Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (yeteneklerini) ve (idrak etmek için) gönüller verdi. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve Allah sizi, analarınızın karnından çıkardı, hiçbir şey bilmezdiniz ve size, şükredesiniz diye kulak verdi, gözler verdi, gönüller verdi. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve Allah sizi analarınızın karnından çıkardı, hiç birşey bilmezdiniz. Belki de şükredersiniz diye size kulak verdi, gözler verdi ve gönüller verdi. |
Ahmet Tekin Meali |
Allah sizi analarınızın karnından çıkardı. Siz, verdiğiniz taahhüt, kaderiniz, menfaatleriniz v.s. konularda hiçbir şey bilmiyordunuz. Size kulaklar, gözler, kalpler, akıllar verdi. Umulur ki şükrünüze vesile olur.* |
Ahmet Varol Meali |
Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve belki şükredersiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
Ali Bulaç Meali |
Allah, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Siz hiçbir şey bilmezken Allah, sizi, analarınızın karnından çıkardı ve size kulaklar, gözler, kalbler verdi ki (iman edip) şükredesiniz. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Allah, sizi analarınızın karınlarından çıkardı. Siz hiçbir şey bilmiyordunuz. Sizin için kulaklar, gözler ve duyular kıldı ki şükredesiniz. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Siz hiçbir şey bilmezken Allah sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
Diyanet Vakfı Meali |
Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. * |
Edip Yüksel Meali |
ALLAH sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman bir şey bilmiyordunuz. Size işitme, görme duyuları ve beyinler verdi ki şükredesiniz. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Allah sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme (duygusu), gözler ve gönüller verdi. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiç bir şey bilmiyordunuz, öyle iken size, işitme, gözler, gönüller verdi ki şükredesiniz |
Hasan Basri Çantay Meali |
Allah sizi analarınızın karınlarından, kendiniz hiç bir şey bilmiyorken, çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler, gönüller verdi. Tâki şükredesiniz. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ve Allah sizi analarınızın karınlarından, (siz) hiçbir şey bilmez bir hâlde iken çıkardı; şükredesiniz diye de size kulaklar, gözler ve kalbler verdi. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Allah, sizler henüz hiçbir şey bilmezken, annelerinizin karnından sizi çıkarandır. Şükredesiniz diye size, kulak, göz ve kalp vermiştir. |
Kadri Çelik Meali |
Allah sizi annelerinizin karınlarından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. Umulur ki şükredersiniz. |
Mahmut Kısa Meali |
Sizi, hiçbir şey bilmeyen minicik bebekler hâlinde annelerinizin karnından çıkaran; kendisine kulluk edip şükredesiniz diye size duyacağınız kulaklar, göreceğiniz gözler ve araştırma, düşünme ve duyumsama yeteneği kazandıran gönüller veren Allah’tır. Size bahşedilen bu yetenekleri kullanarak çevrenizi dikkat ve ibretle inceleyin: |
Mehmet Türk Meali |
Allah sizi annelerinizin karnından, hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve gönüller verdi. |
Muhammed Esed Meali |
Ve sizi analarınızın karnından, hiçbir şey bilmez bir halde çıkarıp size, şükredesiniz diye işitme duyusu, görme duyusu, duyma-düşünme yetisi bahşeden Allah'tır. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Sizi analarınızın karınlarından hiçbir şey bilmez bir hâlde çıkaran, belki şükrederler diye sizin için işitme, görme ve duyma-düşünme kabiliyeti takdir eden de yine Allah’tır.[2169]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve Allah sizi analarınızın karınlarından hiçbir şey bilmez olduğunuz halde çıkardı. Ve size teşekkür edesiniz diye kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
Suat Yıldırım Meali |
Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir şey bilmiyordunuz. Öyle iken size kulaklar, gözler, kalpler verdi ki şükredesiniz. [67, 23-24] |
Süleyman Ateş Meali |
Allah sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda) annelerinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Allah sizi analarınızın karnından çıkardığında hiç bir şey bilmiyordunuz. Ama size dinleme ve ileri görüşlü olma (basiret) özelliği ile gönüller vermişti. Belki görevlerinizi yerine getirirsiniz. |
Şaban Piriş Meali |
Allah sizi, hiçbir şey bilmez olduğunuz halde annelerinizin karnından çıkarmış ve size, şükür edesiniz diye kulak, göz ve kalp vermiştir. |
Ümit Şimşek Meali |
Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi. |
M. Pickthall (English) |
And Allah brought you forth from the wombs of your mothers knowing nothing, and gave you hearing and sight and hearts that haply ye might give thanks. |
Yusuf Ali (English) |
It is He Who brought you forth from the wombs of your mothers when ye knew nothing; and He gave you hearing and sight and intelligence and affections:(2112) that ye may give thanks (to Allah..* |