Yûsuf Suresi 63. Ayet


Arapça

فَلَمَّا رَجِعُوا إِلَى أَبِيهِمْ قَالُواْ يَا أَبَانَا مُنِعَ مِنَّا الْكَيْلُ فَأَرْسِلْ مَعَنَا أَخَانَا نَكْتَلْ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe lemmâ receû ilâ ebîhim kâlû yâ ebânâ munia minnel keylu fe ersil meanâ ehânâ nektel ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).


Kelimeler

fe lemmâ olunca, olduğu zaman
receû döndüler
ilâ ... e
ebî-him (onların) babaları
kâlû dediler
yâ ebâ-nâ ey babamız
munia engellendi
min-nâ bizden
el keylu ölçek
fe ersil artık gönder
mea-nâ bizimle beraber
ehâ-nâ kardeşimiz
nektel ölçekle (satın) alalım
ve innâ ve muhakkak ki biz
lehu ona ait, onun
le mutlaka, elbette, muhakkak
hâfizûne koruyanlar, muhafaza edenler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Böylelikle (Yusuf'un kardeşleri) babalarına döndükleri zaman, dediler ki: "Ey babamız, (Mısır’da) ölçek(le bir şey almak) bizden engellendi. (Bize ikram olarak karşılıksız erzak verildi.) Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de (ihtiyacımız olanerzağındaha fazlasını) değerini vererek ve ölçerek alalım. (Sana söz veriyoruz) Onu mutlaka koruyacağız."
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Dönüp babalarına varınca baba dediler, bize artık zahire verilmeyecek, kardeşimizi de bizimle gönder de zahire alalım ve şüphe yok ki biz, onu iyice koruruz.
Abdullah Parlıyan Meali Ve böylece babalarının yanına döndüklerinde, Yûsuf'un kardeşleri, “Ey baba!” dediler. “Bünyamin'i yanımızda götürmedikçe, artık bize bir ölçek bile zahîre verilmeyecek; bunun için kardeşimizi bizimle gönder ki, hepimize yetecek tartıda zahîre alabilelim. Şüphen olmasın ki, biz onu koruyacağız.”
Ahmet Tekin Meali Babalarının yanına vardıklarında: “Ey babamız, erzak almak bize yasaklandı. Kardeşimiz Bünyamin'i bizimle beraber gönder de, biz de ölçekler dolusu erzak alalım. Biz onu kesinlikle koruruz.” dediler.
Ahmet Varol Meali Babalarının yanına döndüklerinde dediler ki: "Ey babamız! Bizden ölçek (erzak) alıkonuldu. Kardeşimizi de bizimle birlikte gönder ki ölçek (erzak) alalım. Biz onu mutlaka koruruz."
Ali Bulaç Meali Böylelikle babalarına döndükleri zaman, dediler ki: 'Ey babamız, ölçek bizden engellendi. Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de erzağı alalım. Onu mutlaka koruyacağız.'
Ali Fikri Yavuz Meali Bu şekilde babalarına döndükleri zaman, şöyle dediler: “- Ey Babamız! Bizden ölçek (zahire) menedildi. Şimdi kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber gönder de zahire ölçüp alalım. Biz muhakkak onu koruruz.”
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar babalarına döndüklerinde dediler ki: “Bundan böyle, ölçek bize yasaklandı. Kardeşimizi bizimle beraber gönder, ölçekten (Buğdaydan) nasibimizi alalım. Şüphesiz biz, kardeşimizi koruyacağız.
Bayraktar Bayraklı Meali Babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Erzak bize yasaklandı. Kardeşimizi bizimle beraber gönder de, erzak ölçüp alabilelim. Biz onu mutlaka koruyacağız” dediler.
Cemal Külünkoğlu Meali Onlar, babalarına döndüklerinde: “Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz mutlaka koruyacağız” dediler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Babalarına döndüklerinde, "Ey babamız! Bize yiyecek yasak edildi, kardeşimizi bizimle beraber gönder de yiyecek alalım. Onu elbette koruruz" dediler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar, babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin’i) bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz elbette koruruz” dediler.
Diyanet Vakfı Meali Babalarına döndüklerinde dediler ki: Ey babamız! Erzak bize yasaklandı. Kardeşimizi (Bünyamin'i)  bizimle beraber gönder de (onun sayesinde)  ölçüp alalım. Biz onu mutlaka koruyacağız.
Edip Yüksel Meali Babalarına döndüklerinde, "Ey babamız," dediler, "Bundan böyle bize erzak yasaklandı. Kardeşimizi bizimle yolla da erzak alalım. Biz onu koruruz," dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Böylece dönüp babalarına geldikleri vakit, dediler ki: "Ey babamız! Bizden ölçek menedildi (bize zahire verilmeyecek). Bu kere kardeşimizi de bizimle gönder ki, ölçek alabilelim. Biz onu kesinlikle koruyacağız."
Elmalılı Meali (Orjinal) Bu suretle vaktâ ki babalarına döndüler, ey pederimiz! Dediler: bizden ölçek men'edildi, bu kerre kardeşimizi bizimle beraber gönder ölçüp alalım ve her halde biz onu muhafaza ederiz
Hasan Basri Çantay Meali Bu suretle babalarına döndükleri zaman: «Ey babamız, dediler, bizden ölçek men olundu. (Bu sefer) kardeşimizi de bizimle beraber yolla da ölçek alalım. Biz her halde onu muhaafaza edicileriz».
Hayrat Neşriyat Meali Nihâyet babalarına döndüklerinde dediler ki: “Ey babamız! (Kardeşimizi bizimle göndermediğin takdirde) bizden ölçek men' edildi; bu yüzden kardeşimizi bizimle berâber gönder ki, ölçek (ile verilen zahîre) alalım; artık şübhesiz ki biz onu gerçekten muhâfaza edici kimseleriz.”
İlyas Yorulmaz Meali Babalarına döndüklerinde “Ey Babamız! Bundan sonra (bizimle kardeşimizi göndermezsen) bize ihtiyaçlarımız verilmeyecek. Bizimle birlikte kardeşimizi gönderde ihtiyaçlarımızı alalım. Biz kardeşimizi koruruz” dediler.
Kadri Çelik Meali Babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Bize ölçek (erzak) yasak edildi, kardeşimizi bizimle beraber gönder de ölçek (erzak) alalım. Biz onun için elbette koruyucu kimseleriz” dediler.
Mahmut Kısa Meali Böylece Yûsuf’un kardeşleri babalarının yanına döner dönmez, daha yüklerini açmadan, “Ey babamız!” dediler, “Bünyamin’i de yanımızda götürmediğimiz takdirde, bundan böyle Mısır’dan erzakalmamız bize yasaklandı! O hâlde, bir daha Mısır’a gidişimizde küçük kardeşimiz Bünyamin’i de bizimle beraber gönder ki, onun sayesinde bol bol erzak satın alalım. Bünyamin için endişelenmene gerek yok. Sana söz veriyoruz, biz onu gözümüz gibi koruyacağız!”
Mehmet Türk Meali (Yûsuf’un kardeşleri,) babalarına döndüklerinde: “Ey babamız! (Eğer kardeşimizi bizimle göndermezsen) bize bir ölçek bile erzak verilmeyecek. (Ne olur) onu bizimle gönder de erzak alalım. Biz onu kesinlikle koruruz.” dediler.
Muhammed Esed Meali Ve böylece babalarının yanına döndüklerinde, [Yusuf'un kardeşleri,] “Ey babamız!” dediler, “[Bünyamin'i yanımızda götürmedikçe] artık bize bir ölçek bile zahire 62 verilmeyecek; bunun için kardeşimizi bizimle gönder ki (bize yetecek) tartıda [zahire] alabilelim; bu arada onu elbette koruyup gözeteceğiz!”
Mustafa İslamoğlu Meali Sonunda babalarının yanına dönerek (olan biteni haber verdiler ve) “Ey babamız!” dediler, “(Bünyamin olmadan) bize bir ölçek dahi verilmeyecek. İşte bu yüzden kardeşimizi bizimle birlikte gönder de payımızı alalım.[1881] Bir de, onu koruyacağımızdan en ufak kuşkun olmasın!”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki babalarına dönüverdiler, dediler ki: «Ey pederimiz! Bizden zahire men edildi, artık bizimle beraber kardeşimizi de gönder ki, zahire alalım ve muhakkak ki biz onun için elbette muhafız kimseleriz.»
Suat Yıldırım Meali Babalarının yanına dönünce: “Sevgili babamız, dediler, ölçeğimiz, tahsisatımız kaldırıldı. Gelecek sefer, öbür kardeşimizi de bizimle beraber gönder ki onu vesile ederek, daha çok tahsisat alalım. Onu gözümüz gibi koruyacağımıza kesin söz veriyoruz. ! ”
Süleyman Ateş Meali Babalarına döndüklerinde dediler ki: "Ey babamız, bizden ölçü men'edildi, kardeşimizi bizimle beraber gönder de (ihtiyacımız olanı) ölç(üp al)alım. Biz onu mutlaka koruruz."
Süleymaniye Vakfı Meali Babalarının yanına dönünce dediler ki; “Ey babamız! Tahsisatımız kaldırıldı. Kardeşimizi bizimle birlikte gönder ki tekrar tahsisat alalım. Biz onu iyi koruruz.”
Şaban Piriş Meali Babalarına döndüklerinde: -Ey babamız! Bize yiyecek yasak edildi, kardeşimizi bizimle beraber gönder de yiyecek alalım. Biz, onu koruruz, dediler.
Ümit Şimşek Meali Babalarının yanına döndüklerinde, “Baba, artık bize erzak verilmeyecek,” dediler. “Kardeşimizi de bizimle gönder ki erzak alalım. Biz ona göz kulak oluruz.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Babalarına döndüklerinde dediler ki: "Ey babamız! Ölçü bizden yasaklandı. Şimdi kardeşimizi bizimle gönder ki, ölçüp alabilelim. Biz onu gerçekten iyi koruyacağız."
M. Pickthall (English) So when they went back to their father they said: O our father! The measure is denied us, so send with us our brother that we may obtain the measure, surely we will guard him well.
Yusuf Ali (English) Now when they returned to their father, they said: "O our father! No more measure of grain shall we get (unless we take our brother): So send our brother with us, that we may get our measure; and we will indeed take every care of him."(1724)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları