Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Kafile (Mısır'dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: “Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum.” (Böylece keramet ve beşaret izhar etmişti.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Kervan, Mısır'dan ayrılınca babaları, bana bunak demeseniz bari, Yusuf'un kokusunu duyuyorum dedi. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Kervan Mısır'dan ayrılıp yola koyulduğu sıralarda, babaları yanında bulunan kimselere: “Eğer bana bunak demezseniz, inanın ki ben Yûsuf'un kokusunu duyuyorum!” dedi. |
Ahmet Tekin Meali |
Kafile Mısır'dan ayrılınca, babaları:
“Eğer, bana bunamış demezseniz, ben Yusuf'un kokusunu aldığımı hissediyorum” dedi. |
Ahmet Varol Meali |
Kervan (Mısır'dan) ayrılınca babaları dedi ki: "Eğer beni bunaklıkla suçlamazsanız inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum!" |
Ali Bulaç Meali |
Kafile (Mısır'dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: 'Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Mısır'dan babalarına dönmekte olan) kafile ayrılınca beriden babaları şöyle dedi: “- Doğrusu bana bunaklık isnad etmezseniz, ben Yûsuf'un kokusunu hissediyorum.” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Kervan (Mısır’dan) ayrılınca, (Ken’an’da bulunan) babaları: “Ben kesinlikle Yusuf’un kokusunu alıyorum. Eğer bana bunak demeseydiniz, (beni tasdik ederdiniz)” dedi. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Kafile Mısır'dan ayrılınca, babaları yanındakilere, “Eğer bana bunamış demezseniz, inanın ben Yûsuf'un kokusunu alıyorum” dedi. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Kafile (Mısır'dan) ayrılınca babaları: “Şüpheniz olmasın ki, ben Yusuf'un kokusunu alıyorum. Sakın bana ‘bunak' demeyin” dedi. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Kervan, memleketlerine dönmek üzere ayrıldığında, babaları: "Doğrusu ben Yusuf'un kokusunu duyuyorum; ne olur bana bunak demeyin" dedi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Kervan (Mısır’dan) ayrılınca babaları, “Bana bunak demezseniz, şüphesiz ben Yûsuf’un kokusunu alıyorum” dedi. |
Diyanet Vakfı Meali |
Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi. |
Edip Yüksel Meali |
Kervan (Mısır'dan) ayrılınca babaları, "Beni bunamış saymayın, Yusuf'un kokusunu işitiyorum," dedi. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ne zaman ki, kafile (Mısır'dan) ayrıldı, öteden babaları dedi ki: "Eğer bana bunak demezseniz, doğrusu ben Yusuf'un kokusunu alıyorum." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Vaktâ ki beriden kârban ayrıldı, öteden babaları doğrusu, dedi: ben cidden Yusüfün korkusunu duyuyorum, bana bunaklık isnadına kalkışmasanız |
Hasan Basri Çantay Meali |
Vaktaki kaafile (Mısırdan) ayrıldı, (öteden) babaları (Ya'kub)i dedi ki: «Bana bunak demezseniz, inanın ki, (şimdi) Yuusufun kokusunu duyuyorum»! |
Hayrat Neşriyat Meali |
Böylece kervan (Mısır'dan) ayrılınca, babaları: “Doğrusu ben, gerçekten Yûsuf'un kokusunu duyuyorum. Eğer bana bunaklık isnâd etmeseydiniz (beni tasdîk ederdiniz.)”(2)dedi.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Çocuklarının kervanı Yusuf'un yanından ayrılınca, babaları yanında bulunanlara “Siz bana bunamış deseniz de, ben Yusuf'un kokusunu alıyorum” dedi. |
Kadri Çelik Meali |
Kervan, (Mısır'dan Kenan'a gitmek üzere) ayrıldığında, babaları, “Eğer beni bunamış saymazsanız, (inanın) Yusuf'un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum” dedi. |
Mahmut Kısa Meali |
Böylece Yûsuf’un kardeşleri, babalarına müjdeyi vermek üzere yola çıktılar.KervanMısır’dan henüz ayrılmıştı ki, ta Filistin’de babaları, yanındakilere seslenerek, “Eğer beni bunaklıkla suçlamayacaksanız, inanın ki ben, Yûsuf’umun kokusunu alıyorum!” dedi. |
Mehmet Türk Meali |
Kafile (Mısır’dan) ayrılır ayrılmaz, babaları (Yâkûb, etrafındakilere): “Eğer bana bunak demezseniz ben kesinlikle Yûsuf’un kokusunu alıyorum.” dedi. |
Muhammed Esed Meali |
[YAKUB'un oğullarına ait olan] kervan yola koyulduğu sıralarda 94 babaları [yanında bulunan kimselere]: “Bunak olduğuma yormazsanız [derim ki] Yusuf'un kokusunu alıyorum!” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
DERKEN, kervan yola koyulduğunda babaları dedi ki: “İnanın ki ben Yusuf’un kokusunu alıyorum;[1913] umarım beni bunak yerine koymazsınız.”* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Vaktâ ki, kâfile ayrıldı. Babaları dedi ki: «Ben muhakkak Yusuf'un kokusunu buluyorum. Eğer bana bunaklık isnad etmeyecek olsa idiniz» (elbette beni tasdik ederdiniz). |
Suat Yıldırım Meali |
Kafile daha Mısır'dan ayrılır ayrılmaz, öteden babaları: “Şayet 'Bunadı' demezseniz, doğrusu, ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! ” dedi. |
Süleyman Ateş Meali |
Kervan (Mısır'dan) ayrıl(ıp yola koyul)unca, babaları, (yanında bulunanlara): "Eğer bana bunak demezseniz, ben Yusuf'un kokusunu alıyorum." dedi. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Kervan oradan ayrılınca Yakup dedi ki “Ben gerçekten Yusuf’un kokusunu alıyorum. Keşke beni bunak saymasanız.” |
Şaban Piriş Meali |
Kafile, yola çıktığında, babaları: -Doğrusu ben Yusuf'un kokusunu alıyorum; ne olur beni bunak zannetmeyin, dedi. |
Ümit Şimşek Meali |
Kafile Mısır'dan henüz ayrılmıştı ki, babaları “Yusuf'un kokusunu alıyorum,” dedi. “Tabii beni bunaklıkla suçlamazsanız.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Kervan oradan ayrılınca, öte yandan babaları şöyle seslendi: "Yemin olsun, ben Yûsuf'un kokusunu duyuyorum! Umarım bana bunaklık isnat etmezsiniz." |
M. Pickthall (English) |
When the caravan departed their father had said : Truly I am conscious of the breath of Joseph, though ye call me dotard. |
Yusuf Ali (English) |
When the caravan left (Egypt), their father said: "I do indeed scent the presence of Joseph:(1770) Nay, think me not a dotard."* |