Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey Resulüm; inkârcılara) De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, (viran olmuş kalıntılarında) suçlu-günahkârların nasıl bir sona uğradıklarını (ibretle) seyredin." |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün, ne olmuş mücrimlerin sonu. |
Abdullah Parlıyan Meali |
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da, günahlara batıp gidenlerin sonu ne oldu görün, ibret alın.” |
Ahmet Tekin Meali |
Onlara:
“Yeryüzünde gezin de, İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların âkıbeti nasıl oldu, ibret nazarıyla bir bakın, inceleyin.” de. |
Ahmet Varol Meali |
De ki: "Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonları nasıl olmuş bir bakın!" |
Ali Bulaç Meali |
De ki: 'Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki: “- Yeryüzünde gezip dolaşın da bakın, günahkârların akıbeti nasıl olmuş!...” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
De ki: “Yeryüzünde gezin, o azgın suçluların sonucunun nasıl olduğunu görün!” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
De ki: “Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbetinin ne olduğunu bir görün!” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın!” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
De ki: "Yeryüzünde gezin, suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.” |
Diyanet Vakfı Meali |
De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün! |
Edip Yüksel Meali |
De ki, "Yeryüzünü dolaşın da suçluların sonunun ne olduğuna bir bakın." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
De ki: "Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!" |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
De ki; hele, Arzda bir gezinin de bakın mücrimlerin akıbeti nasıl olmuş? |
Hasan Basri Çantay Meali |
De ki: «Yerde gezin (dolaşın) da günahkârların sonu nice olmuşdur, görün». |
Hayrat Neşriyat Meali |
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da o günahkârların âkıbeti nasıl olmuş bakın!” (1)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Deki “Yeryüzünde şöyle bir dolaşın. Bakın bakalım suçluların sonu nasıl olmuş?” |
Kadri Çelik Meali |
De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da suçlu günahkârların nasıl bir sona uğradıklarını bir görün!” |
Mahmut Kısa Meali |
Buna karşılık, sen de onlara de ki: “Geçmişte helâk edilen medeniyetlerin yeryüzünde bıraktıkları harabeleri, yerle bir olmuş şehir kalıntılarını gezip dolaşın da, suçluların sonu nice olmuş bir görün!” |
Mehmet Türk Meali |
(Ey Muhammed! Onlara): “Yeryüzünde gezin de günâhkârların sonunun nasıl olduğunu bir görün!” de. |
Muhammed Esed Meali |
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da [böyle diyerek] günaha gömülüp gitmiş olanların sonunu görün!” 66 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da, günahı tabiat haline getirenlerin[3343] sonu ne olmuş, görün!”* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
De ki: «Yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, günahkârların akibeti nasıl olmuştur.» |
Suat Yıldırım Meali |
De ki: “Hele dünyayı bir dolaşın da suçlu kâfirlerin âkıbetleri nasıl olmuş görün! ” |
Süleyman Ateş Meali |
De ki: "Yeryüzünde yürüyün de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün." |
Süleymaniye Vakfı Meali |
De ki: “Yeryüzünü dolaşın da suçluların sonunun ne olduğuna bir bakın.” |
Şaban Piriş Meali |
-Yeryüzünde yürüyün ve bakın, günahkarların sonu nasıl olmuştur? de! |
Ümit Şimşek Meali |
De ki: Yeryüzünde gezin de görün, mücrimlerin sonu nice olmuş! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
De ki: "Yeryüzünde dolaşın da bir bakın nice olmuştur günahkârların sonu!" |
M. Pickthall (English) |
Say (unto them, O Muhammad): Travel in the land and see the nature of the sequel for the guilty! |
Yusuf Ali (English) |
Say: "Go ye through the earth and see what has been the end of those guilty (of sin)."(3305)* |