Enbiyâ Suresi 100. Ayet


Arapça

لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَهُمْ فِيهَا لَا يَسْمَعُونَ


Türkçe Okunuşu

Lehum fîhâ zefîrun ve hum fîhâ lâ yesmeûn(yesmeûne).


Kelimeler

lehum onlarındır, onlar için vardır
fî-hâ orada
zefîrun ızdıraplı inilti
ve hum ve onlar
fî-hâ orada
lâ yesmeûne işitmezler (işitemezler)

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Orada (cehennem ortamında) kendileri için, 'kemikleri çatırdatan inlemeler' vardır. Orada onların (kulakları sağır hale getirileceğinden artık) işitmezler de. (Bu da ızdıraplarını ve kahırlarını ziyadeleştirecektir.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Orada şiddetle inleyerek nefes alacak onlar ve onlar, orada hiçbir şey duymayacaklar.
Abdullah Parlıyan Meali Onlar orada, inim inim inleyecekler, azabın dehşeti ve şiddeti içinde adeta sağır kesilip teselli edici hiçbir şey de işitmeyeceklerdir.
Ahmet Tekin Meali Orada onlar inlerler, hiçbir şey de duymazlar, duyma organlarını kullanamazlar, hiçbir şeyden haberleri olmaz.
Ahmet Varol Meali Onlara orada şiddetli inlemeler vardır ve onlar orada duymazlar.
Ali Bulaç Meali Orda kendileri için, 'kemikleri çatırdatan inlemeler' vardır. Onlar orada işitmezler de.
Ali Fikri Yavuz Meali Öyle ki, o putlara tapanların, orada iniltileri vardır, ve onlar orada hiç bir merhamet sesi duymazlar.
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar orada ağlaşıp sızlarlar. Ve onlar orada hiçbir şey işitmezler. (Ki birbirlerine dahi yardım etsinler.)
Bayraktar Bayraklı Meali Cehennemde onlara inim inim inlemek düşer. Onlar orada hiçbir şey işitmezler.
Cemal Külünkoğlu Meali Onlar için orada bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada hiçbir şey duymayacaklardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Orada onlara ah etmek vardır; birşey de işitemezler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onların orada derin bir iç çekişleri vardır! Onlar orada hiçbir şey işitmezler.
Diyanet Vakfı Meali Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.
Edip Yüksel Meali Onlar için orada iç çekip inlemek vardır; hiç bir şey de işitemezler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Orada onların bir inlemeleri vardır. Bunlar orada (sağır olup) bir şey de işitemezler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Öyle ki onların orada bir zefîri var, bunlar da orada iken işitmiyecekler
Hasan Basri Çantay Meali Orada (hakları) inim inim inlemekdir onların (tapılanların). Bunlar orada da (sağır olub bir şey) duymayacaklardır.
Hayrat Neşriyat Meali Onlar için orada inim inim inlemek vardır. Ve onlar orada (hiçbir şey)işitmezler.(1)*
İlyas Yorulmaz Meali Onlar ateşin içinde acıdan inleyip duracaklar ve orada iniltiden başka bir şey işitmeyecekler.
Kadri Çelik Meali Onda onlara inim inim inlemek vardır ve onlar onda işitemezler de.
Mahmut Kısa Meali Onlar orada, acı ve ıstırapla çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlayacaklar; cehennemin alevleri arasında öyle fecî bir şekilde iç çekecekler ki; orada feryat ve iniltiden başka bir şey duymayacaklar.
Mehmet Türk Meali O (ilâhlara tapanlar) cehennemde inim inim inlerler de (taptıkları cehennemlik ilâhları,)1 onları hiç duyamazlar.*
Muhammed Esed Meali Orada onların payına ah edip inlemek düşecek; ve orada [başka] bir şey işitmeyecekler. 97
Mustafa İslamoğlu Meali orada onların payına inim inim inlemek düşecek; ve onlar orada (iniltiden başka bir ses) duymayacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onlar için orada gayet şiddetli bir nefes alma vardır ve onlar orada (hiçbir şey) işitemezler.
Suat Yıldırım Meali Onlar orada inim inim inleyecekler, kendilerini sevindirecek hiçbir haber de işitmeyeceklerdir.
Süleyman Ateş Meali Onlar için bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada (azabın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler.
Süleymaniye Vakfı Meali Yapacakları tek şey, cehennemde inim inim inlemektir. Orada kimseyi dinleyemeyeceklerdir.
Şaban Piriş Meali Orada inim inim inleyecekler ve hiçbir şey işitmeyeceklerdir.
Ümit Şimşek Meali Orada onlar için dehşetli bir inleyiş vardır; başka birşey de işitmezler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onlar için orada derin bir iç çekiş var. Ve onlar orada hiçbir şey işitmezler.
M. Pickthall (English) Therein wailing is their portion, and therein they hear not.
Yusuf Ali (English) There, sobbing will be their lot, nor will they there hear (aught else).

İslam Vakti Mobil Uygulamaları