Furkân Suresi 8. Ayet


Arapça

أَوْ يُلْقَى إِلَيْهِ كَنزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَّسْحُورًا


Türkçe Okunuşu

Ev yulkâ ileyhi kenzun ev tekûnu lehu cennetunye’kulu minhâ, ve kâlez zâlimûne in tettebiûne illâ raculen meshûrâ(meshûran).


Kelimeler

ev veya
yulkâ atar, verir
ileyhi ona
kenzun bir hazine
ev veya
tekûnu olması
lehu ona ait, onun
cennetun bir bahçe
ye'kulu (yemek) yer
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
ve kâle ve dedi
ez zâlimûne zâlimler
in tettebiûne eğer siz tâbî oluyorsanız
illâ ancak, sadece
raculen bir erkek şeklinde, suretinde
meshûren büyülenmiş, sihir yapılmış

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali "Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya (ürünlerinden) yemekte olduğu (şahane) bir bahçesi olması (gerekmez miydi? Böylesine fakir ve kimsesiz birinden ne bekliyorsunuz? diye halkı kışkırtıvermişlerdi). " Ayrıca o zulmedenler: "Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" demişler (insanları Hakk’tan ve hayırdan engellemişlerdi).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Yahut ona bir define verilmeliydi, yahut da bir bahçesi olmalıydı da orada biten şeyleri yemeliydi ve zalimler, siz dediler, ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.
Abdullah Parlıyan Meali Yahut kendisine Allah tarafından bir hazine verilseydi, yahut zahmetsiz yiyip içtiği bir bahçesi olsaydı ya!” Yaratılış maksadına aykırı hareket eden bunlar, inananlara: “Siz olsa olsa, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!” dediler.
Ahmet Tekin Meali “Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip kolaylıkla geçimini sağlayacağı bir bahçesi olmalıydı.” dediler. Baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen ve İslâm aleyhinde propaganda yapan zâlimler: “Siz, kesinlikle büyülenerek aklı etki altına alınmış bir adama uymaktasınız” dediler.
Ahmet Varol Meali Yahut kendisine bir hazine atılmalı veya içinden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil miydi?" Zalimler: "Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
Ali Bulaç Meali 'Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya (ürünlerinden) yemekte olduğu bir bahçesi olması (gerekmez miydi)?' Zulmedenler dedi ki: 'Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.'
Ali Fikri Yavuz Meali Yahud O'na (gökten) bir hazine bırakılıverse (de onu harcasa, geçim derdinde olmasa), yahud güzel bir bahçesi olsa da ondan yese ya!” Hem o zalimler, müminlere dediler ki: “- Siz, ancak büyülenmiş bir adama tabi oluyorsunuz.”
Bahaeddin Sağlam Meali “Veya (gökten) ona bir hazine atılmalı veya ondan yiyeceği bir bahçesi olmalı değil mi idi?” Ve o zalimler: “Ancak, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!” dediler.
Bayraktar Bayraklı Meali “Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya meyvelerinden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!” Bu zâlimler, “Sizler sırf büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz” dediler.
Cemal Külünkoğlu Meali “Ya da kendisine bir hazine verilseydi veya ürünleri ile beslenebileceği bir bahçesi olsaydı!” (Ayrıca) bu zalimler, (müminlere:) “Sizler, büyülenmiş, akli dengesi bozuk bir adamın peşinden gidiyorsunuz” dediler. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) 7,8. Şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya! Yahut, kendisine bir hazine verilseydi, veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!" Bu zalimler, inananlara: "Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya ürününden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!” Zalimler, (inananlara): “Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz” dediler.
Diyanet Vakfı Meali Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler.
Edip Yüksel Meali "Yahut kendisine bir hazine atılsaydı, veya kendisinin bir bahçesi olsaydı ve ondan yeseydi!" Hatta zalimler, "Siz, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz," dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!" Bu zalimler, inananlara "Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Veya ona bir hazîne bırakılıverse, yâhud güzel bir bağçesi olsa da ondan yese ya! hem o zalimler «siz, sırf büyülenmiş bir adama tabi' oluyorsunuz» dediler
Hasan Basri Çantay Meali «Yahud ona (gökden) bir hazîne atılmalı, yahud onun, (meyvelerinden) yiyeceği bir bostanı bulunmalı değil miydi»? O zaalimler (kâfirler, mü'minlere) dedi ki: «Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına tâbi' olmuyorsunuz»!
Hayrat Neşriyat Meali “Yâhut kendisine bir hazîne bırakılmalı, ya da ondan yiyeceği bir bahçesi olmalı(değil miydi?)” Ayrıca o zâlimler (mü'minlere): “(Siz,) ancak sihirlenmiş bir adama tâbi' oluyorsunuz” dedi.
İlyas Yorulmaz Meali “Veyahut bu elçiye bir hazine indirilse, yahut yiyip içeceği bir bahçesi olsaydı ya.” Haksızlık yapanlar insanlara “Siz sihre uğramış bir adama uyuyorsunuz” dediler.
Kadri Çelik Meali “Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya ondan yemekte olduğu bir bahçesi olsaydı!” Zulmedenler dedi ki: “Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uymaktasınız.”
Mahmut Kısa Meali “Ya da ona gökten hazineler indirilmeli; yâhut hiç çalışıp yorulmadan meyvelerini yiyeceği mûcizevî bir bahçesi olmalı değil miydi?” Allah’ın nurunu söndürmek için ne yapacaklarını şaşıran bu zâlimler, önceki bütün iddialarını çürütecek bir başka iftira ortaya atarak, Kur’an’dan etkilenen insanlara, “Siz ancak küstahlığı nedeniyle ilâhlarımızın lânetine uğrayan büyülenmiş bir adamın peşinden gidiyorsunuz!” diyorlar. Sana “büyülenmiş” diyorlar; çünkü okuduğun Kur’an’dan etkileniyor, bu sözlerin beşer kaynaklı olmadığını, olamayacağını hissediyorlar. Ne var ki, kibir ve inatçılıkları onları imandan alıkoyuyor.
Mehmet Türk Meali (Ve devamla):1 “Veya ona bir hazine verilse yahut (ürünlerini) yiyeceği bir bahçesi olsa olmaz mıydı?” (dediler.) (Ayrıca) o zâlimler (Müslümanlara): “Siz, sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!” dediler.*
Muhammed Esed Meali Yahut kendisine [Allah tarafından] bir hazine verilseydi, yahut [zahmetsiz] yiyip içtiği (tılsımlı) bir bahçesi olsaydı ya!” 8 Ve bu zalimler [birbirlerine]: “Eğer [Muhammed'e] uyacak olsaydınız, büyülenmiş bir adamdan başkasına [uymuş, olmazdınız]!” diyorlar.
Mustafa İslamoğlu Meali Ya da kendisine (gökten) bir hazine bırakılsaydı, veya ondan yiyip içerek (safa sürdüğü) kendisine ait bir cenneti olsaydı?” dediler. Bir de kalkıp o zalimler, “Eğer (ona) uymuş olsaydınız, sihirlenmiş bir adamdan başkasına uymamış olacaktınız” dediler.[3090]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali «Yahut O'na bir hazine indirilmeli veya O'nun için bir bostan olmalı değil mi idi ki, ondan yiyiverse idi.» Ve zalimler dedi ki: «Siz başka değil, bir büyülenmiş adama tâbi oluyorsunuz.»
Suat Yıldırım Meali “Yahut kendine bir hazine verilse, yahut kendisinin içinden yiyeceği bir bahçesi olsaydı! ” Hasılı o zalimler: “Doğrusu siz, sadece büyülenmiş bir adamın peşine düşmüşsünüz. ” dediler.
Süleyman Ateş Meali Yahut üstüne bir hazine atılmalı, yahut kendisinin ürününden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil mi? Ve zalimler: "Siz başka değil, sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
Süleymaniye Vakfı Meali Ya da ona bir hazine indirilseydi yahut yiyeceğini sağlayacağı bir bahçesi olsaydı ya?” O zalimler şunu da dediler: “Sizin yaptığınız sadece, büyüye kapılmış bir kişinin peşinden gitmektir.”
Şaban Piriş Meali Veya kendisine bir hazine verilseydi, veya bir bahçesi olsaydı da oradan yeseydi .. Zalimler “Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz” dediler.
Ümit Şimşek Meali “Veya ona bir hazine verilseydi. Yahut bir bahçesi olsaydı da oradan yiyip içseydi.” Bir de o zalimler “Siz büyülenmiş bir adamın peşinden gidiyorsunuz” dediler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali "Yahut ona bir hazine gönderilmeli, yahut ürününden yediği bir bahçesi olmalı değil miydi?" O zalimler şunu da söylediler: "Sizler büyülenmiş bir adamdan başkasının ardı sıra gitmiyorsunuz."
M. Pickthall (English) Or (why is not) a treasure thrown down unto him, or why hath he not a paradise from whence to eat? And the evildoers say: Ye are but following a man bewitched.
Yusuf Ali (English) "Or (Why) has not a treasure been bestowed on him, or why has he (not) a garden for enjoyment?"(3061) The wicked say: "Ye follow none other than a man bewitched."(3062)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları