Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Kendilerine va'ad edilen o (azap) günlerinden dolayı vay o inkâr edenlerin haline! (Ki yakında aşağılatıcı azabımız onları kuşatacaktır.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Yazık kafirlere, kendilerine vaadedilen günden. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere, vaat olunan azap günü, vay onların hallerine. |
Ahmet Tekin Meali |
Tehdit edildikleri o günden dolayı, vay kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin haline! |
Ahmet Varol Meali |
Kendilerine vaadedilen o günlerinden dolayı kâfirlerin vay hallerine! |
Ali Bulaç Meali |
Kendilerine va'dedilen o (azab) günlerinden dolayı vay o inkâr edenlere. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Artık o azabla korkutuldukları günlerinden dolayı, Kur'an'ı ve Peygamberi inkâr edenlere şiddetli azab olsun... |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Kendilerine vaadedilen o günden dolayı, o kâfirlere yazıklar olsun! [O gün halleri çok kötü olacaktır.] |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Uyarıldıkları günden dolayı vay hallerine o inkârcıların![584]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Uyarıldıkları (azap) günlerinden dolayı vay o inkârcıların hâline! |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Söz verilen günün azabından vay o inkar edenlere!* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o inkâr edenlerin hâline! |
Diyanet Vakfı Meali |
Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline! |
Edip Yüksel Meali |
Kendilerine söz verilen günden dolayı vay haline şu inkarcıların! |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Kendilerine vaad edilen günlerinde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
artık o va'dolundukları günlerinden vay o küfredenlere!... |
Hasan Basri Çantay Meali |
İşte kendilerine va'd (ve tehdîd) edilegelen günlerinden (dolayı) vay o küfredenlere! |
Hayrat Neşriyat Meali |
İşte va'd olunup durdukları o günlerinden dolayı o kâfirlerin vay hâline! |
İlyas Yorulmaz Meali |
Kendilerine vaat edilen hesap gününden dolayı, gerçekleri inkar edenlerin vay hallerine. |
Kadri Çelik Meali |
Kendilerine vaat edilen o (azap) günlerinden dolayı vay o küfre sapanlara! |
Mahmut Kısa Meali |
Defalarca uyarıldıkları hâlde umursamadıkları o dehşetli Günden dolayı, vay o kâfirlerin hâline! |
Mehmet Türk Meali |
Kendilerine (azap) vâdedilen günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline! |
Muhammed Esed Meali |
Hakikati inkara şartlanmış olanların vay haline; haber verilen Günde [başlarına gelecekler için vay haline onların!] |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İmdi, inkârda direnenlerin tehdit edildikleri o gün başlarına geleceklerden dolayı vay hallerine! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık vaadolunur oldukları günlerinden dolayı vay kâfir olan kimselere. |
Suat Yıldırım Meali |
Ama tehdit olundukları o gün de gelince, çekeceklerinden dolayı vay o kâfirlerin haline! |
Süleyman Ateş Meali |
Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o kafirlerin haline! |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Ayetleri görmezlikten gelenlerin (kafirlerin), tehdit edildikleri gün gelince çekecekleri var. |
Şaban Piriş Meali |
Kendilerine vaat edilen günlerden dolayı kafirlerin vay haline! |
Ümit Şimşek Meali |
Kendilerine vaad olunan o günlerinden kâfirlerin çekecekleri var! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O vaat edildikleri günlerinden dolayı vay kâfirlerin haline! |
M. Pickthall (English) |
And woe unto those who disbelieve, from (that) their day which they are promised. |
Yusuf Ali (English) |
Woe, then, to the Unbelievers, on account of that Day(5036) of theirs which they have been promised!* |