Neml Suresi 82. Ayet


Arapça

وَإِذَا وَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ أَخْرَجْنَا لَهُمْ دَابَّةً مِّنَ الْأَرْضِ تُكَلِّمُهُمْ أَنَّ النَّاسَ كَانُوا بِآيَاتِنَا لَا يُوقِنُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn(yûkınûne).


Kelimeler

ve izâ ve o zaman, olunca
vakaa vaki oldu, vuku buldu
el kavlu söz
aleyhim onlara, onların üzerine
ahracnâ biz çıkardık
lehum onlarındır, onlar için vardır
dâbbeten dabbe
min el ardı arzdan, yerden
tukellimu-hum onlara söyleyecek (konuşacak)
enne olduğunu
en nâse insanlar
kânû oldular
bi âyâti-nâ âyetlerimizi
lâ yûkınûne yakîn hasıl etmezler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali O (va’ad edilen) söz başlarına gelip sabit olacağı (gerçekleşip yaşanacağı) zaman (yani kıyamet öncesinde), onlar için yerden bir (Dabbe) canlı çıkarırız. O da insanlara, Bizim ayetlerimize (ve hikmetlerimize) yakinen inanmadıklarını (ve kalben mutmain olup kavrayamadıklarını) söyleyecektir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sözün, onlar hakkında yerine geleceği, tahakkuk edeceği zaman gelip çatınca yeryüzünden, onlara bir mahluk çıkarırız ki o, konuşur onlarla ve gerçekten de insanlar, delillerimize adamakıllı inanmazlar der.*
Abdullah Parlıyan Meali Söylenen kıyamet saati, başlarına geldiğinde, onların karşısına yerden kendilerine: “İnsanlığın, mesajlarımıza gerçek bir imanla inanmadığını” söyleyen bir yaratık çıkaracağız.
Ahmet Tekin Meali İlâhî kelâmdaki tehdidin, kesinlikle gerçekleşeceği vakit, Kıyamet koparken onlara yerden bir canlı mahlûk çıkarırız. Bu, insanların âyetlerimize, Kur'ân'ımıza, kâinattaki kudretimizin delillerine, ilme, gerekçeye itibar etmediklerini, kesinlikle inanmadıklarını söyleyerek onları yaralar.*
Ahmet Varol Meali (Kendilerine söylenmiş olan) söz başlarına geldiği zaman yerden bir canlı çıkarırız ki o onlara, insanların ayetlerimize kesin bir inançla inanmadıklarını söyler.
Ali Bulaç Meali O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.
Ali Fikri Yavuz Meali (Kıyametin kopacağına dair), o sözün, üzerlerine vukuu yaklaştığı zaman, onlar için yerden bir Dabbe (kıyamet âlâmetlerinden olup, mümin ile kâfiri işaretliyerek birbirinden ayıracak olan bir hayvan) çıkarırız da, insanların âyetlerimize yakînen iman etmemiş olduklarını kendilerine söyler.
Bahaeddin Sağlam Meali Azap sözü başlarında gerçekleştiği zaman, yerden onlar için bir canlı çıkartırız. “İnsanlar ayetlerimize gerçekten inanmadılar.” diye onlarla konuşur.
Bayraktar Bayraklı Meali O söz, tepelerine indiğinde, yerden onlar için canlı bir yaratık çıkarırız da, o onlara, insanların bizim âyetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.[396]*
Cemal Külünkoğlu Meali İnsanlara yönelttiğimiz o tehdidin gerçekleşme günü (kıyamet) yaklaşınca karşılarına yerden bitme bir “Dabbe” (kıyamet alametlerinden olan garip bir yaratık) çıkarırız. Bu, dile gelerek insanların ayetlerimize inanmadıklarını kendilerine bildirir.*
Diyanet İşleri Meali (Eski) Kendilerine söylenmiş olan başlarına geldiği zaman, yerden bir çeşit hayvan çıkarırız ki o, onlara, insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıkların söyler.*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) (Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler.
Diyanet Vakfı Meali O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dâbbe (mahlûk) çıkarırız da, bu onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.  *
Edip Yüksel Meali Zamanı gelince, onlara topraktan mamul bir yaratık çıkaracağız; onlara, halkın ayet ve mucizelerimize inanmadığını bildirecek.*
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir "dâbbe" (canlı) çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Söylenen başlarına geleceği vakıt da onlar için Arzdan bir dâbbe çıkarırız, nâsın âyetlerimize yakîn ile inanmaz idiklerini kendilerine söyler
Hasan Basri Çantay Meali O söz (ün ma'nâsı) kendilerinin aleyhinde (tahakkuk edib) vukuu (ve zuhuur) a geldiği zaman yerden bunlar için bir dâbbe çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kat'î bir kanâat beslemezler idiğini (başlarına kakarak) söyler.
Hayrat Neşriyat Meali O (azab) söz(ü) başlarına geldiği (kıyâmet yaklaştığı) zaman ise, onlara yerden bir dâbbe (hareketli bir canlı) çıkarırız; (o,) gerçekten insanların âyetlerimize kat'î olarak inanmıyor olduklarını kendilerine söyler.(1)*
İlyas Yorulmaz Meali Sözün onlar (İsrail oğulları) üzerine gerçekleşme zamanı geldiğinde, onlar için yerden, onlarla konuşan bir canlı çıkartırız. Muhakkak ki insanlar ayetlerimizi içlerine sindiremiyorlar.
Kadri Çelik Meali (Yer ve gökteki ayetler karşısında iman etmediklerinden) O söz (azap) başlarına geldiği zaman, onlara yerden (harikulade bir mucize olarak) bir canlı çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.
Mahmut Kısa Meali Haklarındaki vaad gerçekleşerek ölüm vakti geldiği zaman, onları sorgulamak için yerin içindenkorkunç görünümlü bir yaratık çıkaracağız ve bu yaratık onlara,insanların çoğunun ayetlerimize gereğince inanmadıklarını ve bu yüzden azâbı hak ettiklerini söyleyecek. O zaman tövbe edip bağışlanmak için yalvaracaklar, ancak tövbeleri kabul edilmeyecek.
Mehmet Türk Meali O sözün başlarına geleceği (yani kıyametin kopacağı) zaman, onlara yerden insanların âyetlerimize gerçekten îman etmediklerini söyleyen canlı bir yaratık 1 çıkarırız. *
Muhammed Esed Meali Ve [o kalben sağır ve kör olanlara gelince: Haktan yana kendilerine söylenen] söz bütün açıklığıyla gerçekleştiği zaman, 73 onların karşısına yerden, kendilerine insanlığın mesajlarımıza gerçek bir imanla inanmadığını söyleyen bir yaratık çıkaracağız. 74
Mustafa İslamoğlu Meali Ve (o vahyi işitmeyen ölüler ve sağırlar) aleyhindeki söz[3353] gerçekleştiği zaman, onlar için[3354] yerden bir canlı[3355] çıkarırız;[3356] o onlara mesajlarımıza öteden beri insanların yürekten inanmamış olduklarını söyler.[3357]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Söylenen söz, başlarına geldiği zaman, onlar için yerden bir dâbbe çıkarırız da Bizim âyetlerimize nâsın kat'i sûrette inanmaz olduklarını onlara söyler.
Suat Yıldırım Meali Kıyamet hakkındaki sözün gerçekleşme zamanı yaklaşınca onlara yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize, (özellikle kıyamete dair ayetlerimize) inanmadıklarını söyler. {KM, Vahiy 13, 11}*
Süleyman Ateş Meali O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe (canlı) çıkarırız; o, onlara insanların, ayetlerimize inanmadıklarını söyler.
Süleymaniye Vakfı Meali Bu insanların haklarındaki karar kesinleşince[1] onlar için yerden (kabirlerinden) bir dâbbe[2] çıkarırız. Dâbbe, o insanlara, Allah’ın âyetlerine kesin bir inançla inanmadıklarını söyler.*
Şaban Piriş Meali Onlara verilen söz gerçekleştiği zaman, yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız da onlara konuşarak; insanların gerçekten ayetlerimize inanmadıklarını söyler.
Ümit Şimşek Meali Söz verilen zaman gelip çattığında, onlara yerden bir dâbbe çıkarırız ki, kendileriyle konuşur da insanların âyetlerimize kesin bir şekilde inanmadıklarını söyler.(11)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.
M. Pickthall (English) And when the word is fulfilled concerning them, We shall bring forth a beast of the earth to speak unto them because mankind had not faith in Our revelations.
Yusuf Ali (English) And when the Word is(3312) fulfilled against them (the unjust), we shall produce from the earth a beast to (face) them:(3313) He will speak to them, for that mankind did not believe with assurance in Our Signs.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları