Zâriyât Suresi 45. Ayet


Arapça

فَمَا اسْتَطَاعُوا مِن قِيَامٍ وَمَا كَانُوا مُنتَصِرِينَ


Türkçe Okunuşu

Fe mestetâû min kıyâmin ve mâ kânû muntesirîne.


Kelimeler

fe o zaman, böylece
mâ istetâû güç yetiremediler, muktedir olamadılar
min kıyâmin ayağa kalkma
ve mâ kânû ve olmadılar, değiller
muntesirîne yardım edilenler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Artık (onlar) ne ayağa kalkmaya güç yetirebiliyor, ne yardım bulabiliyordu.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Derken ne ayakta durmıya güçleri kalmıştı, ne de bir yardım görmüşlerdi.
Abdullah Parlıyan Meali Çünkü ne ayakta durmaya güçleri kalmış, ne de yardım görebilmişlerdi.
Ahmet Tekin Meali Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
Ahmet Varol Meali Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler ne de yardım bulabildiler.
Ali Bulaç Meali Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.
Ali Fikri Yavuz Meali O vakit (bu azabdan kurtulub) kalkmağa güç yetiremediler, bir yardım da görmediler.
Bahaeddin Sağlam Meali Ne ayağa kalkabildiler ne de yardım alabildiler.
Bayraktar Bayraklı Meali Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
Cemal Külünkoğlu Meali Artık ne ayağa kalkacak güçleri kalmıştı ne de yardım edenleri olmuştu.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti, ne de başkasından yardım görebildiler.
Diyanet Vakfı Meali Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
Edip Yüksel Meali Ne kalkabildiler, ne de yardım görebildiler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Artık onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler.
Elmalılı Meali (Orjinal) O vaktı bir kalkınmaya da güç yetiremediler, bir yardım da görmediler
Hasan Basri Çantay Meali İşte (bu sebeble) ayakda durmıya güç yetiremediler, yardım edenleri de olmadı.
Hayrat Neşriyat Meali Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (kendilerine) yardım edilen kimseler oldular.
İlyas Yorulmaz Meali (Onları yakalayan azaptan dolayı) Ayakta durmaya güçleri yetmediği gibi, birbirlerine yardım bile edemediler.
Kadri Çelik Meali Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (birbirlerine) yardım edebildiler.
Mahmut Kısa Meali Azâbımız karşısında oldukları yere yıkılıverdiler; ne ayağa kalkabilecek dermanları kalmıştı, ne de kendilerini savunabilecek güçleri!
Mehmet Türk Meali Artık onlar ayağa kalkamadıkları gibi, kendilerine yardımcı da bulamamışlardı.
Muhammed Esed Meali çünkü yerlerinden kalkacak durumda bile değillerdi ve kendilerini savunamazlardı.
Mustafa İslamoğlu Meali artık ne yerlerinden doğrulabildiler ne de kendilerini savunmaya mecal bulabildiler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Artık bir kalkınmaya da güç yetiremediler ve yardım görücüler de olmadılar.
Suat Yıldırım Meali Oldukları yerde çöke kaldılar, ne doğrulabildiler, ne de yardım gördüler.
Süleyman Ateş Meali (Yurtlarında çöküverdiler) Ne kalkabildiler, ne de (bu duruma) engel olabildiler.
Süleymaniye Vakfı Meali Yerlerinden kalkamadılar, kimseden de yardım görmediler.
Şaban Piriş Meali Ne ayakta durmaya güçleri yetmiş, ne de yardım edilenler olmuşlardı.
Ümit Şimşek Meali Ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım gördüler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ne kalkıp kaçabildiler ne de kendilerine yardım eden oldu.
M. Pickthall (English) And they were unable to rise up, nor could they help themselves.
Yusuf Ali (English) Then they could not even stand (on their feet),(5023) nor could they help themselves.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları