Yûsuf Suresi 84. Ayet


Arapça

وَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا أَسَفَى عَلَى يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ فَهُوَ كَظِيمٌ


Türkçe Okunuşu

Ve tevellâ anhum ve kâle yâ esefâ alâ yûsufe vebyaddat aynâhu minel huzni fe huve kezîm(kezîmun).


Kelimeler

ve tevellâ ve yüz çevirdi
an-hum onlardan
ve kâle ve dedi
yâ esefâ alâ yûsufe ey Yusuf'a olan esefim (üzüntü)
ve ebyaddat beyaz oldu, ağardı
aynâ-hu onun gözleri (onun iki gözü)
min el huzni hüzünden
fe huve artık o
kezîmun üzüntüsünü saklayan

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Ve onlardan yüz(ünü) çevirdi ve: "Ey Yusuf'a karşı (artan dayanılmaz) kahrım, (hüzün ve hasret duygularım!) " dedi ve gözleri üzüntüsünden (ve stresten ağardıkça) ağardı (ve kapandı). Ki yutkundukça yutkunmakta (hilekâr evlatlarına olan kırgınlığını içine atmaktaydı ve acısını kalbine gömmekteydi).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve onlardan yüz çevirdi de ey beni tükenmez, sonu gelmez kederlere salan Yusuf demeye başladı ve kederden gözleri ağardı ve artık derdini yutmaktaydı o.
Abdullah Parlıyan Meali Ya'kub onlardan yüz çevirdi ve “Ey Yûsuf üzerindeki sıkıntılarım! Neredesiniz? Bu da üzerine tuz biber oldu” dedi. Acısını yutkunuyordu, gözlerine üzüntüsünden ak düştü.
Ahmet Tekin Meali Onlardan uzaklaştı. “Ah! Yûsuf'un üzüntüsü yüreğimi yakıyor!” diye sızlandı. Kederini içine atması yüzünden gözlerine boz indi.
Ahmet Varol Meali Yüzünü onlardan çevirdi ve: "Ah Yusuf'a olan tasam!" dedi. Üzüntüden gözleri ağardı. (Bununla beraber) kederini yutkunuyordu.
Ali Bulaç Meali Ve onlardan yüz(ünü) çevirdi ve: 'Ey Yusuf'a karşı (artan dayanılmaz) kahrım' dedi ve gözleri üzüntüsünden (ağardıkça) ağardı. Ki yutkundukça yutkunuyordu.'
Ali Fikri Yavuz Meali Yakup, oğullarından yüzünü çevirdi de: “- Ey Yûsuf'un ayrılığı ile bana gelen hüzün!” dedi ve kederinden gözlerine ak düştü; artık derdini gizleyip duruyordu.
Bahaeddin Sağlam Meali Ve onları bırakıp giderken; “Ah Yusuf!” dedi. Üzüntüsünü ve kızgınlığını içine atarak, üzüntüden gözlerinin nuru gitti.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlardan yüz çevirdi ve “âh Yûsuf'um ah!” diye sızlandı. Kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine boz/perde geldi.
Cemal Külünkoğlu Meali Ve (Yakub) onlardan yüzünü başka tarafa çevirerek: “Vah Yusuf'um vah!” diye sızlandı. Gözleri hüzünden ağarmıştı, buna rağmen acısını içine gömüyor, belli etmiyordu.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onlara sırt çevirdi, "Vah, Yusuf'a yazık oldu!" dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık acısını içinde saklıyordu.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlardan yüz çevirdi ve, “Vah! Yûsuf’a vah!” dedi ve üzüntüden iki gözüne ak düştü. O artık acısını içinde saklıyordu.
Diyanet Vakfı Meali Onlardan yüz çevirdi, «Ah Yusuf'um ah!» diye sızlandı ve kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine boz geldi.
Edip Yüksel Meali Onlardan yüz çevirdi ve, "Vah, yazık oldu Yusuf'a!," dedi. Üzüntüden gözlerine ak düştü, acısını içine gömdü.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ve onlardan yüz çevirdi de: "Ey Yusuf'un ateşi, yetti artık, yetti!" dedi. Ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık yutkunuyor da yutkunuyordu.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve onlardan yüzünü çevirdi de, «ya esefâ alâ Yusüf» dedi ve huzünden gözlerine ak düştü artık yutkunuyor yutkunuyordu
Hasan Basri Çantay Meali (Ya'kub) onlardan yüz çevirdi: «Ey Yuusufun üstünde (titreyen) tasam, (gel, şimdi tam senin gelmen zamanıdır)» dedi ve huzn-ü kederinden iki gözüne ak düşdü. (Bununla beraber) o, artık gamını tamamen yutmakda idi.
Hayrat Neşriyat Meali Artık onlardan yüzçevirdi ve: “Ah Yûsuf'(um)a ah!” dedi. Tâ kederden iki gözüne ak düştü. Öyle ki (kederini içinde tutup) yutkunan bir kimse oldu.(1)*
İlyas Yorulmaz Meali Sonra onlardan yüzünü çevirdi ve Yusuf için “Vah Yusuf vah” diyerek iç çekti ve üzüntüsünden gözlerine ak düştü (kör oldu). Sonra öfkelendi
Kadri Çelik Meali Ve onlardan yüz çevirdi, “Ah Yusuf'um, ah!” dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Ama o (çocuklarına sataşmayıp) öfkesini yenendi.
Mahmut Kısa Meali Ve gözyaşlarıyla ıslanan yüzünü onlardan çevirip “Ah, Yûsuf’um!” diye inledi;öyle dayanılmaz acılarla sarsıldı ki, sonunda, hayatın bu acı gerçeğine üzüntüden gözlerine ak düştü, göremez hâle geldi. Artık kederini içine atıyor, acıdan yutkunup duruyordu.
Mehmet Türk Meali Ve onlardan tamamen uzaklaştı ve: “Ah Yûsufum ah!”1 diyerek üzüntüden ve derdini içine atmaktan dolayı, gözlerine ak düştü.*
Muhammed Esed Meali Ve başını onlardan öteye çevirip: “Vah bana, Yusuf için vah bana!” dedi; ve içini dolduran hüzünden gözleri bulutlandı. 86
Mustafa İslamoğlu Meali Ve içine kapandı,[1904] ve “Ey gam, ey Yusuf’a dair tasam!” diye inledi, ve kederden gözlerine ak indi; ve o tüm derdini içine gömdü.[1905]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve onlardan yüz çevirdi. Ve, «Ey Yusuf'a teessüf!» dedi ve gözleri hüzünden dolayı bembeyaz kesildi. Artık teessürünü içine atıyordu.
Suat Yıldırım Meali Onlardan yüzünü çevirip öte tarafa dönerek ufuklara seslendi: “Ya esafâ alâ Yusuf! Nerdesin Yusuf! Nerdesin Yusuf! ”Yusuf diye diye, üzüntüsünden gözlerine ak düştü. Yaptıklarından dolayı oğullarına duyduğu kızgınlığını da belirtmiyor, öfkesini yenmeye çalışıyordu.
Süleyman Ateş Meali Ve yüzünü onlardan öteye çevirdi de: "Ey Yusuf üzerindeki tasam (gel, gel, tam senin gelme zamanındır)!" dedi ve tasadan gözleri ağardı. (Acısını) yutkunuyor(açığa vurmamağa çalışıyor)du.
Süleymaniye Vakfı Meali Onlara sırt çevirdi ve “Vah Yusuf’um vah!” dedi. Üzüntüden gözlerine ak düştü. Acısını içine gömmüştü.
Şaban Piriş Meali Onlara sırt çevirdi, -Vah, Yusuf'a yazık oldu! dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık acısını içinde saklıyordu.
Ümit Şimşek Meali “Vah Yusuf'um!” diyerek onlardan yüzünü çevirdi. Üzüntüden gözlerine ak düşmüştü; derdini içine atıp duruyordu.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ve yüzünü onlardan öteye döndürdü de şöyle inledi: "Ey Yûsuf'a duyduğum gam, neredesin!" Ve kederden gözlerine ak düştü. Durmadan yutkunuyordu.
M. Pickthall (English) And he turned away from them and said: Alas, my grief for Joseph! And his eyes were whitened with the sorrow that he was suppressing.
Yusuf Ali (English) And he turned away from them, and said: "How great is my grief for Joseph!" And his eyes became white(1758) with sorrow, and he fell into silent melancholy.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları