En'âm Suresi 105. Ayet


Arapça

وَكَذَلِكَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ وَلِيَقُولُواْ دَرَسْتَ وَلِنُبَيِّنَهُ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve kezâlike nusarriful âyâti ve li yekûlû dereste ve li nubeyyinehu li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).


Kelimeler

ve kezâlike ve bunun gibi, böylece
nusarrifu el âyâti âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
ve li yekûlû ve derler diye
dereste sen ders aldın, öğrendin
ve li nubeyyine-hu ve onu beyan etmemiz için
li kavmin bir kavim için, bir kavme, bir topluluğa
ya'lemûne bilirler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali İşte Biz, ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki (inkârcılar ve münafıklar) Sana: (Bu sözleri birilerinden) "Sen ders almışsın (Sen peygamber değilsin, başkalarının etkisinde kalmışsın!) ” desinler ve Biz de (akledip) bilen bir topluluğa onu (Kur’an’ı) açıkça belirtmiş (beyan etmiş) olalım.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sen bunu öğrenmişsin dememeleri için delilleri çeşitçeşit bildirmede ve bilen topluluğa apaçık anlatmadayız.
Abdullah Parlıyan Meali Böylece biz mesajlarımızı, çok yönlü olarak dile getiriyoruz ki, gerçeklere karşı körlük edenler: “Sen okumuş, öğrenim yapmış, ders yapmışsın” desinler. Böylece o Kur'ân'ı, kavrama yeteneğine sahip olan bir topluma açıklamış oluyoruz.
Ahmet Tekin Meali Diğer surelerde çok yönlü açıkladığımız gibi, burada da öğüt ve bilgilendirme, va'd ve tehditlerimizle ilgili âyetleri çok yönlü açıklıyoruz. "Sen bunları başkalarından öğrendin" diyemesinler diye açıklıyoruz. Bir de bu kitabı ilimde ilerlemeye devam eden bilgi toplumlarına iyice ayrıntılı hale getirelim diye çok yönlü açıklıyoruz.*
Ahmet Varol Meali İşte böylece ayetleri etraflıca açıklıyoruz ki, onlar "sen ders almışsın" desinler ve biz de bilen bir topluluğa bunu açıkça bildirmiş olalım.
Ali Bulaç Meali İşte biz, ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki sana: 'Sen ders almışsın' desinler ve biz de bilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.
Ali Fikri Yavuz Meali İşte biz, âyetleri beyan eder ve halden hale çeviririz ki, Mekke'liler: “- Sen ders görmüşsün, çok okumuşsun” desinler (küfürde ısrar etsinler). Biz, Kur'an'ı, anlayanlara beyan eder ve açıklarız.
Bahaeddin Sağlam Meali Biz ayetlerimizi böylece açıklıyoruz. (Ki müminler imanlarını takviye etsinler, kâfirler) “sen, (bizi) yıprattın” desinler ve bilen bir toplum için bu Kur’anı açıklamış olalım.
Bayraktar Bayraklı Meali Böylece biz âyetleri derinlemesine açıklıyoruz ki, “Sen ders almışsın” demesinler; onu kavrayan topluma izah ediyoruz.
Cemal Külünkoğlu Meali Onlar sana: “Sen iyi ders almışsın” desinler diye ve bir de bilen bir toplum için o (Kur'an')ı açıklayalım diye ayetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sana, "Sen okumuşsun" derler; oysa Biz, öğrenecek kimselere ayetleri böylece türlü türlü açıklamaktayız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar, “Sen iyi ders almışsın” desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu (Kur’an’ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz.[189]*
Diyanet Vakfı Meali Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, «Sen ders almışsın» desinler de biz de anlayan toplum için Kur'an'ı iyice açıklayalım.
Edip Yüksel Meali "Sen ders almışsın," demeleri için ve bilen bir topluma açıklamak için ayetleri böyle sergiliyoruz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali İşte böylece âyetleri türlü türlü çevirip açıklıyoruz ki, onlar sana: "Sen bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin" desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice beyan edelim.
Elmalılı Meali (Orjinal) yine âyetleri böyle şekilden şekle koyuyoruz ki hem o körlük edenler sana ders almışsın desinler, hem onu ilmi şânından olanlar için tebyîn edelim
Hasan Basri Çantay Meali İşte biz âyetleri böylece türlü türlü beyan ederiz. Tâki onlar: «Sen okumuşsun» desinler ve biz onu (Kur'ânı) bilecek zümrelere besbelli edelim.
Hayrat Neşriyat Meali İşte (ey Resûlüm!) Âyetleri böyle açıklıyoruz ki (ibret alsınlar), hem (o kâfirler): “Sen ders almışsın!” desinler, hem de (hikmetlerini) bilecek bir kavim için onu (o Kur'ân'ı)açıklayalım.(3)*
İlyas Yorulmaz Meali Ayetleri bu şekilde anlatıyoruz ki, onlar “Dersini iyi almışsın” demeleri ve bilen bir topluma daha açık anlatmak için.
Kadri Çelik Meali İşte biz, ayetleri (bir takım sebeplerden ötürü) böylesine çeşitli biçimlerde açıklamaktayız. Ayrıca (çeşitli biçimlerde açıklıyoruz ki) onlar sana, “Sen ders almışsın” demesinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça beyan etmiş olalım.
Mahmut Kısa Meali İşte biz, ayetlerimizi böyle farklı açılardan ve zengin örneklerle tekrar tekrar dile getiriyoruz ki, bilinçli bir toplum için onu güzelce açıklayalım. Fakat ey Muhammed; inkâra şartlanmış olanlar, senin hayatını çok yakından tanıdıkları ve doğruluğundan asla şüphe duymadıkları hâlde, kibir ve inatlarından dolayı, “Senin bu muhteşem ayetleri uydurmana imkân yok, sen bunları, ilim ve hikmet sahibi birinden öğrenmiş olmalısın! Bu da olsa olsa, Yahudilik ve Hıristiyanlık hakkında bilgisi olan kölelerimizden birisidir.” diyeceklerdir. Oysa onlar da gâyet iyi biliyorlardı ki, böyle bir kitabı, Allah’tan başka hiçbir güç meydana getirmiş olamazdı. O hâlde:
Mehmet Türk Meali İşte Biz âyetleri, (kâfirlerin) sana; “Sen bunları bir yerden öğrenmişsin.” demeleri (sebebiyle) ve bilen toplumlara da onu, iyice anlatmamız için böyle açıklarız.
Muhammed Esed Meali Böylece Biz mesajlarımızı çok yönlü olarak dile getiriyoruz ki “Sen [bütün bunlardan] iyi ders almışsın!” 90 diyebilsinler ve mesajları, onları kavrama yeteneğine sahip insanlara açıklayabilelim.
Mustafa İslamoğlu Meali İşte böylece Biz, mesajlarımızı çok boyutlu olarak dile getiriyoruz. Varsın onlar “Sen (birilerinden) ders almışsın!” desinler; yine de Biz onu öğrenmeye gönüllü bir topluluğa açıklayalım.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve işte Biz âyetleri böyle türlü türlü beyan ederiz. Tâ ki onlar, «Sen ders almışsın,» desinler. Ve Biz onu bilir olan bir kavim için açıkça beyan edelim.
Suat Yıldırım Meali İşte Biz, âyetleri iyice anlayıp kavramaları için farklı üslûplarla, türlü türlü beyan ederiz. Biliyoruz ki onlar neticede “Sen ders almışsın! ” diyeceklerdir. Âyetleri böyle türlü türlü açıklamamız, bilmek isteyen kimselere, Kur'ân'ı iyice beyan etmek içindir. [25, 4-5; 2, 26; 22, 53; 74, 31; 17, 82; 41, 44]
Süleyman Ateş Meali İşte böylece ayetleri döne döne açıklıyoruz ki (onlar sana): "Sen ders almışsın (bunları bir yerden okumuş, öğrenmişsin)" desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice açıklayalım.
Süleymaniye Vakfı Meali İşte âyetlerimizi böyle evire çevire anlatırız ki birileri: "Sen bir yerden öğrenmişsin" desin, biz de onu bilen bir topluluğa açıklamış olalım.
Şaban Piriş Meali İşte “sen ders almışsın desinler diye ve bilen bir topluma da iyice açıklayalım diye ayetleri ayrıntılı olarak ortaya koyuyoruz.
Ümit Şimşek Meali Âyetleri Biz böyle çeşitli şekillerde anlatırız—tâ ki onlar “Sen bunu bir yerden ders almışsın” desinler, Biz de bilen bir topluluğa onu iyice açıklamış olalım.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyoruz ki, "Sen ders aldın!" desinler, biz de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayalım.
M. Pickthall (English) Thus do We display Our revelations that they may say (unto thee, Muhammad): "Thou hast studied," and that We may make (it) clear for people who have knowledge.
Yusuf Ali (English) Thus do we explain the signs by various (symbols):(933) that they may say, "Thou hast taught (us) diligently," and that We may make the matter clear to those who know.(934)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları