Zâriyât Suresi 16. Ayet


Arapça

آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُحْسِنِينَ


Türkçe Okunuşu

Âhizîne mâ âtâhum rabbuhum, innehum kânû kable zâlike muhsinîn(muhsinîne).


Kelimeler

âhizîne alanlar
mâ âtâ-hum onlara verdiği şeyi
rabbu-hum onların Rabbi
inne-hum muhakkak ki onlar, gerçekten onlar
kânû oldular
kable önce
zâlike işte bu, bu
muhsinîne muhsin olanlar, namusunu koruyanlar, iffetli olanlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Doğrusu onlar, Rablerinin kendilerine verdiği mükâfatı almış olarak (sonsuz saadete erişmişlerdir). Çünkü onlar bundan önce (dünyada iken) muhsin kimselerdi. (Allah'ı görür gibi ibadet ve hareket ederlerdi ve cihad görevlerinde oldukça titizlik gösterirlerdi.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Alırlar Rablerinin, kendilerine verdiklerini; şüphe yok ki onlar, bundan önce, iyilik ederlerdi.
Abdullah Parlıyan Meali Rablerinin kendilerine verdiği tüm nimet ve ikramları, elde ederek huzurlu bir yaşantı içindedirler. Zaten onlar dünyada da iyilik ve güzelliği huy edinenlerdi.
Ahmet Tekin Meali Rablerinin, kendilerine verdiği nimetleri, imkânları alarak Cennetlerde otururlar. Çünkü onlar bundan önce de, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idareciler ve müslümanlardı.
Ahmet Varol Meali Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Çünkü onlar bundan önce iyilik edenlerdi.
Ali Bulaç Meali Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda (güzellikte) bulunanlardı.
Ali Fikri Yavuz Meali Rablerinin kendilerine verdiğinden razı oldukları halde... Doğrusu onlar, bundan önce güzel amel işliyenlerdi.
Bahaeddin Sağlam Meali Rableri olan Allah’ın onlara verdiği mükâfatı almış olarak duruyorlardır. Çünkü onlar, daha önce güzellik ve iyilik yapanlar idi.
Bayraktar Bayraklı Meali 15,16. Allah'ın emirlerine karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Şüphesiz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.
Cemal Külünkoğlu Meali 15,16. Ama (dünyada iken) Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, kendilerini bahçeler ve pınarlar arasında bulurlar. Rablerinin, kendilerine verdiği her şeyden istedikleri gibi alırlar. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapan, hayır işleyen kimselerdi.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 15,16. Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 15,16. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi.
Diyanet Vakfı Meali 15, 16. Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.
Edip Yüksel Meali Rab'lerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce güzel davranıyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali 15,16. Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı.
Elmalılı Meali (Orjinal) Alarak rablarının kendilerine verdiğini, çünkü onlar bundan evvel güzellik yapmayı âdet edinmişlerdi
Hasan Basri Çantay Meali 15,16. Şübhesiz ki (fenâlıkdan) sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği (sevabı) ahz (-ü kabul) etmiş (ve bundan raazî olmuş) olarak, cennetlerde, pınarlar (ın başların) dadırlar. Çünkü onlar bundan evvel iyi amel (ve hareket) edenlerdi.
Hayrat Neşriyat Meali 15,16. Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Rablerinin kendilerine verdiğini almış kimseler olarak, Cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. Çünki onlar, bundan önce iyilik eden kimselerdi.
İlyas Yorulmaz Meali Rablerinin kendilerine verdiklerini (ikramları) alırlar. Cennete girmeden önce dünyada iken onlar güzel işler yapmışlardı.
Kadri Çelik Meali Rablerinin kendilerine verdiğini alıcılar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda bulunanlardı.
Mahmut Kısa Meali Hem de, Rablerinin kendilerine bahşettiği sonsuz cennet nîmetlerinibüyük bir sevinçle alıp onlardan istedikleri gibi faydalanarak.Evet; çünkü onlar, bundan önceki hayatlarında güzel davranan kimselerdi.
Mehmet Türk Meali 15,16. Allah’a karşı hata etmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini, hak edip alanlar olarak, kesinlikle cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar bundan önce (Allah’ı) görüyormuş gibi ibâdet eden kimselerdi.
Muhammed Esed Meali Rablerinin bağışlayacağı her şeyden istedikleri gibi yararlanarak; [çünkü] onlar geçmişte 10 iyi şeyler yapan (insan)lardı:
Mustafa İslamoğlu Meali Rablerinin kendileri için takdir ettiğini (derin bir şükranla) alarak;[4710] çünkü onlar, zaten daha önce de iyilerdendi:*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Rablerinin kendilerine verdiğini ahz edicilerdir. Muhakkak ki, onlar bundan evvel iyilik eden zâtlar olmuşlardır.
Suat Yıldırım Meali Rab'lerinin kendilerine verdiği mükâfatları almaktadırlar. Çünkü onlar, daha önce dünyada iyi davranan kimselerdi.
Süleyman Ateş Meali Rablerinin, kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce güzel davranırlardı:
Süleymaniye Vakfı Meali Rablerinin (Sahiplerinin) ikramını alırlar. Onlar daha önce iyi davranan kimselerdi.
Şaban Piriş Meali Rab'lerinin kendilerine verdiklerini almışlardır, çünkü onlar bundan önce iyi kimseler idiler.
Ümit Şimşek Meali Rablerinin onlara verdiklerini almaktadırlar. Çünkü onlar daha önce iyiliği ilke edinmiş kimselerdi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler.
M. Pickthall (English) Taking that which their Lord giveth them; for lo! aforetime they were doers of good;
Yusuf Ali (English) Taking joy in the things which their Lord gives them, because, before then, they lived a good life.

İslam Vakti Mobil Uygulamaları