Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Hz. Süleyman görevlilerine) Dedi ki: “Onun tahtını (biraz) değiştirin de, bakalım doğru olanı bulabilecek mi, yoksa tanımayıp şaşıranlardan mı olacak (bilelim) ?” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Süleyman, tahtının şeklini değiştirin dedi, bakalım tanıyacak mı, tanımıyacak mı? |
Abdullah Parlıyan Meali |
Süleyman sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi O'nun tahtını tanınmaz hale getirin bakalım, tahtını tanıyıp bilebilecek mi veya doğru olan İslâm'ı bulabilecek mi, yoksa doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak?” |
Ahmet Tekin Meali |
Süleyman:
“Onun tahtını kendisince tanınmayacak hale getirin. Bakalım hakkı, hakikatı tanımayı başarabileceği yolu bulabilecek mi? Yoksa o da hakka, hakikate ulaşabileceği yolu tercih edemeyenlerden mi olacak?” dedi. |
Ahmet Varol Meali |
Dedi ki: "Onun için tahtını tanınmaz hale getirin. Bakalım tanıyabilecek mi yoksa tanıyamayanlardan mı olacak." |
Ali Bulaç Meali |
Dedi ki: 'Onun tahtını değişikliğe uğratın, bir bakalım doğru olanı bulabilecek mi, yoksa bulmayanlardan mı olacak? |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Süleyman dedi ki: “- Onun (Belkıs'ın) tahtını tanınmaz hale getirin; bakalım, tanıyacak mı, yoksa tanımıyanlardan mı olacak?” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve devamla: “Onun için tahtını değiştirin, bakalım yol bulacak mı yoksa bulamayanlardan mı olacak?” dedi. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Süleyman devamla dedi ki: “Onun tahtını tanınmaz hale getiriniz, bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayacak mı?” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Süleyman, yanındakilere dönerek:) “Tahtı kraliçenin tanımayacağı şekilde değiştirin! Bakalım onu tanıyabilecek mi, yoksa tanımayacak mı?” dedi. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Süleyman "Onun tahtını tanınmaz hale getirin, bakalım tanıyabilecek mi yoksa tanıyamayacak mı?" (yola gelecek mi, yoksa yola gelmeyenlerden mi olacak?) dedi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Süleyman, “Tahtını tanınmaz hâle getirin. Bakalım tanıyacak mı, yoksa tanımayacaklardan mı olacak?” dedi. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Süleyman devamla) dedi ki: Onun tahtını bilemeyeceği bir hale getirin; bakalım tanıyacak mı, yoksa tanıyamayanlar arasında mı olacak. |
Edip Yüksel Meali |
"Tahtının biçimini değiştirin, bakalım doğruyu bulabilecek mi, yoksa doğruyu bulamıyanlardan mı olacak?" |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Süleyman devamla) dedi ki: "Onun tahtını bilemeyeceği bir vaziyete sokun; getirin bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayanlardan mı olacak?" |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ona, dedi: tahtını başkalaştırın bakalım hakıkati tanıyacak mı? Yoksa tanımazlardan mı olacak? |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Süleyman) dedi ki: «Onun tahtını bilinmez şekle getirin. Bakalım (tanımıya) muvaffak olacak mı, yoksa muvaffak olamayacaklardan mı bulunacak»? |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Ve devamla) dedi ki: “Onun tahtını, kendisine tanınmaz bir hâle getirin; bakalım(tanımaya) muvaffak olacak mı, yoksa doğruyu farkedemeyenlerden mi olacak?” |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Tahtını değiştirin. Bakalım tahtını tanıyabilecek mi yoksa tanıyamayacak mı?” dedi. |
Kadri Çelik Meali |
Dedi ki: “Onun tahtını değişikliğe uğratın, bir bakalım (kendi tahtı olduğunu) bulabilecek mi, yoksa bulamayanlardan mı olacak?” |
Mahmut Kısa Meali |
Süleyman, saltanat ve zenginliğin gelip geçici olduğunu, bunların ancak imtihan amacıyla insana verildiğini, bu gibi dünyevi nimetlerin parlaklığına aldanıp da ahireti unutmamak gerektiğini, hiç bitmeyecek gerçek saltanatın, zenginliğin Allah katında olduğunu Belkıs’a —etkileyici bir üslûpla— anlatmak istiyordu. Bunun için, adamlarına, “Onun tahtını, üzerinde bir değişiklik yaparak tanınmaz hale getirin!” dedi, “Bakalım onun nasıl bir anda el değiştirdiğini ve eski şaşaasını, güzelliğini kaybederek perişan hale geldiğini gördükten sonra, dünyevî zenginliklerin gelip geçici olduğunu anlayıp doğru yolu bulabilecek mi, yoksa tahtı tâcı uğrunda imanı reddederek doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak?” |
Mehmet Türk Meali |
(Ve devamla): “Onun tahtını bilemeyeceği bir hale getirin. Bakalım tanıyacak mı, yoksa tanıyamayacak mı?” dedi. |
Muhammed Esed Meali |
[Ve] sözlerine şöyle devam etti: “(Şimdi) onun tahtını tanınmaz hale sokun; bakalım, kendi başına doğru yolu bulacak mı, yoksa doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak.” 36 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Sözünü şöyle sürdürdü: “Onun tahtını kendisinin tanıyamayacağı bir hale getirin de, görelim bakalım doğru yolu bulacak mı? Yoksa doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak?”[3319]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Dedi ki: «Ona tahtını tağyîr edin, bakalım onu tanımaya muvaffak olacak mı, yoksa muvaffak olamayacaklardan mı olacak?» |
Suat Yıldırım Meali |
Devamla dedi ki: “Şimdi Kraliçenin tahtının şeklini değiştirin! Bakalım onu tanıyacak mı, tanımayacak mı? ” |
Süleyman Ateş Meali |
(Ve) dedi ki: "Onun tahtını tanınmaz hale getirin, bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanımayacak mı?" |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Dedi ki: “Arşını onun için farklılaştırın, bakalım tanıyacak mı yoksa tanımayacak mı?” |
Şaban Piriş Meali |
-Tahtın şeklini değiştirin bakalım, onu tanıyabilecek mi; yoksa tanıyamayanlardan mı olacak? dedi. |
Ümit Şimşek Meali |
Süleyman “Tahtını onun tanıyamayacağı bir hale getirin,” dedi. “Bakalım doğruyu bulabilecek mi, bulamayacak mı?” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Emir verdi: "Onun tahtını başkalaştırın, bakalım tanıyacak mı, tanıyamayanların arasına mı girecek?" |
M. Pickthall (English) |
He said: Disguise her throne for her that we may see whether she will go aright or be of those not rightly guided. |
Yusuf Ali (English) |
He said: "Transform her throne out of all recognition by her: let us see whether she is guided (to the truth)(3278) or is one of those who receive no guidance."* |