor.” İnkarcılar, asılsız hiçbir delile uymayan bir iddia ile haksızlık ettiler. |
Kadri Çelik Meali |
Küfre sapanlar dediler ki: “Bu (Kur'an), olsa olsa ancak onun uydurduğu bir yalandır, onu kendisi düzüp uydurmuş ve ona bir başka topluluk da yardımda bulunmuştur.” Böylelikle onlar, hiç şüphesiz zulüm ve iftira ile geldiler. |
Mahmut Kısa Meali |
İşte bu yüzdendir ki, hakîkati inkâr edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in kendi kafasından uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir ve başka bir topluluk da ona bu işte yardım etmiştir. Çünkü Muhammed’in, geçmiş kavimler, Peygamber kıssaları, kıyâmet, âhiret, evrenin ve insanın yaratılışı ve benzeri konularda bu kadar kapsamlı ve isabetli bilgiler verebileceğini, hayranlık verici hikmet ve öğütlerle dolu böyle mükemmel bir kitap hazırlayabileceğini akıl kabul etmez. Demek ki ona bu kitabı, hitâbet ve belâgat konusunda hiç kimsenin kendisiyle boy ölçüşemeyeceği ilim ve hikmet sahibi bir kudret öğretiyor ki, bu da olsa olsa, İncil ve Tevrat hakkında bir şeyler bilen bazı kölelerimiz yâhut kim olduklarını bilemediğimiz esrarengiz bir topluluktur.” diyorlar. Aslında bu sözleriyle, Kur’an’ın insanüstü bir kaynaktan geldiğini itiraf ediyor, ama kibir ve inatçılıkları yüzünden hakikati kabullenmek istemiyorlar. Böylece, açıkça zulüm ve haksızlık yapıyor, gerçeği çarpıtarak bile bile yalan söylüyorlar. |
Mehmet Türk Meali |
Kâfirler: “Bu (Kur’an,) o (Muhammed’in) uydurduğu bir yalandır ve ona başka birileri bu hususta yardım etmiştir.”1 diyerek, (esas kendileri) haksız ve asılsız bir söz uydurdular.2* |
Muhammed Esed Meali |
Üstelik, hakkı inkara şartlanmış olanlar: “Bu [Kur’an] doğruyu çarpıtıp yalanı ve sahteyi ortaya çıkaran başka bir topluluğun yardımıyla 5 o'nun [kendisinden] uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir” deyip duruyorlar. 6 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bir de inkârda ısrar eden o kimseler, “Bu onun uydurduğu bir yalandan başkası değildir; üstelik bu konuda başka bir topluluk da ona yardım etmiştir”[3082] dediler. İşte ileri sürdükleri bu iddiayla, hem haksızlık etmiş,[3083] hem de gerçeği çarpıtmış oldular.[3084]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve kâfir olanlar dediler ki: «Bu bir yalandan başka değil, onu kendisi uydurdu ve ona, başka bir kavim de yardım etti.» Muhakkak ki, (o kâfirler) bir zulüm ve bir bühtan ile geldiler. |
Suat Yıldırım Meali |
Kâfirler: “Kur'ân onun uydurduğu bir yalan olup, bu hususta başkaları da kendisine yardımcı olmuşlardır” diye iddia ettiler. Onlar böylece, kesin bir yalan söyleyip zulmettiler. |
Süleyman Ateş Meali |
İnkar edenler: "Bu, yalandan başka bir şey değildir. (Muhammed) onu uydurdu, başka bir topluluk da kendisine yardım etti." dediler ve kesin bir haksızlığa ve iftiraya vardılar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Kendilerini doğrulara kapatanlar, “Bu (Kur’ân) sadece, Muhammed’in uydurup Allah’a mal ettiği şeydir. Başka bir ekip de ona yardım ediyor” dediler. Böylece yanlışa ve yalana saptılar. |
Şaban Piriş Meali |
İnkar edenler:-Bu, uydurduğu bir iftiradan başka bir şey değildir. Bu hususta bir topluluk da ona yardım etmiştir. dediler de zulüm ve yalanı seçtiler. |
Ümit Şimşek Meali |
İnkâr edenler “Bu Kur'ân onun uydurduğu şeydir; bunun için ona yardım edenler var” dediler. Böylece bir zulüm ve iftira ettiler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Küfre batanlar dediler ki: "Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir." Yemin olsun ki, bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir. |
M. Pickthall (English) |
Those who disbelieve say: This is naught but a lie that he hath invented, and other folk have helped him with it, so that they have produced a slander and a lie. |
Yusuf Ali (English) |
But the misbelievers say: "Naught is this but a lie(3057) which he has forged, and others have helped him at it." In truth it is they who have put forward an iniquity and a falsehood.* |