En'âm Suresi 70. Ayet


Arapça

وَذَرِ الَّذِينَ اتَّخَذُواْ دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِهِ أَن تُبْسَلَ نَفْسٌ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ اللّهِ وَلِيٌّ وَلاَ شَفِيعٌ وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لاَّ يُؤْخَذْ مِنْهَا أُوْلَئِكَ الَّذِينَ أُبْسِلُواْ بِمَا كَسَبُواْ لَهُمْ شَرَابٌ مِّنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُواْ يَكْفُرُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve zerillezînettehazû dînehum leiben ve lehven ve garrathumul hayâtud dunyâ ve zekkir bihî en tubsele nefsun bimâ kesebet, leyse lehâ min dûnillâhi veliyyun ve lâ şefîun, ve in ta’dil kulle adlin lâ yu’haz minhâ, ulâikellezîne ubsilû bimâ kesebû, lehum şarâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).


Kelimeler

ve zeri ve bırak, terket
ellezîne ki onlar
ittehazû edindiler
dîne-hum onların dînleri, dînleri
leiben oyun
ve lehven ve eğlence
garrat-hum onları aldattı
el hayâtu hayat
ed dunyâ dünya
ve zekkir ve hatırlat
bi-hi onunla
en tubsele helâk olmak (olması)
nefsun bir nefs, bir kimse
bi mâ şeye
kesebet kazandı
leyse lehâ onun yoktur
min dûni allâhi Allah'tan başka
veliyyun bir dost
ve lâ şefîun ve şefaat eden yoktur
ve in ve ise, sadece, doğrusu
ta'dil adaletle öder, fidye verir
kulle adlin bütün (adalet için verilen) fidyeler (fidyelerin hepsi)
lâ yu'haz alınmaz
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
ulâike işte onlar
ellezîne ki onlar
ubsilû helâk oldular
bi mâ şeye
kesebû kazandılar, (dereceler) kazandılar
lehum onlarındır, onlar için vardır
şarâbun içecek (içilen şey)
min hamîmin kaynar sudan
ve azâbun elîmun ve (elîm) acı azap
bi mâ şeye
kânû oldular
yekfurûne inkâr ediyorlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Resulüm! İslamiyet’in gereklerini ve gerçeklerini kendi basit zevklerine alet edip hafife alarak, Ramazan festivalleri, Bayram tatilleri gibi) Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) yapanları, (İslam’ı yaşam imtihanının motoru ve esası değil, bir aksesuarı gibi kullanan) ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılıp aldatanları (uyardığın halde Kur’an’a uymadıkları için, kapıldıkları gaflet içerisinde) bırak (oyalansınlar…) Onunla (bu Kur’an’la) hatırlat ki, bir kimse kendi kazandıklarıyla (işledikleri kötülük, zulüm ve günahları yüzünden şeytani bir gaflet ve cesaretle) helake düşmesin; (artık böylesinin) Allah’tan başka (umut bağladığı ve kendisine yardımcı olacağını sandığı) ne bir velisi, ne de bir şefaatçisi bulunacaktır; (kurtulmak için) her türlü fidyeyi verse de kabul olunmayacaktır. İşte bunlar kazandıkları (haksızlık ve hayâsızlıkları) nın eline teslim edilmiş (kendi kazdıkları tuzağa itilmiş) durumdadır. (Bunlar) İnkârcı olduklarından dolayı onlar için kaynar (irinli) bir içecek ve acı bir azap vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Dinlerini bir oyundan, bir eğlenceden ibaret sayan ve dünya yaşayışına aldanan kişileri bırak kendi hallerine. Sen, ancak Kur'an'la öğüt ver de hiç kimse, kazandığı suçlar yüzünden helak olmasın. Ona, Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir şefaatçi. Suçlu, varınıyoğunu, kurtuluşu için feda etse kabul edilmez. Kazançları yüzünden helak olanlar, inkarlarından dolayı kaynar su içeceklerdir ve pek acı bir azap vardır onlara.
Abdullah Parlıyan Meali Bu dünya hayatının rahatına dalarak, eğlenceyi ve geçici zevkleri din haline getiren kimseleri, kendi hallerine bırak; ama bu durumda onlara hatırlat ki, ahirette her insan yaptığı yanlışlardan ve haksızlıklardan dolayı, mutlaka rehin tutulacak ve kendisini ne Allah'a karşı koruyacak, ne de kayırıp kollayacak bir kimse bulacaktır. Kendisi için bütün fidyeleri vermeye gayret etse bile, bu kendisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte yaptıkları yanlışlardan dolayı, rehin tutulacak olanlar bu gibi insanlardır. Onlar için Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmelerine karşılık, kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır.
Ahmet Tekin Meali Dînî sorumlulukları yerine ömürlerini oyunla, eğlenceyle, bayram-seyranla, dünyanın zevk ü sefasıyla geçirenleri; oyunlarını, eğlencelerini, bayramlarını-seyranlarını, dünyanın zevk ü sefasını dînî sorumlulukları yerine ikame edenleri ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bir tarafa bırak. Kur'ân'ı onlara tebliğ et, Kur'an ile onlara öğüt ver: Hiçbir kimse, işlediği ameller sebebiyle felâkete dûçar olmasın; Allah'ın dışında, kulları durumundakilerden bir veli, bir koruyucu, bir otorite, bir dost ve şefaatçinin olmadığını herkes bilsin. O azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, fidye karşılığı azaptan kurtulamaz. Onlar işledikleri ameller, yüklendikleri günahlar yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda devam etmeleri, küfre saplanmaları sebebiyle kaynar bir içecek ve can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.*
Ahmet Varol Meali Dinlerini oyun ve eğlenceye alan ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Ancak onunla (Kur'an'la) uyar ki, bir kimse kazandığından dolayı helake gitmesin. Aksi halde Allah'tan başka ne bir dostu ne de bir şefaatçisi olur. Her türlü fidyeyi verse de kabul edilmez. İşte bu duruma düşenler kazandıklarından dolayı helake sürüklenenlerdir. Onlara inkar etmelerine karşılık kızgın bir içecek ve acıklı bir azap vardır.
Ali Bulaç Meali Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah'tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz Meali (Ey Rasûlüm), bırak o dinlerini bir oyuncak ve eğlence edinip de dünya hayatı kendilerini aldatmış bulunan kimseleri!... Kur'an'la hatırlat ki, bir nefis yaptığı günah yüzünden bir defa helâke düşmesin. O vakit Allah'dan başka, ona, ne bir dost, ne de bir şefaatçi yoktur. Azabı kaldırmak için ne kadar fidye verse alınmaz. Onlar, dünyada kazandıkları günahlar yüzünden helâke düşürülmüşlerdir. Yaptıkları küfür sebebiyle onlara kaynar su ve acıklı bir azab vardır.
Bahaeddin Sağlam Meali Dinlerini oyun ve eğlence haline getirip dünya hayatı ile aldananları terk et. Bu Kur’an ile hatırlat ki; kişi yaptıklarından dolayı yakalandığı zaman, Allah’tan başka ne bir sahibi ne de şefaatçisi olacaktır. Her şeyi fidye verse de ondan alınmayacaktır. İşte bu yaptıklarından dolayı tutuklananlar, kâfirliklerinden dolayı onlara kaynar sular ve elem verici bir azap vardır.
Bayraktar Bayraklı Meali Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'ân ile öğüt ver! O kimse için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçi. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları günahlar yüzünden helâke sürüklenmişlerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
Cemal Külünkoğlu Meali Dünya hayatının rahatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevkleri dinleri haline getiren kimseleri (kendi hallerine) bırak. O Kur'an ile şunu hatırlat ki; bir kimse kazandığı (günah)tan dolayı felakete düşmeye görsün; artık onun için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. O, (kurtulmak için) bütün varlığını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden felakete sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kuran ile öğüt ver ki, bir kimse kazandığıyla helake düşmeye görsün, o takdirde Allah'dan başka ona ne bir yardımcı, ne de bir kurtarıcı bulunur; her türlü fidyeyi de verse kabul olunmaz. Kazandıklarından ötürü yok olanlar işte bunlardır. İnkar etmelerinden dolayı kızgın içecek ve can yakıcı azab onlaradır.*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur’an ile öğüt ver. Yoksa ona Allah’tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. (Kurtuluşu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıkları yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır.
Diyanet Vakfı Meali Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
Edip Yüksel Meali Dinlerini oyun eğlenceye alanları ve dünya hayatına aldananları bırak. Sen bununla (Kuran'la) hatırlat ki, bir kişi kazandığının felaketli sonucunu çekmesin. Onun ALLAH'tan başka bir Sahibi ve Şefaatçisi yoktur. Her türlü fidyeyi verse bile kendisinden kabul edilmez. Bunlar, kazandıklarından dolayı felaketli sonuca uğrayanlarlardır; inkarları yüzünden kaynar sudan bir içkiyi ve acı verici bir azabı hakketmişlerdir
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır.
Elmalılı Meali (Orjinal) Bırak o dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayat kendilerini aldatmış bulunan kimseleri de bu vesiyle ile şunu ıhtar et ki bir nefis kendi kesbiyle besalet kabzasına düşmeye görsün o vakıt Allahın huzurı celâlinde ona başka ne bir sahabet eden bulunur ne bir şefaat, her dürlü fidyeyi denkleştirse bile kabul edilmez, onlar azâbın kabzai besaletine teslim olunmuş kimselerdir, nankörlük ettiklerinden dolayı onlara sâde hamîmden bir şerab ve elîm bir azâb vardır
Hasan Basri Çantay Meali Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen, kendilerini dünyâ hayaatı aldatmış bulunan kimseleri (öylece haaline) bırak. Sen yalınız onunla (Kur'an ile) va'z et ki hiç bir kimse kazandığı (günâh) yüzünden helake sürüklenib atılmasın. Ona Allahdan ne bir yâr, ne de bir şefaatçi yokdur. O, bütün varını fidye olarak verse yine ondan alın (ıb kabul olun) maz. Onlar (dünyâda) kazandıkları (günâhlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. Küfr-ü inkâr etmekde oldukları (hakıykatler) den dolayı kaynar su ve acıklı azâb onlar içindir.
Hayrat Neşriyat Meali O hâlde dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve dünya hayâtı kendilerini aldatan kimseleri bırak;(1) hem (sen) onunla (o Kur'ân ile) nasîhat et ki, bir kimse kazandığı(günahlar) yüzünden helâke düşürülmesin! Ona Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir şefâatçi vardır. (Azâbı kendinden men' etmek için) her türlü fidyeyi fedâ edecek de olsa, ondan alınmaz. İşte onlar, kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke düşürülmüş kimselerdir. İnkâr etmekde olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içecek ve (çok) elemli bir azab vardır.*
İlyas Yorulmaz Meali Dinlerini bir oyun ve eğlence haline getirenleri (kendi hallerine) bırak. Dünya hayatı onları aldattı. Bir nefsin kendi kazandığı yüzünden karşılaşacağı zorlukları, Allah'ın ayetleri ile hatırlat ki, hesap gününde onlar için Allah dan başka ne bir koruyucu ve nede bir aracı (şefaat edenin) olmadığını bilsinler. Eğer bir kimse yaptıkları tüm yanlışların karşılığını ödemek istese, ondan kabul edilmez. Onlar için yaptıklarının karşılığı olarak, kaynar içecekler ve inkar etmelerinden dolayı da can yakıcı bir azap vardır.
Kadri Çelik Meali Dinlerini oyun ve oyalanmaya alanları ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kur'an ile öğüt ver ki, bir kimse kazandığıyla helake düşmeye görsün! O takdirde Allah'tan başka ona ne bir yardımcı, ne de bir şefaatçi bulunur ve her türlü fidyeyi de verse kabul olunmaz. Kazandıklarından ötürü (rahmetten) mahrum kalmış kimseler işte bunlardır. Küfre sapmalarından dolayı kızgın içecek ve can yakıcı azap onlaradır.
Mahmut Kısa Meali Ey Müslüman! Dünya hayatının servet, şöhret, makam, itibar gibi gelip geçici güzelliklerine, süs ve şâşaasına aldanarak, Kur’an’ın hükümlerini hafife alan, söz ve davranışlarıyla onlarla alay eden, böylece, dinlerini oyun ve eğlence hâline getirenleri, yaptıklarıyla baş başa bırak ve bu Kur’anile onları uyar ki, ilâhî buyruklara başkaldıran insan, işlediği günahlar yüzünden Hesap Günü büyük bir felâkete sürüklenecektir ve o zaman, Allah’tan başka ne bir dost bulabilecektir kendine, ne de bir şefaatçi! Azaptan kurtulmak için yeryüzündeki her şeyi kurtuluş fidyesi olarak verse bile, bu asla ondan kabul edilmeyecektir! İşte onlar, işledikleri günahlardan dolayı felâkete mahkûm edilen kimselerdir! Şöyle ki, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri sebebiyle, onlar için boğazı yakıp parçalayan kızgın bir içecek ve iliklere kadar işleyen can yakıcı bir azap vardır! Şu hâlde;
Mehmet Türk Meali (Ey Muhammed!) Dinlerini bir oyalanma ve eğlence edinen ve dünya hayatı kendilerini aldatanları bırak! Ve (onlara); “hiç kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helâke atmamasını, kendisinin Allah’tan başka bir dostu ve bir şefâatçisinin bulunmadığını, bütün varını-yoğunu feda etse de o azaptan kurtulamayacağını,” Kur’ân ile hatırlat. İşte onlar, kazandıkları yüzünden helâke uğratılan kimselerdir. Ve onlar için, inkârlarından dolayı kaynar sudan bir içecek ve acıklı bir azap vardır.
Muhammed Esed Meali Bu dünya hayatının rahatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevkleri din haline getiren kimseleri kendi haline bırak; 60 ama bu durumda [onlara] hatırlat ki [ahirette] her insan yaptığı yanlışlardan (ve haksızlıklardan) dolayı rehin tutulacak ve kendisini ne Allah'a karşı koruyacak, ne de kayırıp kollayacak bir kimse bulamayacaktır. Ve düşünülebilecek her türlü fidyeyi vermek istese bile 61 bu kendisinden kabul edilmeyecektir. İşte yaptıkları yanlışlardan dolayı rehin tutulacak olanlar bu [gibi insan]lardır; onlar için [ahirette] yakıcı bir ümitsizlik iksiri vardır 62 ve onları, hakikati inatla inkar ettikleri için şiddetli bir azap beklemektedir.
Mustafa İslamoğlu Meali Dünya hayatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevklerini din hâline getiren kimseleri kendi hâline bırak.[1067] Fakat şunu da onlara hatırlat ki, her insan işlediklerine karşılık ipotek altına alınacak,[1068] ve ne kendisini Allah’a karşı koruyacak ne de kayıracak kimsesi olacaktır. Ve kendisi için en yüksek fidyeyi verse bile, bu ondan asla kabul edilmeyecektir. İşte bunlardır işlediklerine karşılık ipotek edilecekler; ısrarlı inkârları sebebiyle onların istihkakı, (gelecek için) yakıp kavuran zehir gibi bir (umutsuzluk), (geçmiş için) şiddetli bir azaptır.[1069]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence ittihaz eden ve kendilerini dünya hayatı mağrur etmiş bulunan kimseleri bırak. Ve onunla öğüt ver ki, hiçbir kimse kazandığı şey sebebiyle helâke düşmesin, onun için Allah Teâlâ'dan başka ne bir dost ve ne de bir şefaatcı yoktur. Ve o bütün fidyeyi feda edecek olsa ondan alınmaz. Onlar o kimselerdir ki, kazanmış oldukları şeyler sebebiyle azaba maruz kalmışlardır. Onlar için küfrettikleri şey sebebiyle pek sıcak sudan bir içki ve pek incitici bir azap vardır.
Suat Yıldırım Meali Dinlerini bir oyuncak ve eğlence haline getiren, kendilerini dünya hayatı aldatmış olan kimseleri kendi hallerine bırak! Sen yalnız Kur'ân ile va'z et ki, Allah'tan başka yardımcısı ve şefaatçisi bulunmayan hiçbir nefis, işlediği günahlar yüzünden helâke teslim edilmesin. O, her türlü fidyeyi denkleştirse bile, yine ondan kabul edilmez. İşledikleri günahları yüzünden helâke sürüklenenler, mahvolanlar, işte bunlardır. İnkârlarından dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve acı veren bir azap vardır. [74, 38-39; 3, 91; 10, 3; 32, 4]
Süleyman Ateş Meali Bırak o dinlerini oyun, eğlence yerine koyan ve dünya hayatının aldattığı kimseleri de, sen o (Kur'an) ile (şunu) hatırlat ki, bir kişi, yaptığı işin eline teslim edilmeye görsün, (yoksa) Allah'tan başka onun ne bir dostu, ne de bir yardımcısı olmaz. (Amelinin elinden kurtulmak için) her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte onlar, kazandıklarının eline teslim edilmişlerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkarlarından dolayı da acı bir azab vardır!
Süleymaniye Vakfı Meali Dünya hayatına aldanıp oyun ve eğlenceyi kendine din edinenleri bırak[*] ve onlara Kur'an'dan şunu bildir: Kimsenin yapıp ettiği yakasını bırakmayacak, Allah ile arasına girecek dostu da şefaatçisi de olmayacak, bedel olarak ne verse kabul edilmeyecektir. Ayetleri görmezlikte direnmelerine karşılık bunların kurtulamayacakları şey, kaynar sudan bir içecek ve acıklı bir cezadır.*
Şaban Piriş Meali Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak; sen Kur'an ile, kişinin, kendi kazancı yüzünden, Allah'tan başka bir dost ve şefaatçinin bulunmadığı ahirette tehlikeye düşmemesi için öğüt ver. Zira o kişi, bütün varlığını fidye olarak verse bile, kendisinden alınıp kabul edilmez. işte bunlar, kendi kazandıkları yüzünden tehlikeye girmiş kimselerdir. Kafir olmaları dolayısıyla onlar için kaynar bir içecek ve acı bir azap vardır.
Ümit Şimşek Meali Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatına aldanmış kimseleri bırak. Fakat sen Kur'ân ile öğüt ver ki, kimse kazandığı günahlarla helâke sürüklenmesin.(10) O zaman kişinin Allah'tan başka ne bir dostu olur, ne bir şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de yine kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları günahlarla helâke düşmüş olanlardır. İnkâr edip durmaları yüzünden onlara kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır.*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçısı. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.
M. Pickthall (English) And forsake those who take their religion for a pastime and a jest, and whom the life of the world beguileth. Remind (mankind) hereby lest a soul be destroyed by what it earneth. It hath beside Allah no friend nor intercessor, and though it offer every compensation it will not be accepted from It. Those are they who perish by their own deserts. For them is drink of boiling water and a painful doom, because they disbelieved.
Yusuf Ali (English) Leave alone those who take their religion to be mere play and amusement,(893) and are deceived by the life of this world. But proclaim (to them) this (truth): that every soul delivers itself to ruin by its own acts:(894) it will find for itself no protector or intercessor except Allah. if it offered every ransom, (or reparation), none will be accepted: such is (the end of) those who deliver themselves to ruin by their own acts: they will have for drink (only) boiling water, and for punishment, one most grievous: for they persisted in rejecting Allah.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları