Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri “art arda toplanıp pekiştirilen (sürekli tekrarlanıp işitildiğinden, iman edildiği zannedilen birtakım tahmin ve tahayyülden ibarettir) .” Bilakis, onlar bundan (ahirete gerçekten inanma ve ona göre davranma duygusundan) bir şüphe içindedirler; hayır, (aslında) onlar bundan (ahirette hesap verme şuurundan) yana kördürler. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Hayır, onların bilgileri, bu dünyadayken, ahirete ulaşamaz; hayır, onlar, ahiret hakkında şüphe içindedir; hayır, onlar ahiret hususunda kördür. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Hayır, onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır, veya doğrusu ahiret hakkında onlar için yeteri kadar bilgi toplandı. Hayır, onlar ahiret hakkında şüphe içindedirler. Hayır, onlar ahiret hakkında tamamen kördürler.” |
Ahmet Tekin Meali |
Doğrusu âhiret ile, ebedî yurt ile ilgili bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Buna rağmen onlar, bu konuda hâlâ şüphe içindedirler. Aslında onlar, âhiretten yana kör kesilerek baktıkları için anlamıyorlar.* |
Ahmet Varol Meali |
Hayır, onların ahiretle ilgili bilgileri ardarda gelip toplandı. [5] Hayır onlar bundan şüphe içindedirler. Hayır onlar buna karşı kördürler.* |
Ali Bulaç Meali |
Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi,' hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Fakat âhiretin olacağına dair kendilerine (peygamberler vasıtasıyla) arka arkaya ilim ulaşmaktadır. Doğrusu onlar bundan şüphe içerisindedirler, daha doğrusu onlar, âhiretten yana kördürler (delillerini anlıyamazlar). |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Doğrusu, ahiret hakkında onlar için yeteri kadar bilgi toplandı. Fakat onlar, o ahiret hakkında tereddüt içindedirler. Hayır, onlar o ahiretin olacağını görmekten yana kördürler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Açıkçası, onların âhiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar âhiretten yana cahildirler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Ahiret hakkında bilgi (peygamberler aracılığı ile) onlara peş peşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler.* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Ahiret (gününün gerçekleşeceği) hakkında bilgi (peygamberler aracılığı ile) onlara peş peşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler. |
Diyanet Vakfı Meali |
Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler. |
Edip Yüksel Meali |
Doğrusu, onların ahiret hakkındaki bilgileri derme-çatmadır. Aslında ondan kuşku içindedirler. Daha doğrusu, onlar ondan yana tümüyle kördürler.* |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Fakat ahiret hakkında bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Ama onlar bundan bir şüphe içindedirler. Çünkü onlar bundan yana kördürler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Fakat Âhıret hakkında ılimleri tevalî etmekte fakat onlar ondan bir şekk içindedirler, daha doğrusu onlar ondan kördürler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Hayır, onların bilgileri âhiret hakkında (ki bilgiye kadar uzanıb) erişememişdir. Hayır, onlar bundan şek (ve şübhe) içindedirler. Hayır, onlar bundan kördürler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hayır! Onların âhirete dâir bilgileri pekişmiş (kendilerine ard arda yeterince ma'lûmât verilmiş)tir. Fakat onlar (yine de) ondan şübhe içindedirler. Bil'akis onlar, ondan yana kördürler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onların bilgileri ahiret hayatına ulaşamaz. Zaten onlar, ahiret ile ilgili şüpheleri olduğu için, kör davranıyorlar (hesap günü yokmuş gibi yaşıyorlar). |
Kadri Çelik Meali |
Hayır onların ahiret konusundaki bilgileri bitip tükenmiştir. Hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler. Hayır, onlar bundan yana kördürler. |
Mahmut Kısa Meali |
Hayır, onlar yeniden dirilmenin hangi saatte olacağını bilemezlerse de, âhiretin varlığı hakkında onlara Peygamberler aracılığıyla ardı ardına bilgiler ve iknâ edici deliller gelmiş bulunmaktadır fakat onlar, yine de öte dünyanın gerçekliği konusunda şüphe içindedirler; daha doğrusu, âhiretten yana kördür bunlar! İşte bunun içindir ki; |
Mehmet Türk Meali |
Fakat âhiret hakkında bilgiler onlara (peygamberler vasıtasıyla) ardı ardına gelmektedir ama onlar, bu hususta hâlâ şüphe içerisindedirler. Daha doğrusu onlar, âhiretten yana kördürler. |
Muhammed Esed Meali |
Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri gerçeğin berisinde kalmaktadır; 64 zaten [çoğu zaman] onun gerçekliğinden yana şüphe içindedirler; hayır, ondan yana kördürler. 65 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Değilse, âhirete ilişkin (hakikatler) onların idrak edebileceği bir biçimde baştan sona bilgilerine sunulmuştur.[3342] Gel gör ki onlar, ondan yana hâlâ kuşku içindedirler; daha beteri, ondan yana kördürler!* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onların bilgileri, ahiret hakkında, yetişip nihâyet buldu! Fakat onlar ondan şekk içindedirler. Hayır, onlar, ondan kördürler. |
Suat Yıldırım Meali |
Fakat âhiretin varlığına dair bilgiler, kendilerine resulleri vasıtasıyla ulaşmaktadır. Doğrusu onlar bundan şüphe içindedirler. Hayır, hayır onlar âhiretten yana kördürler. [18, 48] |
Süleyman Ateş Meali |
Doğrusu onların ahiret hakkındaki bilgileri, ardarda gelip bir araya toplandı. Fakat onlar (hala) ondan bir kuşku içindedirler. Daha doğrusu, onlar ondan yana kördürler* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Aslında onların ahireti idrak edecek ilimleri vardır. Aslında onların esas sorunu duydukları şüphedir. Aslında onlar sanki kördürler. |
Şaban Piriş Meali |
Oysa onlara ahiret hakkında bilgi verilmiştir. Ama onlar, şüphe içindedirler ve belki de ona karşı kördürler. |
Ümit Şimşek Meali |
Aslında âhirete dair bilgiler, peş peşe kendilerine ulaşmıştır.(10) Fakat onlar bundan şüphe içindedirler. Hattâ bu konuda kördürler.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Hayır, onların bilgileri âhiret konusunda yetersiz kalmıştı. Daha doğrusu onlar ondan kuşku duymaktadırlar. Hayır, hayır! Onlar, onu göremeyecek kadar kördürler. |
M. Pickthall (English) |
Nay, but doth their knowledge reach to the Hereafter? Nay, for they are in doubt concerning it. Nay, for they cannot see It. |
Yusuf Ali (English) |
Still less can their knowledge comprehend the Hereafter: Nay, they are in doubt and uncertainty thereanent; nay, they are blind thereunto!(3304)* |