Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Onlar da: “Bizim kanunlarımızda) Bunun cezası (çalınan şey, onun) yükünde bulunan kimsenin, kendisi(nin esir edilmesi) dir. Biz (ülkemizde) zalimleri (hırsızlık edenleri) böyle cezalandırırız” yanıtını vermişlerdi. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Kimin yükünde bulunursa dediler, o, malını çaldığı adama köle olur. Biz zulmedenleri böyle cezalandırırız. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ya'kub'un oğulları: “Bunun cezası, su kabı kimin yükünde çıkarsa, yaptığının cezası olarak o kimse tutuklanır. İşte suç işleyen, yaratılış gayeleri dışında yaşamaya çalışanları biz böyle cezalandırırız.” |
Ahmet Tekin Meali |
Onlar:
“Yükünde hırsızlık mal bulunanın cezalandırılmasıdır. O şahsı bir sene alıkoyup çalıştırmak, bir kısım özgürlüklerini kısıtlamaktır. Biz, zâlimlere, haksızlara işte böyle ceza veririz.” dediler. |
Ahmet Varol Meali |
"Cezası yükünde (çalıntı mal) bulunan kimsenin kendisidir. [4] Biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler.* |
Ali Bulaç Meali |
'Bunun cezası“ dediler, “(su tası) yükünde bulunanın kendisidir. İşte biz zulmedenleri böyle cezalandırırız.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Kardeşler de: “- Kimin yükünde çıkarsa, işte o kimse, bunun cezasıdır (köle olarak alınır), biz zalimlere böyle ceza veririz.” dediler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Yusuf’un kardeşleri: “Kimin yükünün içinde bulunursa, kendisi onun yerinde alıkonsun” dediler. İşte Biz, zalimleri böyle cezalandırırız. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Kardeşleri dedi ki: “Cezası, kayıp eşya kimin yükünde bulunduysa, ona aittir. Biz hırsızları böyle cezalandırırız.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlar da: “Cezası, su kabı kimin yükünde bulunursa, o kimsenin kendisinin alıkonması onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız” dediler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Cezası, kimin yükünde bulunursa, ceza olarak ona el konulur; biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar da: “Cezası, su kabı kimin yükünde bulunursa, o kimsenin kendisi(nin alıkonması) onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız” dediler. |
Diyanet Vakfı Meali |
«Onun cezası, kayıp eşya, kimin yükünde bulunursa işte o (şahsa el koymak) onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız» dediler. * |
Edip Yüksel Meali |
"Onun cezası," dediler, "Kimin torbasında bulunursa o kişi alıkonur. Biz zalimleri böyle cezalandırırız." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Kimin yükünde çıkarsa, o kendisi onun cezasıdır. Biz zalimlere işte böyle ceza veririz." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Cezası dediler: kimin yükünde çıkarsa işte o, onun cezası, biz zalimlere böyle ceza veririz. |
Hasan Basri Çantay Meali |
«Onun cezası yükünde (hırsızlık mal) bulunan kimsenin kendisidir. İşte o kimse (şahsan) bunun cezasıdır. Biz (memleketimizde) zaalimleri (hırsızları) böyle cezalandırırız» dediler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Onlar da:) “Bunun cezâsı, (su kabı) kimin yükünde bulunursa, işte o (kişinin köle olarak alıkonması) onun cezâsıdır. O zâlimleri böyle cezâlandırırız” dediler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Yusuf'un kardeşleri “ Çalıntı kimin yükünde bulunursa, o cezalandırılır. Biz haksızlık yapanları böyle cezalandırırız” dediler. |
Kadri Çelik Meali |
“Onun cezası, (su tası) yükünde bulunanın kendisidir. İşte biz zulmedenleri böyle cezalandırırız” dediler. |
Mahmut Kısa Meali |
“Bunun cezasını,çalınan mal kimin eşyaları arasından çıkarsa, bizzat o kişinin kendisi çekmelidir.Çaldığı malın miktarına göre, belli bir süre mal sahibinin hizmetinde çalıştırılır, çok değerli bir mal çalmışsa, onun kölesi yapılır. Biz, ülkemizdeki geçerli kanunlara göre, hırsızlık yapan zâlimleri böyle cezalandırıyoruz!” dediler. Böylece, yüklerinin aranması için Yûsuf’un huzuruna çıkarıldılar. Ve aramayı, Yûsuf bizzat kendisi yaptı: |
Mehmet Türk Meali |
(Yûsuf’un kardeşleri): “(Çalınan mal) kimin yükünde bulunursa, cezâsının karşılığı kendisidir. İşte biz, suçluları böyle cezâlandırırız.”1 dediler.* |
Muhammed Esed Meali |
“Bunun cezası”: diye cevap verdi [Yakub'un oğulları], “[kupa] kimin denkleri arasından çıkarsa [yaptığının] ceza(sı) olarak tutsak edilir! [Bu suçu işleyen] zalimleri biz işte böyle cezalandırırız”. 74 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
“Onun cezası” dediler, “kimin denkleri arasında bulunursa, onun ona karşılık rehin alınmasıdır:[1890] biz bu (suçu işleyen) zalimleri işte böyle cezalandırırız!”[1891]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Dediler ki: «Onun cezası, kimin yükünde bulunur ise, işte o, onun cezasıdır. Biz zalimleri böylece cezalandırırız.» |
Suat Yıldırım Meali |
“Cezası, dediler, kimin yükünde çıkarsa, işte o onun cezasıdır (yani çalması sebebiyle kendisi rehin ve mahkûm olur). ” Biz zalimleri böyle cezalandırırız! ” {KM, Çıkış 22;2; Yeşu 7, 10-12}* |
Süleyman Ateş Meali |
Cezası, (tas) kimin yükünde bulunursa işte o, onun karşılığıdır. (Hırsızlığına karşılık kendisine el konur). Biz haksızları böyle cezalandırırız! dediler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
“Kimin yükünden çıkarsa ceza olarak o alınır[*]. Biz yanlış yapanları böyle cezalandırırız.” dediler.* |
Şaban Piriş Meali |
-Kimin yükünde bulunursa, ceza olarak o alıkonulur. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız, dediler. |
Ümit Şimşek Meali |
Yusuf'un kardeşleri dedi ki: “Çalınan kimin yükünde bulunursa, o kimse onun cezasıdır. Zalimleri biz böyle cezalandırırız.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Kardeşler dedi: "Cezası şu: Çalınan mal kimin yükünde çıkarsa yükün sahibi çalınan mala karşılık olacaktır. Biz zalimleri böyle cezalandırıyoruz." |
M. Pickthall (English) |
They said: The penalty for it! He in whose bag (the cup) is found, he is the penalty for it. Thus we requite wrongdoers. |
Yusuf Ali (English) |
They said: "The penalty should be that he in whose saddle-bag it is found, should be held (as bondman) to atone(1740) for the (crime). Thus it is we punish the wrongdoers!"(1741)* |