En'âm Suresi 89. Ayet


Arapça

أُوْلَئِكَ الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ فَإِن يَكْفُرْ بِهَا هَؤُلاء فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْمًا لَّيْسُواْ بِهَا بِكَافِرِينَ


Türkçe Okunuşu

Ulâikellezîne âteynâhumul kitâbe vel hukme ven nubuvveh(nubuvvete), fe in yekfur bihâ hâulâi fe kad vekkelnâ bihâ kavmen leysû bihâ bi kâfirîn(kâfirîne).


Kelimeler

ulâike ellezîne işte o kimseler, onlar
âteynâ-hum el kitâbe onlara, kendilerine kitap verdik
ve el hukme ve hikmet
ve en nubuvvete ve nebilik, peygamberlik
fe in fakat eğer
yekfur inkâr eder
bi-hâ onu
hâulâi bunlar
fe kad o zaman, böylece olmuştu
vekkelnâ vekil kıldık, vekil ettik (ederdik)
bi-hâ onu
kavmen kavim, topluluk
leysû bi-hâ bi kâfirîne onu inkâr etmeyecek

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer (müşrikler) bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa; andolsun, Biz buna (karşı) inkâra sapmayan (mü’min ve mücahit) bir topluluğu vekil bırakırız. (Onlara fırsat tanıyıp imkân ve iktidar sahibi kılarız.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Bunlar, kendilerine kitap, hükmetme yetkisi ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. Kafirler, bunları tanımazlar, inkar ederlerse zaten biz, kafir olmayacak bir topluluğu onların yerine geçmeye memur etmişizdir.
Abdullah Parlıyan Meali Ama biz onlara kitap, sağlam muhakeme ve peygamberlik bahşettik. Eğer bu toplum bu kitap ve peygamberi inkâr ederse, andolsun biz buna karşı Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmeyen bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Ahmet Tekin Meali İşte onlar, kendilerine kitap, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra, şeriat ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer Kureyş müşrikleri, bunları inkâra devam ederlerse, bu sorumlulukları, kitabı, şeriatı, peygamberi kesinlikle inkâr etmeyecek toplumlara havale ederiz.
Ahmet Varol Meali Bunlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlar, onları inkar ederlerse, (bilsinler ki) biz onları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil kılmışızdır. [8]*
Ali Bulaç Meali Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) inkâra sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Ali Fikri Yavuz Meali İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şu KUREYŞ kavmi, buna nankörlük ediyorsa (kâfir oluyorsa), biz onların yerine, peygamberleri ve kitabları inkâr etmiyecek bir kavmi vekil ederiz.
Bahaeddin Sağlam Meali İşte bunlar; kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. İşte eğer bu kavmin, bu peygamberliği inkâr ederse, Biz o peygamberliği asla inkâr etmeyecek bir kavmi (toplumu) ona sahip çıkartırız.
Bayraktar Bayraklı Meali İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer kâfirler bunları inkâr ederlerse, şüphesiz, yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
Cemal Külünkoğlu Meali Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu (inanmayan)lar bunları tanımayıp inkâr ederlerse, (bilsinler ki biz) yerlerine inkâr etmeyen bir topluluk getiririz. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Kafirler onları inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kılarız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkâr ederlerse, biz onları inkâr etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır.[182]*
Diyanet Vakfı Meali İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
Edip Yüksel Meali İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkar ederse, biz onları inkar etmeyecek bir toplumu yerlerine geçiririz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlık) ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanımamazlık etmiyecek bir toplum getiririz.
Elmalılı Meali (Orjinal) İşte bunlar kendilerine kitâb, huküm, nübüvvet verdiğimiz kimseler, şimdi şu karşıdakiler buna körlük ediyorlarsa biz ona körlük etmiyen bir ümmeti müekkel kılmışız
Hasan Basri Çantay Meali Onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizde. Şimidi bunlar (Kureyş kavmi) bunları (bu delilleri) tanımayıb da kâfir olurlarsa (zâten) biz ona, bunu inkâr etmeyen bir kavmi vekil (ve me'mur) kılmışızdır.
Hayrat Neşriyat Meali İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Fakat bunlar (o müşrikler) onları (kitap, hikmet ve peygamberliği) inkâr ederse, artık muhakkak ki(biz,) onları inkâr eden kimseler olmayan bir kavmi (Muhâcir ve Ensâr'ı ve nice ehl-i îmânı)onlara (îmân etmeye) vekil kılmışızdır.
İlyas Yorulmaz Meali Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik (Allah'ın vahyini haber veren) verdiğimiz kimselerdir. Eğer verdiğimiz kitabı ve hükümlerini inkar etselerdi, onların yerine bu görevi üstlenecek başka topluluklar (görevlendirirdik) getirirdik de, onlar emanetleri inkar etmezlerdi.
Kadri Çelik Meali Kendilerine kitab, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Eğer onlar (Mekke halkı) bunları inkâr ediyorlarsa, biz buna (kitap, hüküm ve peygamberliğe inanmaya), kâfir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.*
Mahmut Kısa Meali Onlar, kendilerine Kitap, hikmet ve Peygamberlik bahşettiğimiz kimselerdir. O hâlde, sen de o Peygamberlerin izinden gitmelisin. En yakınlarından başlayarak, çevrendeki insanları ve halkını imana davet etmelisin. Eğero insanlar gönderdiğimiz mesajı inkâr edecek olurlarsa, hiç önemli değil, Biz ayetlerimizi, onları inkâr etmeyecek sağlambir topluluğa emânet etmişizdir. Çünkü bu din, hiçbir ırkın, cemaatin tekelinde değildir. Emâneti taşıyamayanlar, —hangi ırka veya topluma ait olursa olsun— bertaraf edilir ve yerlerine, İslâm sancağını lâyık olduğu şekilde taşıyabilecek yeni toplumlar gelir.
Mehmet Türk Meali İşte onlar, kendilerine kitap, hükümranlık ve Peygamberlik verdiğimiz kimselerdir.1 Eğer şu (kâfirler) bütün bunları inkar ederlerse, şüphesiz Biz, onların yerine bunları inkâr etmeyen bir toplum getiririz.*
Muhammed Esed Meali [Ama] Biz, onlara vahyi, sağlam muhakemeyi ve peygamberliği bahşettik. Ve şimdi inançsızlar bu hakikatleri inkar etmeyi tercih edebilirler, 71 [ama bilin ki] Biz onları, asla reddetmeyecek olan insanlara bahşetmekteyiz;
Mustafa İslamoğlu Meali (Ne ki) Biz onlara vahiy, (onunla) hükmedecek yetenek ve nübüvvet verdik. Eğer onlar bu hakikatleri inkâr ediyorlarsa, iyi bilsinler ki Biz (çoktan) onların yerine başka bir topluluğu vekil kıldık: onlar asla bu hakikatlerin inkârcısı olmazlar;
Ömer Nasuhi Bilmen Meali İşte onlar o kimselerdir ki, kendilerine kitap, hüküm ve nübüvvet vermişizdir. Şimdi şu kavimler, eğer bu delilleri inkar ederlerse artık Biz ona münkir olmayan bir kavmi tevkil etmişizdir.
Suat Yıldırım Meali İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkâr ederlerse, biz nübüvveti inkâr etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk görevlendiririz. *
Süleyman Ateş Meali İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkar ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkar etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır.
Süleymaniye Vakfı Meali Adı geçenler, kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu insanlar bütün bunları görmezlik ederlerse, biz onları, görmezlik etmeyecek bir topluluğun korumasına bırakırız.
Şaban Piriş Meali Kendilerine kitap, hüküm ve Peygamberlik verdiğimiz işte bu kimselerdir. Bunu işte onlar inkar ederse, biz de onları inkar etmeyecek bir kavmi vekil kılarız.
Ümit Şimşek Meali Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şu müşrikler onları inkâr etseler de, Biz zaten kitabı, hüküm ve peygamberliği, onları inkâr etmeyen bir topluluğa emanet etmişizdir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse biz, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.
M. Pickthall (English) Those are they unto whom We gave the Scripture and command and prophethood. But if these disbelieve therein, then indeed We shall entrust it to a people who will not be disbelievers therein.
Yusuf Ali (English) These were the men to whom We gave the Book, and authority, and prophethood: if these (their descendants) reject them,(908) Behold! We shall entrust their charge to a new people who reject them not.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları