Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Onlara) De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" (Cevaben) De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti Kendi üzerine yazmıştır. (Bütün kullarına ve mahlûkatına şefkat ve merhamet buyurmak Allah’ın şanıdır.) O sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar (Kur’an’a) inanmayanlardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
De ki: Kimindir ne varsa göklerde ve yeryüzünde? De ki: Allah'ın; rahmet etmeyi gerekli kıldı özüne. Kıyamet günü hepinizi de tapısında toplayacak ve hiç şüphe yok o günün geleceğinde. Kendilerine ziyan edenlerdir inanmayanlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O Allah ki, acıma ve şefkati kendine ilke edinmiştir. Hepinizi şüphe olmayan kıyamet gününe götürüp, bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar. |
Ahmet Tekin Meali |
“Göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar kimindir, kimin tasarrufundadır?" diye sor.
“Rahmetini ve merhametini ihsan edeceğini yazılı olarak kendisine farz kılan, ilke edinen Allah'ındır" de.
Sizi, gerçekleşeceğinde ve hesaba çekileceğinizde şüphe olmayan kıyamet gününe elbette toplayıp getirecektir. Kendilerini, birbirlerini zarara, ziyana uğratanlar, işte onlar iman etmeyecekler. |
Ahmet Varol Meali |
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?." "Allah'ındır" de. O rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. Muhakkak ki, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde sizi biraraya toplayacaktır. Kendi kendilerini zarara sokanlar, işte onlar iman etmezler. |
Ali Bulaç Meali |
De ki: 'Göklerde ve yerde olanlar kimindir?' De ki: 'Allah'ındır.' O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
De ki: “- Göklerde ve yerde olan şeyler kimin?” (Eğer cevap verilmezse) de ki: Allah'ındır. O, kendi üstüne rahmeti yazdı. Muhakkak ki sizi kıyamet gününe (götürüp) toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Nefislerine ziyan edenler, işte onlar, iman etmezler.” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
De ki: “Göklerdeki ve yerdeki her şey kimindir?” De ki: “Allah’ındır.” Rahmet etmek, o Allah’ın en temel özelliğidir. (Bu rahmet neticesi olarak) O, sizi kıyamet günü için toplayacaktır. Onda hiç şüphe yoktur. Fakat kendilerini zarara sokanlar, asıl onlar inanmayacaktır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
De ki: “Göklerde ve yerde olan her şey kime aittir?” De ki: “Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allah'a aittir. Sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki “Allah'ındır.” O, affetmeyi kendisine ilke edinmiştir. O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan kıyamet günü hepinizi mutlaka bir araya toplayacaktır. Ama (aklını kullanmayarak) kendilerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
De ki: "göklerde ve yerde olanlar kimindir?", "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. «Allah'ındır» de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar. |
Edip Yüksel Meali |
De: "Göklerde ve yerde olanlar kimin?" "ALLAH'ın," de. Kendisine merhametli olmayı gerekli kıldı. Hakkında kuşku olmayan Diriliş Günü sizi toplayacak. Kişiliklerini yitirenler inanmıyanlardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi nefsine yazmıştır. Sizi, varlığında asla şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de «Allahın» de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler |
Hasan Basri Çantay Meali |
De ki: «Göklerde ve yerde olan her şey kimin?» De ki: «Allahındır». O, rahmeti kendi üstüne yazmışdır. Hepinizi, hakkında hiç bir şübhe olmayan kıyamet gününe (götürüb) toplayacakdır. Nefislerini sen büyük ziyana uğratanlar (yok mu?). İşte îman etmeyecek olanlar onlardı.. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Ve yine) de ki: “Göklerde ve yerde bulunanlar kimindir?” (Yine sen cevab ver de:)“Allah'ındır!” de! (O,) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Sizi, (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan kıyâmet gününe mutlaka toplayacaktır.(2) Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Deki “Göklerde ve yerde olanlar kime aittir?” Deki “Allah'a aittir. Allah, rahmeti nefsine yazmış ve geleceğinde hiçbir şüphenin olmadığı bir günde sizi mutlak toplayacaktır.” Kendilerine yazık etmiş olanlar var ya, bunlara inanmazlar. |
Kadri Çelik Meali |
De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah'ındır.” O, kendi üzerine rahmeti yazmıştır. Sizi, kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar (var ya), işte onlar inanmayanlardır.* |
Mahmut Kısa Meali |
De ki: “Kimindir, göklerde ve yerde olan bütün varlıklar? Onların da mecburen kabul edecekleri cevabı kendin vererek “Allah’ındır!” de. O Allah ki, kullarına merhamet etmeyi ve onlara dâimâ sevgi ve şefkatle yönelmeyi kendisine ilke edinmiş, vazgeçilmez bir görev olarak yazmıştır. Fakat bu merhamet, adâleti engelleyecek bir merhamet değildir. Nitekim Allah, gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayan Diriliş Günü hepinizi hesaba çekmek üzere huzurunda toplayacaktır. Fakat kendilerini felâkete sürükleyenler, bu hakîkateiman etmezler. Hâlbuki; |
Mehmet Türk Meali |
(Ve bir de): “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” diye sor ve hemen: “Tabiî ki Allah’ındır.” de. O (öncelikle) rahmet etmeyi kendi kendine ilke edindi.1 O sizi, geleceğinde asla şüphe olmayan kıyamet günü kesinlikle bir araya getirecektir. Ama buna, ancak kendilerine yazık edenler inanmazlar.* |
Muhammed Esed Meali |
De ki: “Kime aittir göklerde ve yerde olan her şey?” De ki: “Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allah'a”. 10 O, [varlığı] her türlü şüphenin üstünde olan Kıyamet Günü hepinizi bir araya mutlaka toplayacaktır: ama kendilerine yazık edenler (var ya), işte [O'na] inanmayı reddedenler onlardır; |
Mustafa İslamoğlu Meali |
“Kime aittir göklerde ve yerdeki her şey?” diye sor! “Kendisine rahmeti prensip edinen Allah’a” diye cevap ver![1022] Geleceğine dair hiçbir kuşku bulunmayan Kıyamet Günü’nde, elbet hepinizi bir araya toplayacaktır. Kendisine zarar veren kimselere gelince: onlar artık iman etmezler.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
De ki: «Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?» De ki: «Allah Teâlâ'nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri Kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur.» O kimseler ki, nefislerine ziyankar olmuşlardır. İşte onlar imân etmezler. |
Suat Yıldırım Meali |
12, 13. De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir? ” “Allah'ındır” de. O, rahmet etmeyi Kendisine ilke edinmiştir. O, geleceğinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet günü sizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki iman etmezler. Halbuki gecede ve gündüzde barınan her şey O'nundur. O her şeyi işitir ve bilir. * |
Süleyman Ateş Meali |
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış(acımayı kendisine prensip edinmiş)tir. Sizi elbette varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini ziyana sokanlar, inanmazlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
“Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” diye sor ve de ki “Allah'ındır.” O, ikramı bol olmayı kendi üzerine yazmıştır. (Mezardan) kalkış günü hepinizi kesinlikle bir araya toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. Ama kendilerine yazık edenler, işte onlar buna inanmayacaklardır. |
Şaban Piriş Meali |
Yine de ki:- Göklerde ve yerde olanlar kimindir?-Kendisine merhametli olmayı yazmış olan Allah'ındır! de! Hakkında hiç bir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar, iman etmezler. |
Ümit Şimşek Meali |
De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O, kendi üzerine rahmeti yazdı.(2) Geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde O sizi toplayacaktır. Kendilerini hüsrana düşürmüş olanlar işte buna inanmazlar.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah'ındır." O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler. |
M. Pickthall (English) |
Say: Unto whom belongeth whatsoever is in the heavens and the earth? Say: Unto Allah. He hath prescribed for Himself mercy, that He may bring you all together to a Day whereof there is no doubt. Those who ruin their own souls will not believe. |
Yusuf Ali (English) |
Say: "To whom belongeth all that is in the heavens and on earth?" Say: "To Allah. He hath inscribed for Himself (the rule of) Mercy.(844) That He will gather you together for the Day of Judgment, there is no doubt whatever. It is they who have lost their own souls, that will not believe.* |