Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Evlatları ise ona:) "Allah adına, hayret ki (Sen) hâlâ Yusuf'u anıp durmaktasın. Sonunda (ya kahrından) hastalanacaksın, ya da helake uğrayanlardan olacaksın" (diye çıkışmışlardı.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Allah'a andolsun dediler, hala Yusuf'u anıp durmadasın, sonunda hastalanıp eriyecek, yahut da helak olup gideceksin. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Oğulları; “Allah şahittir ki, sen Yûsuf'u anmaktan hasta olacaksın veya yok olup gideceksin!” dediler. |
Ahmet Tekin Meali |
Oğulları:
“Allah'a andolsun ki, sen hâlâ Yûsuf'u sayıklayıp duruyorsun. Sonunda ya üzüntüden yatağa düşeceksin, yahut da eriyip tükeneceksin.” dediler. |
Ahmet Varol Meali |
(Oğulları): "Vallahi, hayret! Hâlâ Yusuf'u anıp duruyorsun. Sonunda ya iyice eriyecek ya da helake düşenlerden olacaksın" dediler. |
Ali Bulaç Meali |
'Allah adına, hayret' dediler. 'Hâlâ Yusuf'u anıp duruyorsun. Sonunda (ya kahrından) hastalanacaksın ya da helake uğrayanlardan olacaksın.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Babalarına dediler ki: “Hâlâ Yûsuf'u anıp duruyorsun. Allah'a yemin ederiz ki, sonunda kederinden eriyeceksin veya helâke düşenlerden olacaksın.” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Oğulları: “Allah’a andolsun ki; sen Yusuf’u anmaktan kendini alamıyorsun. Sonunda ya eriyeceksin veya yok olup gideceksin” dediler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Oğulları, “Allah'a andolsun ki sen hâlâ Yûsuf'u anıyorsun. Sonunda hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın” dediler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Oğulları) dediler ki: “Vallahi, sen hâlâ Yusuf'u anıp duruyorsun. Sonunda (üzüntüden) eriyip gideceksin veya helâk olacaksın.” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Allah'a yemin ederiz ki, Yusuf'u anıp durman seni bitkin düşürecek veya helak olacaksın" dediler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Oğulları, “Allah’a yemin ederiz ki, sen hâlâ Yusuf’u anıp duruyorsun. Sonunda üzüntüden eriyip gideceksin veya helâk olacaksın” dediler. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Oğulları:) «Allah'a andolsun ki sen hâla Yusuf'u anıyorsun. Sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!» dediler. |
Edip Yüksel Meali |
Dediler ki: "ALLAH'a andolsun, Yusuf'u anmaya devam edersen ya hasta düşeceksin veya öleceksin." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Dediler ki: "Hâlâ Yusuf'u sayıklayıp duruyorsun. Allah'a yemin ederiz ki, sonunda eriyip gideceksin, tükenip helak olacaksın. Hayret doğrusu!" |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Tellahi dediler, halâ Yusüfün anıb duruyorsun, nihayet gamdan eriyeceksin veya helâk olanlara karışacaksın |
Hasan Basri Çantay Meali |
Dediler ki: «Haalâ Yuusufu anıb duruyorsun. Andolsun ki sonunda ya kederinden hastalanıb eriyeceksin, yahud helake uğrayanlardan olacaksın». |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Evlâdları:) “Allah'a yemîn olsun ki (sen) dermansız bir hastalığa tutuluncaya veya helâke uğrayan kimselerden oluncaya kadar Yûsuf'u anıp durmaktan geri kalmayacaksın!” dediler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Oğulları babalarına “Yusuf'u sürekli anman, ya seni hasta yatağına düşürecek, yada helak olup gideceksin” dediler. |
Kadri Çelik Meali |
“Allah'a yemin olsun ki sen yıkıma yüz tutuncaya kadar veya yıkıma uğramışlardan oluncaya değin Yusuf'u anıp durmaktan geri kalmayacaksın” dediler. |
Mahmut Kısa Meali |
Onun bu içler acısı hâlini gören oğulları, “Allah aşkına!” diyorlardı, “Yûsuf’u o kadar anıyorsun ki, bu gidişle tamamen çökeceksin, hattâ bu keder yüzünden, korkarız kahrından ölüp gideceksin! Böyle ağlayıp sızlanmakla neyi değiştirebilirsin ki?” |
Mehmet Türk Meali |
(Onu bu halde görenler): “Hayret vallahi! Sen, sürekli Yûsuf’u anıp durmaktan, sonunda ya çok kötü hastalanacaksın ya da öleceksin.” dediler.1* |
Muhammed Esed Meali |
“Allah şahittir ki” dediler, “(bu) Yusuf'un anısı seni iyice çökertmeden ya da öldürmeden peşini bırakmayacak!” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
“Hayret vallahi!” dediler, “Hâlâ Yusuf’tan söz etmeyi sürdürüyorsun; sonunda (bu hasret) seni yiyip bitirecek; ya da kendini telef edip gideceksin.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Dediler ki: «Vallahi sen helâke yüz tutuncaya kadar veya helâk olmuşlardan oluncaya değin Yusuf'u anıp durmaktan geri kalmayacaksın.» |
Suat Yıldırım Meali |
Oğulları şöyle dediler: “Ömrün geçti gitti, hâlâ Yusuf'u dilinden düşürmüyorsun. Vallahi “Yusuf! ” diye diye kederden eriyeceksin veya büsbütün ölüp gideceksin” |
Süleyman Ateş Meali |
Dediler ki: "Vallahi sen, Yusuf'u ana ana hasta olacaksın, yahut öleceksin!" |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Dediler ki “vallahi Yusuf diye diye elden ayaktan düşecek ya da ölüp gideceksin.” |
Şaban Piriş Meali |
-Allah'a yemin ederiz ki, Yusuf'u anıp durman seni bitkin düşürecek veya helak olacaksın, dediler. |
Ümit Şimşek Meali |
“Vallahi,” dediler, “hâlâ Yusuf'u anmaktan vazgeçmiyorsun. Böyle giderse yataklara düşecek veya helâk olup gideceksin.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Dediler ki: "Hâlâ Yûsuf'u anıp duruyorsun. Sonunda ya kederinden eriyeceksin yahut da helâk olup gideceksin." |
M. Pickthall (English) |
They said: By Allah, thou wilt never cease remembering Joseph till thy health is ruined or thou art of those who perish! |
Yusuf Ali (English) |
They said: "By Allah. (never) wilt thou cease to remember Joseph until thou reach the last extremity of illness, or until thou die!"(1759)* |