Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Böylece onlar (Müslümanlara ve mazlumlara karşı) bir tuzak (hileli bir düzen) kurdular. Biz de, farkında olmadıkları bir tuzak kurup (onların planlarını alt üst ettik.Bu tuzakları onların başına geçirdik.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar, bir düzendir kurdular, biz de düzenlerine bir cezadır verdik, fakat onlar, anlamıyorlardı bunu, haberleri bile yoktu bundan. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar bir hile ve düzen planladılar, biz de onlar farkında değilken, hilelerini başlarına geçirecek bir plan kurduk. |
Ahmet Tekin Meali |
Onlar böyle sinsi plan yaptılar, tuzak kurdular. Biz de, onlar farkında olmadan karşı planlar yaparak planlarını alt üst ettik. |
Ahmet Varol Meali |
Onlar bir tuzak kurdular biz de onlar farkında olmadan bir tuzak kurduk. |
Ali Bulaç Meali |
Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) farkında olmadıkları bir düzen kurduk. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Böyle bir hile kurdular. Biz de, onların haberi olmadan hilelerinin cezasını verdik (kendilerini helâk ettik). |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlar bir tuzak kurdular. Biz de onlar farkına varmadan karşı tuzak kurduk. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de, kendileri farkında olmadan onların planlarını alt üst ettik. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlar (böyle) bir tuzak kurdular. Farkında değillerken biz de (kendilerini helak edecek) bir tuzak kurduk. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Onlar bir düzen kurdular. Biz farkettirmeden düzenlerini bozduk. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu.[408]* |
Diyanet Vakfı Meali |
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik. |
Edip Yüksel Meali |
Böylece bir plan kurdular, ancak onlar farkına varmadan biz de bir plan kurduk. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Böyle bir mekir kurdular, halbuki haberleri yok biz de bir mekir kurmuştuk |
Hasan Basri Çantay Meali |
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de, kendilerinin haberleri olmadan, onların plânlarını altüst ediverdik. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Onlar) böyle bir hîle ile tuzak kurdular; hâlbuki (biz de) tuzak(larını netîcesiz bırakmak) ile onlar farkında olmadan hîle(lerini başlarına geçirmekle mukabele) ettik. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar bir plan hazırladılar. Onların haberleri olmadan bizde bir plan hazırladık. |
Kadri Çelik Meali |
Onlar, bir düzen kurdu, biz de onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. |
Mahmut Kısa Meali |
Onlar akılları sıra, Allah’ın nurunu söndürmek için bir düzen kurmuşlardı fakat, onların asla fark edemeyecekleri bir biçimde, Biz de bütün tuzakları kuşatan bir düzen kurmuştuk! |
Mehmet Türk Meali |
Onlar bir tuzak kurdular. Biz de onlar farkında olmadan, (onlara) bir tuzak kurduk.1* |
Muhammed Esed Meali |
Ve böylece bir tuzak kurdular; fakat, onların hiç fark edemeyecekleri biçimde, biz de bir tuzak kurduk. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve onlar bir tuzak kurdular; Biz de onlar farkına varmadan tuzaklarını boşa çıkardık. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onlar bir hile ile hile yaptılar, Biz de hiç bilgileri olmaksızın bir hile ile hile yaptık (yani onları ansızın hilelerinin cezasına kavuşturduk). |
Suat Yıldırım Meali |
Onlar bir tuzak kurdular, ama tuzaklarına karşı Biz de tuzak kurduk, kendileri farkında olmadan onların tuzaklarını bozduk, onların planlarını altüst ettik. |
Süleyman Ateş Meali |
Böyle bir tuzak kurdular, biz de onlar hiç farkında olmadan onlara bir tuzak kurduk.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlar bir oyun kurmuşlardı. Biz de bir oyun kurmuştuk ama onlar bunu fark edemiyorlardı. |
Şaban Piriş Meali |
Onlar bir plan yaparken, biz de onlar farkında değilken bir plan yaptık. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar bir tuzak kurdular; onlar farkında değilken Biz de bir tuzak kurduk. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlar bir tuzak kurdular, biz de bir tuzak kurduk, ama şuursuzluk eden onlardı. |
M. Pickthall (English) |
So they plotted a plot: and We plotted a plot, while they perceived not. |
Yusuf Ali (English) |
They plotted and planned,(3288) but We too planned, even while they perceived it not.* |