Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ad (kavmin) de de (ibretler vardır) . Hani onların üzerine köklerini kurutup kesen (akim) bir rüzgâr gönderdik de (her tarafı yıkıp geçiyordu) ; |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Âd kavminde de bir delil var; hani onlara, her şeyi kasıp kavuran bir fırtına göndermiştik. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve tüm günahkarları yok eden kasırgayı, üzerlerine saldığımız Âd kavminin başına gelenlerde de, aynı ibretleri görebilirsiniz. |
Ahmet Tekin Meali |
Âd kavminde de ibretler vardır. Üzerlerine, köklerini kurutmakla görevli bir rüzgâr estirmiştik. |
Ahmet Varol Meali |
Ad (kavminde) de (ibret vardır). Hani onların üzerlerine o kökleri kesen (kısır) rüzgarı göndermiştik. |
Ali Bulaç Meali |
Ad (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onların üzerine köklerini kesen (akim) bir rüzgar gönderdik. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Âd kavminde de ibret vardır: Hani onların üzerine o kökü kurutan rüzgârı göndermiştik. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ad kavminde de önemli ayetler vardır. Hani onların üzerine uğursuz bir rüzgâr gönderdik; |
Bayraktar Bayraklı Meali |
‘Âd kavminde de dersler vardır. Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Âd kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine (yaptıkları yüzünden) köklerini kesen bir rüzgâr göndermiştik. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
41,42. Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Âd kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine köklerini kesen rüzgârı göndermiştik. |
Diyanet Vakfı Meali |
Âd kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. |
Edip Yüksel Meali |
Ad halkında da (bir ders vardır). Üzerlerine korkunç bir rüzgar gönderdik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Âd kavminin helâkinde de bir ibret vardır. Hani biz onların üzerine köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bir de Âd de: ki üzerlerine o köklerini kesen rüzgarı salıvermiştik |
Hasan Basri Çantay Meali |
Aad (kavminin helak edilmesin) de de (ibret vardır). Hani onların üzerine o kısır rüzgârı göndermişdik. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Âd (kavmin)de de (ibretler vardır); o vakit onların üzerine (helâk edici) o kısır rüzgârı göndermiştik. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Ad topluluğuna, her şeyi silip süpüren rüzgarı göndermemizde de, alınacak ibretler var. |
Kadri Çelik Meali |
Ad kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. |
Mahmut Kısa Meali |
İsyankâr Âd kavminin başına gelenlerde de sizin için bir ibret dersi vardır: Hani onların üzerine, o ölümcül fırtınayı göndermiştik. |
Mehmet Türk Meali |
Âd (kavmi kıssasında) da (ibretler vardır. Biz,) onların üzerine de köklerini kazıyan bir rüzgâr gönderdik. |
Muhammed Esed Meali |
Ve; canlıları yok eden kasırgayı üzerlerine saldığımız ‘Âd [kavminin başına gelenlerde] de [aynı mesajı bulursunuz], |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Aynı (mesaj) ‘Âd kıssasında da var: Hani onlara da köklerini kurutan bir fırtına göndermiştik. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve Âd (kavminin kıssasında da (ibret vardır). O vakit ki, onların üzerine faidesiz, muzır rüzgarı gönderdik. |
Suat Yıldırım Meali |
Âd halkında da alınacak dersler vardır. Onlara da ortalığı kasıp kavuran köklerini kurutan bir kasırga gönderdik. |
Süleyman Ateş Meali |
Ad(kavmin)de de (ibret alınacak şeyler vardır). Onlara, köklerini kesen bir rüzgar gönderdik. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Ad Kavmi hakkında da bilgin var. Hani üzerlerine köklerini kurutan bir rüzgar göndermiştik. |
Şaban Piriş Meali |
Âd'da da vardır. Onların üzerine ölüm rüzgarı göndermiştik. |
Ümit Şimşek Meali |
Âd kavminde de ibretler vardır. Onların üzerine de Biz köklerini kazıyan rüzgârı göndermiştik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Âd kavminde de bir ibret var. Onlar üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgârı göndermiştik. |
M. Pickthall (English) |
And in (the tribe of) Aad (there is a portent) when We sent the fatal wind against them. |
Yusuf Ali (English) |
And in the ´Ad (people)(5018) (was another Sign): Behold, We sent against them the devastating Wind:* |